Usta...
Efendim evlat..
Herkes bu hayattan birşeyler alma peşinde. Fakat bakıyorum sen nefes almayı bile çok görüyorsun. Oysaki bu hayat bize borçlu değilmi..
Bazen bu tersine dönebiliyor evlat..
Nasıl yani usta...
Tersine dönüyor işte evlat..
Hayat eli bol davrandı bana. Kimselere vermediğinden bolca verdi bana. Kaç insanın dudakları arasında, avuçlarında, aldıkları nefeslerinde mutluluğu gördün evlat..
Kaç insanın mutluluktan çocukluğuna döndüğünü gördün. Kaç insanın ömrüne karışmıştır bu illet evlat..
İşte hayat bana bunu sundu. Ben kendisinden vazgeçmişken mutluluğu sundu ömrüme. Gözlerime, ruhuma, geceme gündüzüme, benim olan herşeye mutluluğu sürdü. Mutlulukla yoğurdu ömrümü. Ben daha ne isteyebilirim bu hayattan, bu yüzsüzlüğü nasıl yapabilirim evlat..
Usta...
Hani nerde peki, neden nefes almak istemeyecek kadar mutsuzsun...Mutluluğa layık değilsem, hayattan bunane. Mutluluk bırakıp gittiyse hayattan bunane evlat..
İşte o yüzden ben hayata borçluyum. Nefes alamayacak kadar borçluyum bu hayata evlat..
Sustum usta...