üç ● ❝düşünseli'nin içerisindeki ânılar❞
Yoldaşlık üyelerinin tamamının toplanmasının üzerinden neredeyse üç gün geçmişti. Sirius bu zaman diliminde huzursuzdu, endişeliydi ve o şakacı adamın yerine kardeşi için meraklanan bir adam vardı -ki bundan bile, durumun onun için ne kadar endişe verici olduğu açıkça belli oluyordu.Elbette, bunu kimseye göstermemeye çalışıyordu. Birisinin etrafındayken hiçbir şey olmamış gibi davranmakta üstüne yoktu; tek sorun bunun Çapulcular üzerinde işlememesiydi.
"Hadi ama, Patiayak. Neden böyle olduğunu hepimiz biliyoruz." Peter, eline almış olduğu çikolatalı Bertie Botts'un Bin Bir Çeşit Fasulye'lerinden birisini ağzına atmakla meşguldü. Sirius söylediği şeye göz devirirken, zorla gülümsedi.
"Kılkuyruk haklı, dostum." James de katıldığını belli edercesine başını salladı. "Yüzündeki gülümsemeden bile onu düşündüğün belli oluyor." diye devam etti, Remus.
"Bir şey yok diyorsam yoktur. Hem gülümsememden onu düşündüğümü nereden biliyorsun?" Sirius en sonunda Remus'a dönerken, Remus sırıttı. "O olarak bahsettiğim kişiyi şu an doğrulamış oldun, Patiayak."
Sirius yaptığı aptallığa homurdandı. James'in ofisinde hepsi toplanmış, bazen konuşarak bazen sadece susarak zamanlarını geçirmişlerdi. Sirius zaten Regulus'un yaptığı şeyi düşünmeden duramıyordu. Küçük kardeşi için belki de bir çıkış yolu vardı ve bu iyi bir şeydi. Kötü olan tarafı, artık ölüm yiyen olmasa bile önceden yaptığı her şey için Azkaban'a müebbet hapis ya da Ruh Emici Öpücüğü alacaktı. Bu, kaçınılmaz olandı.
"Hey," diye mırıldandı, konuyu açmakla açmamak arasında kalmış gibi görünüyordu. "Sizce... sizce Regulus bir şeyler mi planlıyor yoksa, o artık... anladı mı? Yani demek istediğim, artık iyi biri olmaya mı karar verdi?"
Bir anda herkes sus pus olmuştu. Sirius'un konuyu açmasını beklemiyor olacaklar ki, birkaç saniye boyunca düşünceli bir şekilde O'na baktılar. Daha sonra ise Remus, omuz silkti ve "Bilemiyorum, Patiayak." diyerek sessizliği bozdu. "Bu planlanmış bir şey de olabilir, Ölüm Yiyen olmaktan vazgeçtiği anlamına da gelir. Ama Dumbledore her türlü Sihir Bakanlığı'nın bilmesini istemiyor. Çünkü bilirse peşini bırakmayacağını ve göreceği yerde öpücük uygulacaklarını biliyor."
Kardeşinin gözü önünde Ruh Emici Öpücüğü aldığını düşündüğünde, titredi Sirius. Evet, bu kesin olacaktı ancak Dumbledore ilk başta amacını öğrenmek istiyordu. Neden kaçıyordu? Daha doğrusu, ne yapmaya çalışıyordu?
Sirius, belki de Regulus'un yoldaşlığın kendinden haberdar olduğunu biliyor olmasını dâhi düşünmüştü. Sturgis'i daha önce görüp böyle bir şeyi bilerek yapmıştı. Bir sürü ihtimal vardı ve Sirius hangisine inanacağını seçemiyordu.
"Bence artık doğru olanı seçti." diye konuştu, James. Sirius daldığı düşüncelerden hızla gün yüzüne çıktı. "Ya da çok iyimserim, bilemiyorum."
"Ben hâlâ Ölüm Yiyen olduğu düşüncesindeyim." Peter'ın söyledikleriyle ortam gerginleşirken, o bundan hiç haberi yokmuş gibi konuşmaya devam ediyordu. "Çünkü, Karanlık Lord'un emrinden çıkarsan ölürsün. Regulus da bunu çok iyi biliyor olmalı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
partis temporus ℘ regulus arcturus black.
FanfictionKader ağları vücudunu sararken, nefes almayı denemesi güç bile değildi. Sadece tek bir dokunuş. Kurtulan bir hayat ve kendini feda eden bir can. ❝Özür dilerim, abi. Sen haklıydın.❞ •270919 ...