「06|❝bazı 'faresel' sorunlar❞」

1.2K 142 155
                                    

•düzenlendi, öncekini okuyanların tekrar okuması önerilir.

altı ● ❝bazı 'faresel' sorunlar❞

"Ne yani, o madalyonu bir mağaradan mı aldığını söylüyorsun?" Remus Lupin, kaşları çatık bir şekilde karşısında duran Regulus'a baktı. Regulus, bu durumdan sıkıldığını belli edercesine göz devirip ofladı.

"Lupin, sorgulamayı bırakıp dediklerimi yazacak mısın?"

"Biliyorsun ki, sorgulamadan bir şey yapamam. Gördüğün gibi, sana bir soru sormuştum ve sen kaçmaya çalışmıştın buradan."

"Soru Karanlık Lord ile ilgili olduğu için olabilir mi acaba, Bay tüy yığını?" Sona doğru sesi bir homurtu gibi çıkarken, bakışlarını yerde duran Remus'a çevirdi. Bu yoldaşlık üyelerinin havaya kaldırmak gibi bir problemleri olduğunu düşünmeye başlamıştı.

"Yine de bu kaçma girişiminde bulunmanı gerektirmiyordu." diyerek nefesini dışarı verdi Remus. "Her neyse. Mağaraya nasıl girdin?"

"Seni bilemem ama," Alayla konuşmasına, küçük bir gülme sesi ekledi. "Ben bir yere girerken yürüyorum, Lupin."

"Sakin ol, Remus. Sakin ol," diye mırıldandı, Remus kendi kendine. "Pekâla, hiç engelle karşılaştın mı?"

"Hmm, bir düşüneyim. Evet, karşılaştım. Sizin gibi iflah olmaz geri zekalılarla!" Regulus, artık sabrının tükendiğini hissediyordu. Sirius'tan yumruk yemiş, daha sonra tam odasına gidip uyumayı düşünürken Remus ile Dumbledore gelmiş ve sorgu vaktinin geldiğini söylemişlerdi.

"Regulus, ben mağarada diyorum. Elbet, bu sözünü belki başka bir yerde dikkate alabilirim." Remus sakin tavrı ile konuşurken, Regulus bunun kendini daha da sinirlendirdiğini hissediyordu. Havada asılı kalmış bir vaziyette duruyordu ve elleri ile kollarını hareket dâhi ettiremiyordu.

"Cehenneme kadar yolunuz var!" diye tükürdü, Regulus. "Siz olmasaydınız şu an buradan çok uzaklarda olabilirdim!"

"Biz olmasaydık, Ölüm Yiyenler tarafından yakalanabilirdin. Bu herkes için daha kötü olurdu.-"

"Şansa bak ki ben de bir Ölüm Yiyenim, Lupin!"

"Bak, ne var biliyor musun? Sen kendini düşünmekten başka bir şey yapmayan birisisin ve bu yüzden bizim moralimizi de bozmana izin vermeyeceğim."

Regulus, Remus'un söylediği sözle sessiz kaldı. Dumbledore büyük ihtimalle kimseye hortkuluk hakkında bir şey söylememişti, onlar da kendisini hâlâ bencil ve sahtekar birisi olarak görüyordu.

Regulus, aslında bunun canını o kadar acıtmadığına şaşırdı. Onların ne dediği, ne yaptığı umurunda değildi; tek istediği belki de, abisinin onunla gurur duymasıydı. Bu da imkansız olduğu için, Regulus kimseyi takmıyordu.

"Şimdi, bana her şeyi doğru düzgün anlatacak mısın yoksa iksirle mi halletmemi istersin?" Başını arkaya doğru atarak saçının önünden çekilmesini sağladı Regulus. "O iksiri on metre yakınıma bile getirirsen, ölü bedenini buradan çıkarmak zorunda kalırım," diye hırladı.

Remus, bu tehditi sevmiş gibi görünüyordu. "Ama unuttuğun bir şey var, Black. Benim asam var, senin yok. "

"Ne yani, asam olması gerekiyor mu?" diye şaşkınkıkla sordu, Regulus. "Seni tek elimle bile yere serebilirim, Lupin."

"Bundan pek emin olma." diye alayla söyledi, Remus kalemi Regulus'a doğrulturken. "Havada asılı kaldığın sürece hiçbir şey yapamazsın, unuttun mu?"

partis temporus ℘ regulus arcturus black.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin