•düzenlendi, öncekini okuyanların tekrar okuması önerilir.
on ● ❝yanlış anlaşılmaların kelebek etkisi❞
Genç adam -eğer belirli bir betimleme yapılacaksa hafif tombul, yüzü geniş ve gözleri pörtlek bir genç- kıpkırmızı kesilmiş yüzü ile bir süredir geçmeye çalıştığı büyü kalkanı dolayısıyla nefes nefese kalmıştı. Biraz önce öğrendiği bilgiler belki de tüm hazırlık ve savaş'ın seyrini değiştirme olanağına sahipken, şimdi küçük bir büyü kalkanı yüzünden görev edindiği haberleşmeyi yerine getirememesi ne kadar aciz bir durumda olduğunu kanıtlardı.
"Anlamıyorsunuz, benim şu anda görüşmem lazım." Vücudunu tekrar ileri doğru atarken, büyü kalkanının ona değmesi ile arkaya doğru savruldu.
"Lord, şu anda meşgul." Maskesinin altında Lucius Malfoy konuşurken, keskin gözlerini bir şahin misali yerde yatan kişiye çevirdi.
"Bu da demek oluyor ki, buradan toz ol."
Genç adam, direnmek için ağzını açtı, ancak ölüm yiyenlerin yüzündeki ifadeyi görerek geri kapattı.
"Regulus Black ile ilgili." diye fısıldadı, çıkarabildiği sesiyle. Bakışları tekrar yerdeki kişiye dönerken, bu sefer alay barındırmıyordu Lucius Malfoy'un gözleri.
"O kişi ölüme mahkum." diye konuştu, tane tane. "Eğer nerede olduğunu biliyorsan, söyle ve git. Biz bunu Lord'a iletiriz."
Genç adam başını iki yana salladı. "Hayır... Benim direkt Lord ile konuşmam lazım. Lütfen, bu çok önemli. Seherbazlar... bir şeyler planlıyormuş. Karargahlarınızın yerlerini öğrenmişler!"
İki Ölüm Yiyen duydukları şeyle birbirine altında telaş barındıran kısa bir bakış atarken, Carrow genç adamın kolundan tutup sertçe kaldırdı ve yüzünü, yüzüne sabitledi. "Doğruyu mu söylüyorsun? Yoksa Lord ile görüşmek için sadece bir yalan mı uyduruyorsun, seni pislik?"
Genç adam, olduğu yerde kalakalmış bir şekilde karşısındaki adama baktı. Dudakları sanki konuşmamak için mühürlenmişti, bu kadar yakından oldukça korkutucu görünüyordu.
En sonunda başını iki yana salladığında, Carrow bakışlarını Lucius Malfoy'a çevirdi. Onun da gözlerindeki kararsız ifade belli oluyordu.
"Eğer saçma bir şey söylersen Lord'a," dedi, bir kalp atımı süresi bekleyerek heyecanı arttırırken. "Seni bizzat ben öldürürüm."
"Söz, söz... Hiç saçmalamayacağım, söz veriyorum." Genç adam histerik bir şekilde başını iki yana salladı. "O zaman gel bizimle."
Amycus Carrow ile Lucius Malfoy genç adamın bir kolundan tutarken, "Rabastan!" diye bağırdı Lucius. "Biz gidiyoruz, sen devral!"
"Ama -Lord?" Genç adam kafası karışmış bir biçimde konuşurken, Amycus Carrow durumuna samimiyetten uzak soğuk bir kahkaha attı.
"Sence Lord, burada mı kalır? Tabii ki de başka bir yerde kalıyor."
"O zaman burası neden korunuyor?" Lucius Malfoy, tiksintiyle genç adama baktı. "Burnunu başka işlere sokmaya kalkma. Sadece Lord'a gideceksin, o kadar. Başka bir şey seni ilgilendirmez."
Genç adam, başka bir şey söylemeyerek başını yere eğdi ve Lucius Malfoy'u onayladı.
"İyi." Lucius yüzünü buruşturarak genç adama başını salladı ve Amycus Carrow'a döndü. "Yalnız bırakmayalım, ne diyeceği veya ne yapabileceği belli olmaz bunun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
partis temporus ℘ regulus arcturus black.
FanfictionKader ağları vücudunu sararken, nefes almayı denemesi güç bile değildi. Sadece tek bir dokunuş. Kurtulan bir hayat ve kendini feda eden bir can. ❝Özür dilerim, abi. Sen haklıydın.❞ •270919 ...