•düzenlendi, öncekini okuyanların tekrar okuması önerilir.
on sekiz ● ❝beklenmedik yardımcı❞
Hava, Regulus'un hissettiğinden daha soğuk, normal sıcaklığın biraz altında ve kesinlikle insanın içini ürperten bir durumdaydı.
Öte yandan, kayan gözbebeklerini bir noktada sabit tutmaya çalışırken ayaklarının birbirine dolanması yüzünden duvardan destek alıyordu.
Gelmişlerdi.
Ama bir ya da iki kişi gelmedikleri o kadar belliydi ki, Regulus önüne dizilen onca Ruh Emici olmasa dahi bir düzineden fazla olduklarını tahmin edebilirdi.
Anora tam önüne geçmişken, asasını soğuk yüzünden titrek bir şekilde tutuyordu. "Patronus yapmamız lazım." diye fısıldadı, sessizce. Regulus, görmediğini bilerek göz devirdi.
Kendisi patronus yapamıyordu. Yapsa bile, en fazla bir buhardan öteye geçemiyordu ve bu, belki de yapamadığı tek büyüydü. Tabii, yorgun düştüğü zaman koruma kalkanlarını tam kaldıramamış ve Clark'ın asasına da saptanamama büyüsünü tam olarak yaptığı sayılmazsa -sonuçta o sıralarda yorgundu.
"Sen yap," diye tısladı. "Ben onun için sihrimi boşuna harcamayacağım."
"Ne saçmalıyorsun sen, Black!" Anora bağırırken, asasını Ruh Emiciler'e doğrulttu ve "Expecto Patronum!" dedi. Asasından mavi bir ışık huzmesi çıkarken, patronus kanatlarını genişçe açtı ve Ruh Emiciler'in etrafını sardı.
Regulus, şaşkınlıkla devasa kanatları olan ve Ruh Emiciler'in etrafında dolaşan Hipogrif'e bakarken boğazında bir yumrunun oluştuğunu hissetti. Böyle bir patronus yapmayı gerçekten isterdi, ancak bir buharın bile önüne geçemeyen patronus denemeleri yüzüne bir tokat gibi çarpıyordu ve bu daha da sinirini bozuyordu.
"Şu lanet hipogrif Ruh Emiciler'e pençe falan atamaz mı!" diye bağırdı, nefesi soğuk yüzünden geri içeri girmek isterken. Hipogrif birkaç Ruh Emici'nin dikkatini dağıtırken tek başına bu işte başarılı olması mümkün değildi.
"Ruh Emicilerin ölümsüz olduğunu unutuyorsun sanırım!" Anora dişleri arasından konuşurken, sessizce devam etti. "Sana işaret verdiğimde kaçacağız."
Regulus titrek bir nefes alırken, başıyla onayladı Anora'yı. Başka bir seçeneği yoktu ne de olsa, tek başına kaçmaya çalışsa bir tane öpücük ile direkt ölüden de beter olurdu.
Hipogrif iki tane Ruh Emici'yi etkisiz hâle getirirken, ikisi de bunun yetersiz olduğunu biliyordu. Bir düzineden fazla olan Ruh Emicileri tek bir patronus durduramazdı. Anora'nın yavaş yavaş titremeye başlayan bedeni de hipogrif'in devam edemeyeceğinin göstergesiydi.
Regulus, eğer bir şey yapmazsa buradan çıkamayacağını düşünürken kendisine verilen asalardan ikisini farklı yönlere doğrulttu.
"Salazar," diye mırıldandı, sessizce. "Bana yardım et."
"BOMBARDA MAXIMA!" Küçük ev, büyük bir gürültüyle yerinde sallandı, Ruh Emiciler geriye doğru bilinçsiz bir şekilde savrulurken Anora yere eğildi ve elleriyle başını sardı.
Regulus ise o anda hiçbir şeyi düşünecek derecede değildi. Kanının tam içinde akan sihri ve dolaşımını hızlandıran o öfkeyi doruklarında hissederken iki asanın da oldukça büyük bir patlamaya yol açtığını yeni idrak ediyordu.
Başarmıştı. Sihrin özünü asalara yeterince aktarabilmiş ve güçlü aurası altında kendisine itaat etmelerini sağlayabilmişti.
"Rowena aşkına!" Anora elektriklenmiş saçlarını düzleştirirken şaşkınlıkla baktı hâlâ aynı pozisyonda duran genç erkeğe. "Sen iki asa kullanabiliyorsun!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
partis temporus ℘ regulus arcturus black.
FanfictionKader ağları vücudunu sararken, nefes almayı denemesi güç bile değildi. Sadece tek bir dokunuş. Kurtulan bir hayat ve kendini feda eden bir can. ❝Özür dilerim, abi. Sen haklıydın.❞ •270919 ...