•düzenlendi, öncekini okuyanların tekrar okuması önerilir.
bir ● ❝kaçmanın ecele faydası yoktur.❞
bir gün sonra, öğle vakitleri,
Sirius, oturduğu yerde yayılırken yüzünde geniş bir gülümseme hâkimdi.Dünkü iddialarından sonra, maçı kazanan ve snitch'i yakalayan takım, aynı Sirius'un iddia ettiği gibi Bulgaristan olmuştu. James'in küçüklüğünden beri tuttuğu İrlanda ise kaybetmiş ve kaybedenin sadece İrlanda olmaması, James'i bir hâyli üzmüştü.
Şimdi ise beraber toplanmışlar, Remus ve Peter kendi arasında konuşurken Lily ve James'in arasında da fısıltılı bir konuşma geçiyordu. Sirius biraz dış plana atılmış gibi görünse de, James'in arada kendisine gönderdiği ters bakışlar keyfini yerine getirmekte oldukça etkiliydi.
Sirius, James'in yanında duran kızıl saçlı kadın'a bakarken, kaşlarını yavaşça çattı. Evet, belki bunu direkt olarak sormak biraz küstahlık olabilirdi ancak Lily ya bir anda kilo almıştı ya da birisi tarafından lanetlenmişti. Karnı büyümüş, aynı şekilde yanakları da tombullaşmıştı. Birkaç metre öteden bile görülebilecek bir şeydi bu.
"Sen kilo mu aldın, Lils?"
Sirius, karşısında duran kızıl'ı baştan aşağıya incelerken, Lily gözleri irileşmiş bir biçimde Sirius'a bakıyordu. "Kilo mu almışım? Ama James demişti ki-"
"Sirius'un gözleri bozuk, Lily-çiçeğim. Sen hâlâ aynısın." James, Sirius'a uyaran bakışlarından gönderirken arkada durarak tartışmayı keyifle izleyen Remus ve Peter'a yardım isteyen bakışlardan attı.
"En az beş kilo diyorum, Lils." Sirius, rahat bir şekilde arkasına yaslanıp ellerini ensesinde birleştirirken sırıtıyordu. Hem James'i kızdırdığı için, hem de Lily'nin James'e kızacağı için keyiflenmişti. Çünkü Lily'nin James'e kızması her zaman komik olurdu ve şu anda onlardan birisine ihtiyacı varmış gibi hissediyordu.
Ama eh, kilo aldığını da inkâr edemezdi ya?
"Beş kilo mu?" Lily dehşete düşmüş bir şekilde Sirius'a bakarken, James oturduğu koltukta kaybolmayı istiyormuş gibi aşağıya doğru kayıyordu.
"James Fleamont Potter! Neden bana yalan söyledin?" Lily'nin zümrüt yeşili gözleri yavaş yavaş gözyaşlarıyla dolmaya başlarken, Çapulcular'dan üçü şaşkınlıkla kendi arasında bakıştı. Lily Evans-Potter asla bunun için ağlamazdı. James'e havada asılı kalması için bir lanet fırlatır ve keyifle havada süzülen kocasını izlerdi.
"Lils?" Sirius, yerinde doğruldu. Lily'nin gözyaşları şakaklarından akmaya ve bir çizgi halinde çenesinde birleşmeye başlamıştı.
"Neden bana yalan söyledin, James?"
"Lily, çiçeğim, zambağım... Ben sana yalan söylemedim ki! Bana göre zayıflamışsın."
"Ama sana göre!" diye bağırdı, Lily. Üç çapulcu bu durumu şaşkınlık ve dehşetle izliyorlardı. "Sirius'a göre hiç de öyle değil!"
"Ama Sirius'un gözleri bo-" Lily tek elini kaldırıp James'i susturdu. "Tekrardan yalan söyleme istersen, James. Hem beni hem de karnımdaki canlıyı ne kadar üzdüğünün farkındasındır umarım."
"Karnındaki canlı mı?" Peter, ağzı bir karış açık sırayla Lily ve James'e baktı. "Karnındaki canlı olarak umarım küçük kurtçuklardan veya biraz önce yediğimiz etten bahsetmiyorsunuzdur." Remus da şaşkınlıkla konuşurken, Sirius ne diyeceğini bilemez hâlde olduğu yerde duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
partis temporus ℘ regulus arcturus black.
FanficKader ağları vücudunu sararken, nefes almayı denemesi güç bile değildi. Sadece tek bir dokunuş. Kurtulan bir hayat ve kendini feda eden bir can. ❝Özür dilerim, abi. Sen haklıydın.❞ •270919 ...