•bölüm düzenlendi, öncekini okuyanların tekrar okuması önerilir.yedi ● ❝ava çıkan avlanır.❞
Sirius, birkaç gündür ne yapacağını bilmiyordu.
Artık o gülen suratında küçük bir tebessüm bile geçemiyordu, yaşadıkları şeyleri düşündükçe deliriyormuş gibi hissediyordu.
İlk başta, kardeşi bir anda Lord'undan kaçmıştı, Peter ile karşılaşmış onu yere sermişti ve hafızasını silmişti. Daha sonra ise kimseye zorluk çıkarmadan, bir anda Sirius ile aynı yerde yaşamayı kabul etmişti.
Şimdi ise söylediği şeyler, günlerdir kafasında dönüyordu.
Regulus haklıydı, ona inanmamayı seçmişlerdi. Ama şu ana kadar yaptıklarına bakılacak olursa, Sirius haklı olduklarını düşünüyordu.
Diğer yandan ise, vicdanının tüm vücudunu ele geçirmesine engel olamıyordu.
Regulus'un o harap olmuş bedeni tekrar gözlerinin önüne gelirken, oturduğu yerde silkelenerek kendine geldi. Kendi kanından birisinin bu hâle düşmesi... Tanrım, düşünmesi bile imkansız geliyordu.
"Dumbledore mektuba yanıt vermiş." Remus, kapıdan içeri girip elindeki parşömeni masanın üzerine koydu. "Neden bu kadar geç yanıt verdiği ise içinde yazıyor."
Sirius, masada duran mektuba baktı uzun bir süre. Peter'ın yaptığından hemen sonra Dumbledore'a mektup yazmışlardı. Dumbledore ise bırak iletişime geçmeyi, kendisinin mektubu aldığına dair bir işaret bile vermemişti.
"Kılkuyruk'a baktın mı?" Sirius, bakışlarını zorlukla mektuptan çevirip Remus'a döndü. O da en az kendisi kadar hırpalanmış görünüyordu, en yakın arkadaşının böyle bir işe kalkışmasını hâlâ kaldıramadığı belliydi.
"Baktım," diye cevapladı, ruhsuz bir sesle. "Bizimle konuşmuyor. Yatağın dışına bile çıkmıyor."
Sıkıntıyla nefesini verdi. "Bunun herkes için iyi olduğunu anlaması gerek, Aylak. Yoksa yapacaklarını kendi gözümüzle gördük."
"Bir de onun tarafından bak, Pati." diyerek sakin bir şekilde konuştu, Remus. "Hafızası silindi. Kendini eksik hissediyor, böyle davranması yanlış evet ama kendi haklı yönleri de var."
"Çatalak nasıl?" Sirius, Remus'un dediklerini duymazdan geldi. "Bizden daha iyi olduğu kesin. Lily'le birlikte şu anda, ama en kısa zamanda geleceğini belirtti."
"Gelmesine gerek yok." diye kesin bir şekilde reddetti. "Lily'e göz kulak olması daha iyi. Ben ve Dumbledore bu işin altından kalkarız."
"Ben de varım, dostum." Remus, samimiyet dolu bir gülümseme ile Sirius'a baktı. "Sonuna kadar da yanınızda olacağım. Hem bana da yapacak bir iş çıkmış olur. Evde öylece oturmanın ne kadar sıkıcı olduğunu bilemezsin." diye ekledi, alayla.
"Ah evet," dedi Sirius alayla. "Evde bir baş belası ile uğraştığım için seni kesinlikle anlayamam."
Remus'un gülümseyen ifadesi ciddiyete bürünürken, gözlerinin içinden geçen merhamet duygusunu yakalamıştı Sirius. "Regulus nasıl oldu?"
"Hâlâ aynı." diye acıyla güldü, Sirius. "Asası elinde olsaydı şu an beni öldüreceğinden adım kadar eminim."
"Sadece seni değil." Remus kararlılıkla başını salladı. "Beni, Peter'ı ve James'i de öldürürdü. Umalım ki siniri çabuk geçsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
partis temporus ℘ regulus arcturus black.
FanfictionKader ağları vücudunu sararken, nefes almayı denemesi güç bile değildi. Sadece tek bir dokunuş. Kurtulan bir hayat ve kendini feda eden bir can. ❝Özür dilerim, abi. Sen haklıydın.❞ •270919 ...