Uyandığımda boştu. Bomboş. Hiç bir şey yoktu aklımda. Boştu sadece koca bir boşluk vardı kafamda. Hafifçe doğrulmaya çalıştım. Lakin ayağındaki sızı beni öldürmekten beter etmişti. Sargılı ayağımı kendime çektim. Hafifçe dokunmaya çalıştım. Üzerimde beyaz bir elbise vardı. Gelinliği andırıyordu. Etrafıma baktığımda mükemmel bir odadaydım. Banyo ve yarak odası birleşikti. Arada bir paravan vardı. Odanın sağında kocaman bir dolap vardı. Birden kapı açıldı. İçeri gömleğini dirseklerine kadar katlamış bir adam girdi. Gömleği dar mı gelmişti. Kasları fışkırıyordu resmen. Beni görünce gülümseyip yatağın değer ucundan oturdu.
"Aşkım uyanmışsın. Nasıl hissediyorsun. İyi misin?" Ne diyordu bu? Ne aşkı? "Kimsin sen. Ben kimim?" Elimi elleri arasına aldı. "Begüm hatırlamaman normal sevgilim. Ben Ahmet. Seninde saatler önce evlendik. Fakat sen düğünde içtiğin içecekten dolayı bayıldın. İçine ne kattıklarını araştırıyorlar. Yani kusaca sen benim karımsın bende kocan." Ne yani ben evli miydim? İnanasım gelmiyordu. Ama galiba doğruydu. "Hmm peki ayağım?" Ayağımı işaret ettim. "Düğünümüz havuz başındaydı. O yüzden sen havuza düşünce ayağını çarptın tırnağın kırıldı. Şimdi bunları boş verelim begüm. Gel bakalım kaç yıldır bekliyorum seni öpeyim bir." Ne yani hiç bir şey olmamış gibi öpecek miydi? "Şey ben çok yorgunumda. Şimdi şey..." sırıtışı çok sinir bozucuydu. "Sadece alnını öpücektim. Korkma hatırlaman için sana yardımcı olucam. Ana önce alnından öpmeliyim." Çok sinir bozucu bir adamdı bu. Elleri ile kafamı avuçladı. Dudaklarını alnıma bastırdı. Sonra yavaş yavaş öperek aşağıya ilerledi. Omuzlarıma açıkta kalan yerlere öpücükler konduruyordu. Elimle onu ittim. Ama pes etmeyim elbisemin askısını indirdi ve ilerlemeye başladı. İtsemde gitmiyordu. İğrençti bu duygu.
Birden kapı çaldı. Buna şükürler ediyordum içimden. İçeri bir adam girdi. Alnından terler akıyordu. Ellerini önünde birleştirip Ahmet denen adama döndü.
"Abi balayı için araba hazır." Ahmet kafasını sallayınca adam odadan çıktı. Ben çok şaşkındım. Balayı mı? Ben bu haldeyken balayını mı düşünüyor. İnanamıyorum ona. Gözlerimi şaşkınlıkla ona çevirdim.
"Begüm belki istemezsin ama bir balayı tatili ayarlamıştım. Sürpriz olacaktı sana. Ama napayım sen bu haldeyken." Ne yap. Bu adam ike mi evliydim. Tamamen saçmalıktı bu.
"Gitmesek olmaz mı? Çünkü kendimi iyi hissetmiyorum." Yüzümü avuçlayıp burnumu öptü. "Bak begüm. Yıllardır seni bekliyorum. Anla beni." Anla mı? Ben hiç bir şey hatırlamayım gidip onu anlayım. Hıh kıçımın kenarı yani. Kafamı biraz geri çekip ondan uzaklaştım. "Lütfen bana zaman ver. Tanımıyorum seni bilene. Adın ahmet benim kocammışsın. Eee başkası yok. Bu şekilde seni sevip ilişkiye girmemi bekleme benden." Kaşlarını çatıp bana sinirli bakmaya başladı. "Begüm. Seni tamı tamına 5 yıl bekledim. Artık benim olmanı istiyorum. Sabrım tükeniyor begüm." Bu çok saçmaydı. "Olmaz. İstemiyorum. Sadece zaman versen yeter." "Anlamıyor musun sabrım tükeniyor. İstiyorum seni." Gözleri koyulaşıyordu. Yavaşça bulunduğum yerden ayağa kalktım. "Zaman istiyorum. Hazır değilim." Bana doğru ya yaklaşmaya başlamıştı. Korkuyordum şu an. O anda dışarıdan silah sesi duyuldu. Yere eğilim kafamı ellerimin arasına ve çığlık armaya başkadım. Ahmette cebinden bir tabanca çıkarıp benim üzerime eğildi. Çok korkuyordum.
"Begüm sakince bekle burda. Hiç bir yere gitme. Gelicem." Onun gitmesini istemiyordum. Korkuyordum. Gözleri çok korkunç bakıyordu. Ona bakıp kafamı tamam anlamında salladım. Tam kapıdan çıkmadan önce dönüp bana baktı. "Beni unutma." Diye seslendim. Gülümseyip hızla çıktı. O çıktıktan sonra silah sesleri çoğaldı. Tabi benim korkumda arttı. Birden silah sesleri kesilince ayağa kalktım. Ayağına çam parçaları batınca inleyip yatağa oturdum. Ayağımı olabildiğince temizledim.
Birden kapı açıldı. İçeri elinde tabanca olan yakışıklı ama kızgın bir adam girdi. Beni görünce silahı indirip yanıma gelmeye başladı. Korkuyla ona bakıyordum. Gelince önümde diz çöküp ayağıma bakmaya başladı. Kanıyordu. Çarşaftan bir parça kopardı eliyle ve ayağımı sardı. Beni kucağına alması ile konuşmaya başladım.
"Hey sen kimsin beni götürüyorsun. Ahmet nerde?" Bana sapıkça gülüp konuştu. "Hmm demek ahmet." "Kimsin sen ya." "Ben kim miyim. Ben Berk Öykü Berk."
Berk yaşıyor mu?
Öykü onu hatırlayacak mı?
Boraya ne oldu?
Soruları cavaplayın. Vote basın. Yorum yapın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Erkek Lisesindeki Kızlar 2 |Tamamlandı|
ChickLitErkek lisesindeki Kızlar'ın ikisidir. Hayattaki tek şeyim oydu. Ama onu kaybedeli tam altı ay olmuştu. Borası için gitmişti. Kendi canını hiçe saymıştı. Ama artık borada yoktu. Kaçıralı galiba beş ay oldu. Sadece bir ay sonra kim tarafından kaçı...