Genç kız uzun süre sonra kocasıyla öpüşmüştü. Her şeyi unuttuğu için onuda unutmuştu. Berk o öpüşmeden sonra odayı terk etmişti. Sessiz bir biçimde. Belkide tüm duyguları onu istiyordu. Genç kadın öpüşmeyi sevişmeyi belkide huzuru unutmuştu.
Öykü üzerini giyinip kendini yatağa attı. Eli hala dudaklarındaydı. Tesiri üzerinde olan bir olaydı bu. Kapının açılması ile gözlerini o yöne çevirdi. Gelen tanımadığı kocasıydı. Üzerinde siyah eşofman ve siyah biz tişört vardı.
Berk sessizce uyumadığını bilen öykünün yanına gitti. Onun tam önüne uzandı. Öykü bundan rahatsız olmuş olacakki ters dönecekken berk onu bileklerinden kavradı ve göğsüne çekti. Öykü irkilmişti. Geri çekilmek istesede böyle bir şey asla olmayacaktı. Ahtapot gibi sarılan bir berk vardı. Berk öykünün tam da kulağına yaklaşıp durdu. Onu gıdıklandıracak tonda konuşmaya başladı. "Gün geçtikçe isteklerim artıyor. Şimdi ise üzerinde benim badimi giymeni istiyorum." Öykü şaşkınca arkasını döndü. Hala şaşkındı. "Senin badin mi? Niye ki? Ben böyle rahatım." Berk dilini şaklatıp kendi badisini bir çırpıda çıkardı. Öykü o yana bakmak istemiyordu. Belkide kaslarına dokunmamak içindir.
Berk öykünün badisinin eteklerinden tutunca öykü bir anda dehşetle ona baktı. Berkin gözleri ne olur der gibi bakmaya devam ederse öykü indirir miydi yelkenleri suya? İndirmezdi. İndiremezdi.
Bir anda berk öykünün badisini üzerinden çıkardı. Öykü elleriyle üzerini örtsede ne faydaydı. Berk kendi badisini öykünün üzerine geçirip onun kafasını çıplak göğsüne yasladı. Ellerini ona sıkıca sardı. Öykü vücuduna dokunmamak için özen göstererek yattı. Ama kafası ona deyiyordu.
"Neden kendi badini giydirdin?" Öykü kafasını kaldırıp meraklı gözlerle berke bakıyordu. Berk burnunun ucunu öpüp dudaklarını araladı.
"Belki kokum sana bişeyler hatırlatır." Ne hatırlamalıydı öykü?
"Ne hatırlamalıyım. Anlatır mısın?"
"Anlatayım öyle mi?" Öykü kafasını hışımla salladı. Berk ondan ayrıldı ve omzunun üzerine yattı. Öyküde aynısını yaptı.
"Öykü." Sesi çok huzur dolu çıkmıştı. Öykü sesine gözleri ile cevap verirken berk söze girdi.
"Sen ve ben aynı lisedeydik. Doğrusu sen erkek lisesine kayıt oldun. Yani bizim liseye. Babanı kaybettiğiniz için Antalyadan buraya taşındınız. Annende sizi yani seni abini sevgilisini ve sinemi babamın okuluna kayıt ettirdiniz." Berk tekrardan konuşacakken öykü söze girdi.
"Benim bir ailem mi var? Abim ve sevgilisi. Sinem kim?"
"Evet. Sinem senin en yakın arkadaşın. Abinde sevgilisiyle evlendi. Çocukları bilene var. Neyse. İlk başta birbirimizle çok uğraştık kötü davrandık. Fakat sonra sensiz yapamaz oldum. İstemesemde sana aşık olmuştum. Sana açıkladım. Anlamak istemedin. Lisenin bitiminde ben senin evine sarhoş geldim ve orada olanlar olmuş. Ben sana sarhoşken tecavüz ettim. Bundan her defasında çok utanıyorum. Sonra tam üç ay sonra. Yani üniversiteye başladığımızda sen başka şehire gittin. Duydumki hamileymişsin. Ben okulumu yanına aldırdım. Biz aynı evde falan yaşadık. Bir gün görkem geldi. Senin eski sevgilin. Ben çok sinirlendim ve sinirlerime engel olamayıp sana zarar verdim. Bunun sonucunda bebek düştü."
"Ne!"
"Devam ediyorum. Abinler okumak için seni Londra'ya benden en uzak yere gönderdiler. Tabii ben durmadım. Kardeşimide alıp Londra'ya geldim. Bu süreçte çok değiştim. Tedavi oldum. Birde yer altına atıldım. Bu iş tuttu."
"Yer altı nedir?"
"Mafya. Yer altının en bilindik adamı ben berk."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Erkek Lisesindeki Kızlar 2 |Tamamlandı|
ChickLitErkek lisesindeki Kızlar'ın ikisidir. Hayattaki tek şeyim oydu. Ama onu kaybedeli tam altı ay olmuştu. Borası için gitmişti. Kendi canını hiçe saymıştı. Ama artık borada yoktu. Kaçıralı galiba beş ay oldu. Sadece bir ay sonra kim tarafından kaçı...