Bora'nın yatağının başına gittim ve yavaşça dürttüm onu.
"Bora, uyan anneciğim." Dedim; sesimi ben bile duymazken. Odamın kapısı sertçe açılınca korku ile sıçradım.
Karanlıktan dolayı göremediğim bir siluet parmaklarını dudaklarına götürdü. "Hişt, benim." Fısıldayışı bilene huzur veriyordu. Ayağa kalkıp boynuna sarıldım. Kafamı boyun girintisine koydum; muazzam kokusunu içime çektim. Ne güzeldi...
"Hadi ayrılın Arda birazdan yokluğumu fark eder. Çabuk olalım." Zor bela ayrılmıştım. Ezgi almıştı demek onu. Borayı işaret ettim. "Kucağımızda taşımalıyız uyanmıyor." Berk Bora'nın başında diz çöktü ve hafif eli ile dürttü. "Eğer evden çıkmadan önce uyanırsa kucağımızda ses yapabilir önce uyandıralım." Birkaç dürtmeden sonra oğluşum uyanmıştı lakin çok uykusu olduğunu kapanan gözleri belli ediyordu.
"Babacığım şimdi çok sessiz olmalıyız." Berk Bora'yı kucağına aldı. Çok fazla eşya almamıştım sadece iki bavul yetiyordu. Bavulun birini ben diğerini Ezgi aldı. Yavaş adımlarla merdivenleri indik...
Dün
"Ne demek barıştınız?!" Ezgi'ye sus dercesine ağzına vurdum.
"Sussana kızım, barıştık şimdide kaçacağız. Sen yardım edecek misin?" Ezgi birazcık tereddüt de kalsa da kabul etti. Yarın akşam gece kaçacaktık buradan o yüzden eşyalarımın birazını topladım. Tabii ki bu durumu aileme söyleye bilirdim söylememe sebebim aksiyon yaşamak değil de zorla Kadir ile evlendirilmek olabilirdi...
İlgi çekmemek için Belis'i Berk'e verdim haliyle Bora'da bende kaldı. Bora kaçacağımızı bildiği için yardım edecekti bize; küçücük çocuktan ne beklersiniz değil mi? Tüm aileyi uykuya daldırdı. İlaçla falanda değil öyle katkısız, kendide dayanamadı uyuya kaldı.
Günümüz
Annemin odasının ışığı yandığında korku ile bakıştık. Berk kucağındaki Bora ile hemen ilk kapıdan içeri girdi. Ben bavulları alıp Berk'in arkasından girdim; üzerimde pijamalarım yoktu çünkü, Ezgi'ye kalmıştı artık, pijamaları hala üzerindeydi.
Kapı açılma sesi geldiğinde Berk ağzımı eli ile kapattı. Nefes sesimiz bile duyulmamalıydı.
"Anne." Ezgi annemi görmüştü demek.
"Ezgi." Dedi annem yorgun sesi ile, uykusu vardı demek.
"Neden kalktın?" Annem ve Ezgi'nin sesi yakınlaşıyordu.
"Su içeceğim, sen neden ayaktasın?" Sorgulayıcı kadındır annem.
"Uykum tutmamıştı ama artık su içip yatacağım birden bastırdı uyku." Annem cevap vermemişti.
Dakikalar sonra bulunduğumuz yerin kapısı açıldı. Gelen Ezgi idi. Eli ile çabuk işareti yaptı.
"Çıkın şu evden de kurtulalım." Kapıya yakın olduğumuzdan çıkmamız zor olmamıştı. Berk Bora üşümesin diye hemen arabaya ilerledi. Bende son kez Ezgi ile vedalaştım.
"Kendine iyi bak." Dedi elimi sıkıca destek amaçlı sıkarken. Hüzünlüce gülümsedim.
"Sende bak." Bende elini bir kez sıktım, destek için. Sıkıca sarıldım.
"Merak etme, kimse bilmeyecek; kaçtığını. Mektubu yatağının üzerine koyacağım birazdan. Sen sevdiğin adam ve çocuklarınla mutlu ol. Sık sık haberleşelim." Ezgi ile uzun zamandır tanışırdık; abimle sevgili olmadan önce bilene. Ama ilk kez bana bu kadar destek olmuştu. Son kez sarıldım. Olmayan ablam gibiydi... Koşar adım arabaya ilerledim. Kapıyı açıp binmeden önce el salladım.
"Hoşçakal!" Aynı şekilde oda el salladı. Arka koltuğa binip kapıyı kapattım. Şoför ile gelmişti. Bora'nın kafası dizime gelecek şekilde uzanmasına yardımcı oldum. Üzerine Berk arabada bulunun şalı örttü. Kafamı cama yasladım.
Bir süre sonra elimi sıkıca tutan ele çevirdim kafamı. "Üzülme, en doğrusunu yaptık." Üzülmüyordum ama böyle olmasını da istemezdim. Araba Hava alanına döndüğünde hızla kafamı Berk'e çevirdim. "Belis?" Dedim. Elimin üzerine minik bir öpücük bıraktı. "Çoktan hava alanına varmıştır." Demek direkten gitmek istiyordu.
Hava limanına varınca çevik bir hareket ile Bora'yı kucaklayıp uçağa ilerledim. Üşümesini istemezdim. Benim arkamdan Berk ve onun arkasında koruması valizleri getiriyordu. Her yere korumalarını yerleştirmişti. Uçağın içine girdiğimde de korumaları vardı. Belis'i korumanın kucağında görünce Bora'yı yatırmak için oda sordum.
"Berk çocukları yatıralım ikisi de mışıl mışıl uyuyor." Berk korumanın kucağındaki Belis'i alıp onu izlememi belirtti. Bir tane yataklı odaya girdiğimizde Önce Bora'yı ardından Belis'i yatırdık. Üstlerine yorganı örttüm. Uyandıklarında ikisi de farklı ülkede aynı hayatta olacaklardı, aynı bizim gibi. Berk elini belime koyduğunda vücudumu ona çevirdim. Boya benden uzun olduğun için biraz eğildi ve dudaklarıma kısa bir öpücük bıraktı. Kulağıma doğru fısıldadı.
"Artık daha mutlu olacağız." Bende ellerimi boynuna doladım. Hafif ayaklarımda yükseldim ve aynı onun gibi dudaklarına dudaklarımı bastırdım ve çektim.
Kulağına doğru fısıldadım. "Sen, ben ve iki çocuğumuz..."
Herkese SELAM, bu bölümün geç olmasının ilk sebebi TRT EBA denilen ders anlatım programlarını sürekli aksatmam. Aksattığım için hepsini bir anda izlemek zorunda kalıyorum. Üç günde falan iki haftalık dersleri dinledim. Beynim b*k gibi...
Mazur görün🙏
Özür babında bu hafta +1000 kelime üzerinde iki bölüm gelecek SÖZ!
Sohbet Bölümü:
*Kaç kardeşsiniz?
-1 tane kız kardeşim var.
Voted and comment on please
Sevgiler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Erkek Lisesindeki Kızlar 2 |Tamamlandı|
ChickLitErkek lisesindeki Kızlar'ın ikisidir. Hayattaki tek şeyim oydu. Ama onu kaybedeli tam altı ay olmuştu. Borası için gitmişti. Kendi canını hiçe saymıştı. Ama artık borada yoktu. Kaçıralı galiba beş ay oldu. Sadece bir ay sonra kim tarafından kaçı...