Yazım hatalarım falan varsa af ola. Temennim bu kitabı artık gerçekten bitirmek:) Sizleri seviyorum... İyi okumalar. Bu zorlu yolculuğunuzda başarılar......
(Itır'ın ağzından)
Yeşim'in yanından ayrıldıktan sonra Kağan'ın söylediği kafeyi bulmak için konumu açtım. Bir otobüse binmem gerekiyordu. İyi de ben Kağan'ın çağırdığı kafeye neden gidiyordum. Önce Eymen şimdi Kağan. Arkadaşımı aldatıyor gibi hissediyorum ama Kağan'ın beni neden çağırdığını deli gibi de merek ediyorum. Hoş neden çağırdığını tahmin ediyordum aslında ama yine de belki diyordu içimden bir ses belki başka bir şeydir.
....
Biraz navigasyon, birazda insanların yardımı ile sonunda aradığım yeri buldum. İçimdeki gereksiz heyecana önleyemezken kafeye girmek için neyi beklediğimi bilmiyordum. Eymen ile buluşmaya giderken hiç böyle heyecanlanmamış yada kafenin girişinde saçma düşüncülere dalmadım. Şimdi peki niye içim kıpır kıpır. İlk görüşte Kağan'a aşık olmuş olamam değil mi? Tamam Kağan'ı yakışıklı buluyorum hatta biraz da hoşlanıyor olabilirim ama sadece o kadar. Sadece iki üç kere gördüğüm bir çocuğu seviyor olamam. Aynı şekilde bana Eymen de tatlı gelmişti ama işte ona Kağan'a verdiğim (Şuan kafenin girişinde mal mal dikilmek, telefonumu çıkarıp saçımı başımı düzeltme isteği gibi) tepkileri vermiyorum.
Ben öyle kafenin girişinde düşüncelerimin arasında gezinirken, önümde bir karartı oldu. Kafamı biraz kaldırınca Kağan olduğunu gördüm. Bir iki adım geriye giderken farkında olmadan yerde uyuyan köpeğin kuyruğuna bastım. Köpek acısında dolayı havlarken ben korku ile geldiğim adımın 2 katını öne doğru yürüdüm ve Kağan'a çarptım. Korkudan dolayı Kağan'a gereğinden fazla yaklaşmıştım ve korkudan bu durumun bilincine varamıyordum. Köpeğe baktığımda bana hırlayarak baktığını görünce Kağan'a biraz daha yaklaştım. İçimden bildiğim tüm dualarını okumaya başlamışken, köpeğin bana keskin olduğunu zaten bildiğim dişlerini göstermesi sakinleşmem için hiç de yardımcı olmuyordu.
Dizlerim titremeye ve ben ecel terleri dökmeye başlamışken birden kendimi köpeğe bir camın arkasından bakarken buldum. Bir köpeğe bir de Kağan'a baktım. Şaşkınlığımı hala atamamışken Kağan kolumdan tutarak beni bir masaya oturttu. Kendisi de karşıma otururken garsondan su istedi.
"İyi misin?" Diye sordu.
Az önce ne yaşadığımı düşünürken;
"Evet, sanırım iyiyim." Dedim.
Az önce sanki hiç bitmeyecek gibi gelen dakikalar hatırlamakta zorluk çekerken Kağan;
"Köpek fobin mi var?" Diye sordu.
Ne olduğunu hatırlamaya çalışmaktan vazgeçip Kağan'ın sorusunu yanıtladım.
"Aslında her insan kadar var ama birden şey olunca şey oldum." Dedim ve düzgün cümle kuramadığı fark edince sustum. Önüme konan suyu içerken neden buraya geldiğim aklıma geldi ve suyun kapağını kapatıp Kağan'a baktım.
"İyi misin biraz daha." Diye tekrar sordu.
"Evet iyiyim, sen beni neden çağırmıştın çok vaktim yok." Dedim.
"Onu anladım zaten." Dedi.
Neyden bahsettiğini anlamazken;
"Neyi?" dedim.
"Kapıda 10 dakikadan fazla beklerken az vaktin olduğunu." Dedi.
Ben söylediği karşısında ne söyleyeceğimi bilmezken;
"Ben şey," Dedim.
"Ney?" Dedi bu halimden eğlendiğini belli ederek.
Bu haline gıcık olurken birden öfke tüm bedenimi etkisi altına aldı ve;
![](https://img.wattpad.com/cover/187095992-288-k297351.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maskeli Kız 2
ChickLitArtık bir lise öğrencisi değillerdi. Aradan iki yıl geçmişti ve onlar artık bir yetişkindi. Çocuk değillerdi ve bu yüzden işleri daha da zorlaşmıştı. Yeşim , gittiği üniversitede Eymen'i görmeyi beklemiyordu. Tabi birde Kağan vardı. Sinem'i de unu...