22.10.2019
Bu kitap fiziksel, duygusal, ekonomik, cinsel, psikolojik ve daha birçok şiddet türüne maruz kalan, staj dönemimde şiddet önleme ve izleme merkezinde hayata bakışımı değiştiren cesur öykülerini dinleme fırsatı bulduğum bütün KADINLARA DİKKAT ÇEKMEK adına yazılmaya başlanmıştır. Eksik ya da yarım değiliz. Bedenimiz ve ruhumuz kendimizden başka kimseye ait değil. Ve unutmayın, şiddetin hiçbir türü masum değil.
Sizi seviyorum.
Bölüm 1 - KORKMA!
''Korkma!''
Korkunç bir çığlık kulağımı tırmaladı. Derin bir nefes verip var gücümle bağırdım. ''Korkma! Yapabilirsin!''
''Yapamıyorum!'' diye haykırdı kan ter içindeki kadın. Beni duyamadığını, duysa bile anlamadığını biliyordum. Buna rağmen onlara her defasında aynı yüksek sesle korkmamalarını haykırmak içimde bastıramadığım bir duyguyu açığa vurmak gibiydi. Onlar bir mucizeye gebe kalıp başka bir canlıyı kendi bedenlerinde taşıdıkları canla büyütebiliyorken, onu sağlıklı bir şekilde dünyaya getirebilmek için bu korkunç doğum anına katlanabiliyorken yüzlerinde beliren korku son derece anlamsızdı. Hepsi fazlasıyla cesurdu ve bunu duymaya ihtiyaçları vardı.
''Olmayacak...'' dedi nefes nefese. Bacaklarını çekmek istedi. İzin vermedim. Belli ki aynı fikri paylaşmıyorduk. Ne hoş. ''...yapamayacağım.''
''Yapacaksın!'' diye bağırdım. ''Buraya kadar gelmişken bırakamazsın! Son bir kez ıkın!''
Denedi. Ancak denemekten fazlası gerekiyordu. Bebek biraz daha bu duruma maruz kalırsa çeşitli problemler doğacaktı. Onu kucağına aldığında umduğu gibi sağlıklı olmayabilirdi. Bütün gücümle bağırdım. ''Bir kez daha dene!''
Ağlayarak çığlık attı. Tekrar denedi. ''Güzel! Devam et!'' diye cesaretlendirdim.
Her şey yoluna girmeye başlamışken ikinci kez pes etti ve kendini bıraktı. Zavallı bebek annesinin rahminde değil, zihninde sıkışıp kalmıştı. Onun bu doğumu yapabileceğini biliyordum ancak kendisine bir türlü inanmaması sinirlerimi bozuyordu. En son böyle korkunç bir doğuma girmemin üstünden kaç ay geçmişti hatırlamıyordum. Bir süredir beni bundan uzak tutuyorlardı.
Çünkü ne kadar delirebileceğimin farkındaydılar.
''Bırakıyoruz!'' diye bağırdım içeridekilere. Diğer asistanlar ve stajyerler şaşkınca bana bakıyordu. Bunu beklemediklerini biliyordum.
''N- ne?''
''Bırakalım mı?'' dedi bir başkası.
''Duydunuz!'' diye bağırdım sakince geri çekilirken. ''Anne adayımız doğum yapabileceğine inanana dek bu doğum olmayacak. Rabia Hanım, suni sancıyı kesin. Ezgi Hanım, çıkış için toparlanın. Ayça Hanım ve Feyza Hanım, lütfen yanıma gelin. Anneyi çıkaracağız.''
''Hayır!'' diye bağırdı terler içinde kalmış kadın. Gözleri panikle açıldı. ''Durun!''
Gözlerimi yavaşça ona çevirip kendimden emin bir ses tonuyla konuştum. ''Bu doğum bugün olmayacak. Bebeğiniz orada fazlasıyla kaldı, ertelememiz onun faydasına değil ancak siz yapamayacağınızı düşünüyorsanız devam etmeyeceğim.''
Bakışlarım sesim kadar keskin ve kararlıydı. Bunu gördüğünde kadın derin derin nefesler aldı. ''Yapacağım!'' diye bağırdı. ''Bebeğimi istiyorum... Lütfen...''
Heyecan ve korkunun doğumu kolaylaştırmayacağını biliyordum. Ancak biraz cesarete ihtiyacım vardı. Onun yanına yürüdüm, yüzüne eğildim. ''Emin misin?'' diye sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜZGARA DOKUNMAK (Kitap Oldu)
RomanceGenç kadın, yalnızlığın hüküm sürdüğü yoğun hayat temposunda bir gece hastane nöbetinden yorgun bedenini sürükleyerek evine döndüğünde kapısının önünde gizemli notlar bulana dek hayatını çizdiği kurallarıyla, disipliniyle yöneten, tuttuğunu koparan...