Hissizlik.
İçim koca bir boşluğa tutsaktı. Gözlerim etrafı inceliyor ancak seyrettiği hiçbir şeye anlam yükleyemiyordu. Önceleri büyük bir karmaşaya ev sahipliği yapan zihnim sanki bütün kötülüklerin işgaline daha fazla direnememiş, beni yarı yolda bırakmıştı. Pes etmiştik. Daha güçlü ayağa kalkacağıma söz verdiğim her defasında sanki daha sert düşüyordum. Umuda tutunduğum her seferinde hayal kurduğum yerden kırılıyordum. Ne tuhaftı ancak bu boş bekleme salonunda öylece otururken içimde hiç korkum yoktu... Üzüntü, mutluluk, pişmanlık, keder... Keşke olsalardı, bana yaşadığımı hatırlatırlardı. Ancak hissizdim. Hepsi ölmüştü, duygularım tarafından terk edilmiştim. Önümdeki beyaz duvara sabit gözlerle bakarken tek duyduğum şey baş ucumdaki saatin buraya geldiğimden beri kulağıma yapışan sinir bozucu tıkırtı sesiydi. Gözlerimi kapatıp bu yıkıcı gece yarısının bitmesini dilerken, biri bana seslendiğinde kaybolduğum dünyaya tekrar uyanmış gibi gözlerimi açtım.
''İşleminiz tamamlandı Rüzgar Hanım.''
Yavaşça ayağa kalktım, durgun adımlarla bana seslenen polis memurunun bulunduğu masaya ilerledim. Apart topar evden çıkıp görmekten haz etmediğim bu dört duvarın arasına gelmek zorunda kalmıştım, bu gece hakkında ifade vermiş, bir kez daha tutanaklara donmuş parmaklarımla birkaç imza karalamıştım. Karşımdaki adam bu kadar boş bir surat ifadesiyle onu izlememden huzursuz olmuş olacak ki, ''Eklemek istediğiniz herhangi bir şey var mı?'' diye çabucak sordu.
''Yok,'' dedim. ''Size her şeyi anlattım.''
Polis memuru kıstığı gözleriyle bir kez daha elindeki kağıtları taradı. ''İlk ifadenizi vermenizin ardından aynı şahıs tarafından gece yarısı takip edildiğinizi bildirdiniz. Bunun hemen sonrasında şahıs sizi kayıtlarımıza geçirdiğimiz bir başka numaradan mesaj atarak rahatsız etti, siz yanıt vermediğiniz için evinizin önüne geldiğinizi düşünüyorsunuz, devamında ekiplerimize haber verdiniz ancak kişi ile ilgili herhangi bir tespit yapılamadı.''
''Evet,'' dedim.
Adam derin bir nefes verdi. ''Size daha önce de bahsettiğimiz gibi Rüzgar Hanım...''
Artık dinlemek istemediğimi fark ediyordum. Çünkü devamı mutlaka kötü şeylerin habercisi oluyordu.
''Notlarda sizden başka herhangi bir parmak izine rastlanamadı. Verdiğiniz telefon numarası kullanılmıyor ancak hat sahibini aramaya devam ediyoruz. Bu yeni numarayı da hemen bugün incelemeye alacağız, kuşkunuz olmasın. Takip edildiğiniz geceye ait güvenlik görüntülerine çevre kameralardan ulaşmayı deneyeceğiz.''
Bu cümlelerin hepsinin sonu umuda çıkıyordu, bense çoktan ondan vazgeçmiştim.
''Pekala,'' diye mırıldandım yorgunluğumu belli eden düşük ses tonumla. ''Bir gelişme olursa haber vermenizi bekleyeceğim.''
Oysa günlerce işe yarar hiçbir halt olmayacağını için için bilerek buradan ayrılıyordum. Arkamı dönmeden önce halime acıyan adam, ''Yalnız kalmamaya çalışın Rüzgar Hanım,'' dedi.
Neredeyse dudaklarım onun sözleriyle kıvrılacaktı, öyle abes kaçardı ki bunu hemen bastırdım. İnsanların bilmediği şey yalnızlığın hiçbir zaman benim tercihim olmadığıydı. Ben buna hep mecbur bırakılmıştım.
''Dikkat edeceğim,'' diye öylesine geveledim.
''Gece eve giriş saatinize dikkat etmeniz emniyetiniz için daha tedbirli olur.''
İlk seferki gibi onlara hırçın sözler savurup kendimi kısıtlamayacağımı söylemek isterdim, ne yazık ki işler artık öyle işlemiyordu. Saplantılı harfler, saplantılı adımlara dönüşmüştü, saplantılı bir gülüşe bürünmüştü. Onu bir nefes uzağımda işitiyordum, varlığını hep hissediyordum. Artık kimseye itiraz edecek mecalim kalmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜZGARA DOKUNMAK (Kitap Oldu)
RomanceGenç kadın, yalnızlığın hüküm sürdüğü yoğun hayat temposunda bir gece hastane nöbetinden yorgun bedenini sürükleyerek evine döndüğünde kapısının önünde gizemli notlar bulana dek hayatını çizdiği kurallarıyla, disipliniyle yöneten, tuttuğunu koparan...