[5.Bölüm] : Korku Tohumları

15.1K 1.1K 432
                                    

Zaman durmuştu ve içinde giderek kaybolduğum dakikada asılı kalmıştım. Ne nefes alabiliyor ne de ciğerlerimde sıkışan havayı bırakabiliyordum. Saliseler birbirinin peşi sıra akıp giderken gözlerim elimdeki not kağıdında donup kalmıştı. Hareket edemiyordum. Zihnim, okuduklarımı anlamayı reddediyordu. Düşündüğüm anlamı elimdeki harflere yüklemek irademe ağır geliyordu, kabullenemiyordum.

Bir defa daha kâğıda baktım. Titreyen ellerim onu sıkıca kavradı, varlığı tenimi üşütüyordu.

''Bana bu hissin tarif edilemez güzelliğini anlatacak...''

Kedinin fotoğrafı hayatımda gördüğüm en korkunç şeylerden biri gibiydi. Uzun zamandır okşadığım, avuç içlerimde hissettiğim o değilmiş de görmeye tahammül edemeyeceğim bir canlıya dönüşmüştü sanki. Varlığı beni ürküttü.

''Bu...'' dedim olduğum yere yavaşça çömelip bezgince otururken. ''Bu nasıl bir saçmalık?''

Aklım almıyordu. Düşündükçe delirecek gibi oluyordum. Bir sokak kedisini evine almak hayret verici bir durum sayılmazdı. Ancak peşi sıra böyle bir not göndermek ve onun fotoğrafını bir insana yollamak...

Birini izlemek...

İzlenmiştim. Beni izlemişti. Farkına bile varmamıştım ancak ben sabahları o minik yavruyu severken bir çift kötü göz üzerime dikilmişti. Kim bilir ne kadar zaman orada dikilmişti, fark edememiştim.

Ellerim çaresizce suratıma kapandı. ''Kim bu?'' diye fısıldadım kendi kendime. ''Ne oluyor?''

Zihnim bana sinsi bir oyun oynadı, hatıralar yavaşça gömüldükleri yerden dirilmeye başladılar. İlk notu anımsadım.

Ben geldim.

Asla bana geldiğini düşünmemiştim. Düşünmek ne kelime, küçük bir ihtimal bile vermemiştim.

Bugün neden mutsuzsun?

Sanki kanım damarlarımdan çekildi. Bu detayı da atladığımı hatırladım. Öyle anlamsız bir anda not kapımda belirmişti ki ona dikkat bile edememiştim. Tam o sırada kahve gözlerle bakışmıştık, markette onunla karşılaştığımız akşamdı.

Ellerimi, kapattığım yüzümden yavaşça indirdim. Bir süre karşımdaki boş duvarı seyrettim.

Kahve Göz.

Taşlar yavaşça yerine oturmaya başladı. Düşünceler aniden saklandıkları köşelerden çıkıp bana akın ettiler. İlk notun geldiği gece, Tuna'nın üst katıma taşındığı geceydi. İkinci notu aldığımda moralim hayli bozuktu, onunla tartıştığım gündü. Ve bugün.

Sabah bir kediyi sevmiştim ve şimdi bu lanet kâğıda bakıyordum.

Anahtarlarımı hızla kaptıktan sonra kapıyı çarpıp evden çıktım. Bedenim gerim gerim gerilmişti. Ellerimin sinirden titrediğini fark ettiğimde avuç içlerime tırnaklarımı batırdım. Apartmanda üç kat çıktıktan sonra karşımdaki dairenin kapısını yumruklarcasına çaldım. Bu yaptığımı başka bir zaman hoş karşılamazdım ancak tam da şu an kesinlikle bunu düşünecek anda değildim. Apartman yöneticisi uykulu gözlerle kapıyı açtı. Saat sabahın erken saatleriydi.

''Rüzgâr Hanım?'' diye şaşkınca bana baktı. ''Neyiniz var?''

''Bu saatte rahatsız ettiğim için üzgünüm,'' diye mırıldandım kelimeleri zar zor toparlayarak. Derin bir nefes verdim. ''Kamera kayıtlarına bakmak istiyorum.''

Adam öncekinden daha da şaşkın bir yüz ifadesine büründü. ''Anlamadım?''

''Son yirmi dört saatin kamera kayıtlarına bakacağım, neyi anlamadınız?'' diye çıkıştım. Sesimin gereğinden fazla sert olduğunu fark ettiğimde sustum. ''Acil bir durum var.''

RÜZGARA DOKUNMAK (Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin