Bazen bir çiçeğe zamanından önce şu verirseniz o çiçeği kaybedersiniz.****
Hayat insana çok farklı şeyler gösteriyordu. Tam bitti işte, bu sefer son dediğimiz noktada öyle bir yerden başa sarıyordu ki inanılmaz şeyler hissettiriyordu.
Kader denen kavram tüm benliğimizi ele geçiriyor ve hayatta yapmam dediğimiz şeyleri bile bir anda yapar buluyorduk kendimizi...
O halde şuan içinde bulunduğum durum Rabbimin uzun uğraşlar sonucunda bana verdiği mükâfatlardan biri değildi de neydi?
Gözlerim bedenime neden ihanet ediyordu?
Kalbim neden bu kadar hızlı atıyordu?
Ve ben neden şuan bu kadar mutluydum?
Yusuf tam karşımda Afife ise yanımda oturuyordu. Büşra ise ortalıklarda yoktu ve nereye gittiğini bilmiyordum, heyecandan sormamıştım ama Afife biliyor olmalıydı.
Zaten bütün planı yapanlar onlardı. O yüzden önemsemedim zira şu an karşımda Duran manzara heyecanım kat ve kat artırmaktan başka bir işe yaramıyor, nefesimi kesiyordu.
Aklımı saçma sapan şeylerle meşgul edip karşımdaki manzaradan soyutlanabilmekti tek amacım.
Çünkü zayıf kalbim bunca çarpıntıya dayanabilecek kadar güçlü müydü bilmiyordum.
-" Zeynep kusuruma bakma. Ama... bunu yapmam gerekiyordu. Hem ikinizin bir yuva kurmasını sağlamak adına, hemde artık acı çekmenizi önlemek adına... Biliyorsun zaten, evlenmeden önce kişilerin birbirini görmesi sünnet. Gerçi size gerek olduğunu düşünmüyorum ama sonuçta sen kapalı kutu gibi birşeysin. Bu konuda hiç konuşmuyorsun. O yüzden böyle bir yola başvurdum ama kızma bana tamam mı? Ben sadece sizin iyiliğinizi istiyorum."
Şaşkın bakışlarım Afifeyi buldu. Evet ona biraz kızmıştım ama bu sadece bana haber vermeden bu işe kalkıştığı içindi. Onun dışında halimden gayet memnundum ama belli etme taraftarı degildim. Hele birde bu halimle dalga geçebilecek kapasiteleri varsa...
Bakışlarım karşıyı bulunca onun da bana baktığını gördüm. Yine garip duygularla bakıyordu. Ama içlerinde en ağır basan hasretti sanırım, özlemdi... Öyle bir bakıyordu ki kendimi çok şanslı hissediyorum.
Sanki yarım kalmış da kalanını bulmuş gibi bakıyordu...
Tamamlanmış gibi...
Yoğun duygularla....
Gözbebeklerinin titrediğini görünce bakışlarım hızla yeri buldu. Daha fazla bakarsam kalbim duracaktı. Ben koştuğumda bile kalbim bu kadar hızlı atmıyordu. Şimdi neden böyle yapıyordu ki... Ona en çok ihtiyacım olduğunu bildiği bi zamanda neden bu kadar nefesimi kesiyordu.
Gözlerim kararınca elim istemsizce başımı buldu. Göz kapaklarım kendiliğinden kapanmış, başıma acayip bir ağrı saplanmıştı.
Bir süre ağrının dinmesini bekledim. Ama inat eder gibi geçmemişti.
Sevdalısı olduğum sesin telaşını duyunca gözlerimi araladım. Bana korkuyla bakıyordu. Afife omuzlarımdan tutmuş Yusuf ise telaş dolu gözlerle bir yandan bana bakıyor bir yandan da su arıyordu.
Yani herhalde...
Ben neden onu duyamıyordum... Daha az önce konuşmuştu halbuki, o zaman işitmiştim...
Bilincim yerine gelene kadar Afifenin beni sarmasını ve Yusufun korkuyla oradan oraya koşuşturmasını ve bağırmasını izledim. Hareket edemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYATIMA HAYAT (Tamamlandı)
Jugendliteratur-"Seni seviyorum! Neden görmüyorsun beni, neden bir şans vermiyorsun?!" Zeynep anlamıyordu, her geçen gün biraz daha çizgilerini aşan bu adamdan bıkmıştı artık. Yusuf konuşurken sadece dinliyordu ama sabrı gitgide tükenmeye başlamıştı. Hem kaçırılmı...