Sevmeye gör azizim! Sevmeye gör...
Yer altından kayar, gök düşer üstüne...***
Utanç...
Ve heyecan...
Yaklaşık 20 dakikadır boş boş telefona bakıp duruyor hiçbirşey yapamıyordum. Ne hissettiğimi anlatmaya kelimeler yetmezdi.
Heyecan, utanç ve daha bir sürü adını koyamadığım his...
Beni bu buhrandan çıkaran ise şüphesiz ' yazıyor...' kelimesini görmemdi.
Hemen Whatsapp dan çıkıp telefonumu yatağın yanındaki masanın üzerine koydum.
Allah'ım....
Ne yazıyordu acaba...
Sonunda mesaj sesi geldiğinde derin nefesler alıp telefonu tekrar elime aldım.
'Selamun aleyküm. Kusura bakma Zeynep. Bu grubtan haberim yoktu inan bana. Ama kızdığım da söylenemez doğrusu. Zaten seninle konuşmak için bir yol arıyordum. Buda birnevi benim için vesile oldu.'
Tekrar 'yazıyor...'kelimesini gördüğümde uygulamadan çıkmadım. Mavi tik olmuştu zaten. Yani mesajını okuduğumu, uyumadığımı biliyordu. Heyecanla mesajın devamını bekledim.
'Afifeye kızmam gerekir mi bilmiyorum ama sanırım birazdan gidip onu alnından öpeceğim.'
Yanaklarım yanıyordu. Kalbim bir güvercinin kanat çırpması gibi sesli bir şekilde gümbürdüyordu. Karşılık vermedim. Zaten o da vermemi beklemiyordu. Çünkü yine bir ' yazıyor...' kelimesini görmem bir saniyemi bile almamıştı.
'Senin şuan ne yaptığını merak ediyorum mesela. Benim gibi heyecanlı mısın? Yada için içine sığamayacak kadar mutlu musun? Ben dayanamıyorum gülüm.'
Yüzümde oluşan gülümseme yerini hiç yadırgamamıştı. Sanki gelecek günlerin habercisi gibiydi. Art arda gelen mesajlarla kendime geldiğimde tamamen ekrana odakladım.
'Ama eskisi gibi değilim biliyor musun? Gökyüzüne bakınca acı görmüyorum artık. Yahut güzel birşey olunca içmiyorum. Allah'a imanın verdiği o sonsuz huzur çökmüş içime...'
' Duygularımı uçta yaşamıyorum artık. Çünkü herşeyin bir sonu olduğunu biliyorum sevdiğim. Mutlu olduğumda yada kederlendiğimde er yada geç biteceğini biliyorum.'
' Ve en önemlisi ne biliyor musun?'
' Ben hayattan gerçekten lezzet alabiliyorum. Boşluk hissi yok artık. Ben eksik parçamı buldum güzelim...'
' Vesilem sen oldun.'
' Evvelim de sen, Ahirim de sen...'
Mesaj son bulduğunda derin bir nefes aldım. Konuşmasını bitirmişti. Ama benimde söyleyeceklerim vardı. Ellerim klavyenin tuşlarına giderken hissettiklerimi kağıda dökemezdim belki ama mesajlarımla hissettirebilirdim.
'Ben bugün o yüzükler takılırken ant içtim Yusuf... Yüreğim yüreğinde bir ömür geçirelim diye... Pek öyle süslü laflar söylemeyi beceremem ben... Ama bildiğim birşey var...'
'Dünyaya ve sonsuz âleme beraber yürüyelim güzel adam... Kırmadan, dökmeden, incitmeden...'
' Zira kırık kalbin hesabı büyük olur...'
' Kırmayalım birbirimizi, yıkmayalım hayallerimizi....'
Mavi tik işaretini görünce içimi buruk bir hüzün kapladı.
Aslında söylemek istediğim şeyler çok farklıydı ama birden böyle yazınca bende şaşırmıştım. Sanırım içimde açıklanmayı ve anlaşılmayı bekleyen çok fazla his vardı.
Dakikalar geçti ama Yusuf yazmadı...
Sonunda beklemeyi bırakıp yatağa uzanacağım vakit
' yazıyor...' kelimesini görünce hızla yerimde doğruldum. Heyecanla mesajın devamını bekledim. Sonunda gelen mesaj nefesimin kesilmesine sebep olmuştu.'Ben kendime kefil olamam gülüm. Ama... '
'Hani olur ya...'
' Birgün gerçekten kırarsam eğer seni...'
' Susma sevdiğim...'
'Bağır, çağır bana... Ama susma. Annemden biliyorum çünkü...'
' Bir kadını susturacak kadar büyük bir hata yaparsan o unutulmuyor...'
' Ne kadar çabalarsan çabala... Hep bir burukluk kalıyor içinde...'
Sonunda mesajlar bittiğinde Yusufun yazdıklarının derinliğini düşündüm. Haklıydı... Ama ben bunun için söz veremezdim.
Denerdim...
Ama geleceğin ne getireceğini nereden bilebilirdim ki...
O yüzden yatmadan önce yazmam gereken tek şeyi yazdım.
'Hayırlı geceler güzel adam...'
Son mesaj geldiğinde telefonu masanın üstüne koymuştum bile.
'Hayırlı geceler sevdaluk...'
***
Yazdığım en kısa bölümlerden bir tanesi...
Kusuruma bakmayın...
Ama vizem yaklaşıyor ve hazır yazmış iken atayım dedim.
Kendinize iyi bakın...
Allah Azze ve Celle ye emanet olun canlar...🖤🖤🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYATIMA HAYAT (Tamamlandı)
Teen Fiction-"Seni seviyorum! Neden görmüyorsun beni, neden bir şans vermiyorsun?!" Zeynep anlamıyordu, her geçen gün biraz daha çizgilerini aşan bu adamdan bıkmıştı artık. Yusuf konuşurken sadece dinliyordu ama sabrı gitgide tükenmeye başlamıştı. Hem kaçırılmı...