BÖLÜM 23 * HAPİS*

3.2K 308 120
                                    

Gel arkadaş gidelim. İnsanın unuttuğu Allah'ı zikredelim.   (Necip F. Kısakürek)

* 5 AY SONRA*

-" Afife!"

-" Efendim?"

-" Kahvaltı hazır hadi seni bekliyoruz."

Afife bana mahçup bir gülümseme sundu . Bende gülümseyip odadan çıktım . Mutfağa inip kahvaltılıkları masaya dizdim. Afife yaklaşık dört buçuk aydır bizde kalıyordu. Onu zor ikna etmiştim ama sonunda ısrarlarıma dayanamamış kabul etmişti.

Anneme onun yaptıklarını anlatmıştım - tabi ilk zamanlar yaptıkları dışında- annemse ona karşı inanılmaz bir muhabbet beslemişti. Özellikle Afife'nin annesiz oluşunu anlattığımda gözleri dolmuş onunla en kısa zamanda tanışmak istediğini söylemişti.

Yusuf gittikten sonra içimde derin bir özlem oluşmaya başlamış iki hafta sonra Afife geldiğinde ise ona Yusufu sormamla önce şaşırmış sonraysa Yüzünde muzip bir gülümseme oluşmuştu. O bana öyle bakınca bende utanmış bir daha onunla ilgili bir soru sormaya çekinir olmuştum.

Ama o ben Yusufu her sormak istediğimde sanki anlamış gibi ondan bahsediyordu. Bende her ne kadar dinlemiyormuş gibi dursamda aslında tüm dikkatimi ona veriyordum.

Yusuf!!!

Onu anlatmaya kelimeler yeter miydi ki?

Artık her duamın içine onu katmamın manâsını kendi kendime sorgular olmuştum. Ben onu istiyordum. Onun gözlerine doya doya bakmak... Onun kokusunu doya doya koklamak istiyordum.

Yusuf hapisteydi... Beş aydır hapisteydi... Gözümden sakındığım adamın beş aydır ne halde olduğunu sadece Afife onu ziyaret ettiğinde öğrenebiliyordum.

Duyduğuma göre namaza başlamış. Bunu duyduğumda o kadar mutlu olmuştum ki... Şükür secdesine kapanmış dakikalarca ağlamıştım. Sevdiğim Allah'a yakın bir kul olmaya çalışıyordu, nasıl mutlu olmazdım...

-" Zeynep çayı koydun mu? Yardım edeyim mi?"

Mutfağa giren Afifeyle daldığım düşüncelerden sıyrıldım. Şu sıralar çok dalıyordum. Büşra ise bana sürekli 'Leyla' diye sesleniyordu. Kendimi ele vermeme az kalmıştı. Belkide herkes farkındaydı ama belli etmiyorlardı. Afife kapı pervazında durmuş halâ benden cevap beklerken, ona bakıp başımı olumsuz manada salladım

-" Hayır tatlım çay hazır. Sen bardakları tepsiye diz bende menemeni tabaklara koyup salataları doğrayayım."

Afife başıyla onaylayıp üst raftaki bardaklara yöneldi. Üstünde dünden kalan bir durgunluk vardı.

-" Afife iyi misin?"

Başını bana çevirdi, bir yandan da işini yapmaya devam ediyordu.

-" Yok bir şeyim neden sordun ki?"

-" Hiç sadece biraz durgun gibisin."

Yüzünde buruk bir gülümseme belirdi.

-" Çok şükür müslüman olduğumdan beri benden iyisi yok Zeynep. Sadece... bugün abimin görüşmesi var biliyorsun, onu çok özledim ondan herhalde. Hem bir hafta sonra duruşması var . Sana söylemedim ama hapisten çıkma ihtimali yüzde yetmiş."

Anın şaşkınlığıyla elimdeki bıçakla parmağımı kestim. Ağzımdan istemsizce acı dolu bir inleme çıktı.

-" Zeynep!! İyi misin?"

Kanayan elimi suya tuttum.

-" Tamam iyiyim ben birşey yok küçük bir kesik sadece."

-" Niye kendine dikkat etmiyorsun?"

HAYATIMA HAYAT (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin