"Tüm muhteşem hikâyeler iki şekilde başlar; Ya bir insan yolculuğa çıkar, yada şehre bir yabancı gelir.." (Tolstoy) Gitmekten korkmayın (Küçük bir Tavsiye)
ZEYNEP'TEN
Gözlerimi açtığımda başıma giren ani sancıyla elim istemsizce başımı buldu. Gözüm karardı.
Bulanıklık yavaş yavaş geçmeye başladığında neler olduğunu hatırlamaya çalıştım. Burası neresiydi? Bana neler olmuştu? Yavaş yavaş tüm yaşananlar aklıma üşüşmeye başladığında ani bir şok dalgası vücudumu esir aldı.
Önce annemin beni çağırması, sonra eve doğru yürümem... Beni izleyen araba, maskeli adamlar... Bir dakika maskeli adamlar mı?
Aman Allah'ım!!! Kaçırılmıştım!!! Etrafıma bakındım. Kaçırılmıştım ve şuan bir odadaydım. Hatta normale göre fazla lüks bir odada... Acaba beni kaçıranlar ölmeden önce kurbana iyi davranan tiplerden miydi?
Yoksa gördüklerim bir rüya mıydı? Hayır rüya olması imkansızdı. Peki nasıl anlayacaktım? Bunu anlamanın tek bir yolu vardı.
Kapıya vurup kimse yokmu diye bağırmak bana göre değildi. Bende eşyaları savurup ses çıkardım, bir yandanda bağırıyordum.
Ayak sesleri gelmeye başladığında tüylerim diken diken oldu. Dik durmalıydım. Onlardan korkmadığımı bilmeleri gerekiyordu.
Kapı açıldığında karşımda iki silüet gördüm. Biri yaklaşık 45 yaşlarında yarısı beyaz saçlı bir adamdı ve yaşına göre gayet genç duruyordu. Diğeri ise 25 yaşlarında yeşil gözlü , boylu poslu gerçekten insanı kendisine hayran bıraktıracak bir gençti.
Allah'ım ne diyordum ben, hem günah işliyordum hemde beni kaçıran bir adamı övüyordum, ilacın etkisi halâ geçmemiş olsa gerek. Göz zinasını işlemek istemediğim için bakışlarımı önüme çevirdim.
-"Benden ne istiyorsunuz? Neden burdayım?"
Bakışları anlaşılabilecek gibi değildi. Biri sanki tiksinilecek birşeymişim gibi bakarken, diğeri de garip bakıyordu. Üzgünmüş gibi...
-"Size diyorum ne işim var benim burada."
Genç adam konuşmaya başladı.
-"Bir süre burada kalacaksın. Merak etme başına birşey gelmeyecek. Uslu olursan korkmana gerek kalmaz. Bizim işimiz seninle değil babanla. O da inat etmezse ailene sağ salim kavuşursun."
Şimdi anlamıştım. Bunlar babamı tehdit eden adamlardı. Tedirginlik tüm hücrelerime işliyordu. Allah'ım sen yardım et. Ne yapacaktım ben şimdi? Öfke yavaş yavaş benliğimi ele geçirirken kendime hakim olamadım.
-"Ne diyorsunuz siz, bu kadar kolaymı herşey! Nasıl bu kadar iğrenç olabiliyorunuz?..."
Daha devam edecektim ama yaşlı adam öyle bir bağırdı ki yanındaki çocuk bile irkildi.
-"Kes sesini!!! Bana bak kara böcek... Burada kalacaksın. Ve eğer herhangi bir sorun çıkartırsan bedellerine katlanırsın. Şimdi sus ve otur. En küçük bir hatanda sana öyle şeyler yaşatırım ki yaptığın şeye bin pişman olursun."
Gözlerim dolmaya başlamıştı. Ama bu adama karşı dik durmalıydım suskunluğumdan memnun olmuş olacak ki bir süre bana tiksinir gibi baktıktan sonra gitmişti. Arkasından da o yeşil gözlü çocuk çıkıp kapıyı üstüme kilitlemişti.
Ne yapacağımı bilmiyordum. Allah bilir annemle babam şu anda ne haldeydiler. İnşallah en kısa zamanda beni bulurlardı. Yoksa o yaşlı adamın elinden gerçekten çekeceğim vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYATIMA HAYAT (Tamamlandı)
Novela Juvenil-"Seni seviyorum! Neden görmüyorsun beni, neden bir şans vermiyorsun?!" Zeynep anlamıyordu, her geçen gün biraz daha çizgilerini aşan bu adamdan bıkmıştı artık. Yusuf konuşurken sadece dinliyordu ama sabrı gitgide tükenmeye başlamıştı. Hem kaçırılmı...