8.Bölüm

49 11 0
                                    

Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden,
Neden hiç ağlamadığını anladım..
Ağlayanı güldürebilmek,ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş,
Gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım..*

Rabia'dan

Halit'in beni yüz üstü bırakması sebebiyle tek başıma kalmıştım. Ve en zayıf halkadan başlamaya karar vererek Neslihan'ın sıklıkla görüştüğü kızdan laf alma kararı almıştım. Kızı ele geçirmek hiç de zor olmamıştı. Yemi hemen yutmuştu.

"Adın ne?"

"Melis." Bu kız çok kötü bir oyuncuydu. Adını bilmesen bunu ne diye kaçıracaktım?

"Evet Duygu bize anlatmak istediğin bir şey var mı?"

"Hayır."

"Neslihan'ı nereden tanıyorsun?"

"Lisede aynı okuldaydık."

"Bir daha görüştünüz mü?"

"Evet."

"Ne zaman?"

"Tolga'nın onun yanında çalıştığını öğrendikten sonra daha sık görüşmeye başladık,öncesinde birkaç kez telefonlaşmıştık."

"Şuan Neslihan'ın yaşadığından haberin var mı?" Yüzü şaşkın bir hal almıştı. İlk başta yanılmış olmalıydım,beni kandırmaya çalışıyor olmalıydı. Şaşkın ifadesi bir anda yok oldu.

"Böyle bir şey olması imkansız."

"Neden?"

"Ben de inanamamıştım ve ölüsüne bakmak istedim." Ve bir anda ağlamaya başladı. Kime inanacağımı şaşırmıştım.

"Kahretsin." Belki de Feyza haklıydı. Son günlerde uykusuz kalmıştım ve hayal görmüş olabilirdim. Şimdi kısı geri bırakmam gerekiyordu.

Feyza'dan

Uzun zamandır alışveriş yapmıyordum,aldığım ilaçlar kilo aldırmıştı ve kilolu halime bir türlü alışamamıştım. Uzun yıllar 36 bedendim ve bir anda 40 bedene çıkmış olmak bedenimi kötü bir hale getirmişti. Resmen koca bir popom vardı. Bunu düşünmemeye çalışarak alışverişime odaklandım. Kilolu insanlar nasıl alışveriş yapıyorsa ben de öyle yapabilirdim.

"Hanımefendi,bir beden büyüğünü vermemi ister misiniz?" Ne yani 40 bedenin de mi içine sığmayacaktım.

"Siz bana bu kıyafetin içine sığmadın sen şişmansın demeye mi çalışıyorsun?"

"Hayır efendim ama bu kıyafetin kalıbı dar olduğu için öyle söyledim,biraz sıkıyor gibi gözüküyor."

"Hiç de bile. İçinde gayet rahat hareket edebiliyorum,bak." Kolumu kaldırmamla gelen 'cırt'sesiyle şaşkınlıkla koluma baktım. Koltuk altı tamamen yırtılmıştı. Bir anda yere çöküp ağlamaya başladım.

"Hanımefendi,üzülmeyin. Gerçekten bu kalıp dar bir kalıp."

"Kilo aldım ben,şişman oldum. Benimle dalga geçiyorsun sen değil mi?"

"Lütfen şuraya oturup sakinleşin biraz."

"Hayır sakinleşmek falan istemiyorum,ben bu kıyafeti almak istiyorum. Bir sorun olmuş olmalı,neden bu kadar çabuk yırtılıyor bu? Bir daha sizden alışveriş yapmayacağım,gidiyorum ben." Kıyafeti üzerimden çıkarmayıp kabinden eşyalarımı alıp kıyafetin parasını ödedikten sonra mağazadan ayrıldım. Kendi kötü mallarını bana kakalamaya çalışıyorlardı,ben o kadar da kilo almamıştım bir kere! Almamış olmalıydım yani. Sinirle kıyafeti çekiştirdim,koltuk altında kocaman bir yırtık vardı. Alışveriş zevkim de kalmamıştı.

Gençliğin İzleri'Silinemeyen HatıralarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin