"Hazır mısın?"
Pırıltılarla bezenen eritilmiş çikolata gözler uçurum karası gözlere kilitlenirken saçlarına sardığı havluyu tek hamlede savurup attı. Islak saçları omuzlarına dökülürken soluksuz kaldığını hatırlatan ciğerleri sanki közleniyormuş gibi acımaya başladı.
"Nefes al Camelia. Nefes al" istemsizce gerilmişti Clark. Her ana hazır mutfak tezgâhının gizli bölmesinde sakladığı silahına ulaşması saniyelerini alırdı.
Titrek bir nefes aldı. Gözlerine dolan yaşları yok sayarak Clark'ın gece karası gözlerine bakmaya devam etti. Erkeğin ayakta durması nedeniyle başını yukarı kaldırmasına sebep oluyordu. Tezgâha yaslanarak ciddi bir yüz ifadesiyle Camelia'yı süzüyordu erkek. Bir eli yanında hafifçe sallanırken diğeri arkasında belinin hizasındaydı. Camelia, suç işlemişte yakalanmış gibi hissediyordu kendini. Gözlerini masaya çevirerek konuşmasını toparlamaya çalıştı.
"Dediğim gibi yetimhanede büyüdüm ben." derin bir nefes aldı. "Hep ezilen ve dışlanan bir çocuk oldum, sevilmeyen itilen ben." konuşmayı ciddiyetle dinliyordu Clark. Kızın tepkilerini anlattıklarını zihnine kazıyordu.
Titrek bir nefes daha alarak konuşmasına devam etti.
"Büyüdüm. Tabi orada daha fazla kalmama müsaade etmediler. Garip biriymişim gibi hep dışlarlardı." başını iki yana sallayarak kendini sıkmaya başladı. Gözyaşlarını akıtmamakta kararlıydı.
"Her neyse şu an yirmi yaşındayım. İki senedir ucuz pansiyonlarda kalıyorum. Beni farklı olarak algılayanlardan köşe bucak kaçmaktayım. Anlarsın ya kullan at gibilerinden. Şu ki kalabileceğim bir yerim yok aslında erkek arkadaşım Philip'te kalıyorum ama onunda benden istekleri farklı. Yani sokakta kaldım." masumca gözlerini kırpıştırarak erkeğe bakmaya devam etti.
"Kendime düzen kurana kadar burada kalabilir miyim? İş bulurum evin masraflarına katkıda bulunurum sonra bir bulur çıkarım hı?"
Clark aklından geçenlere kahkahalarla gülmek istedi. Nasıl olurda ondan şüphe ederdi. Kendini bile savunamayacak birinden şüphe etmişti. Başını iki yana sallayarak aldığı soluğu geri verdi. Camelia çocuksu bakışlarla erkeği süzmeye devam ediyordu. Sakin adımlarla masaya yönelmesini ve sessizce sandalyeyi çekip oturuşunu merakla izliyordu.
"Daha önceden de demiştim." puslu bakışlarını bir kenara iterek içine serpiştirdiği sıcaklığı yansıttığını uman bir bakış fırlattı karşısındaki masum bakışlı meleğe. Düşüncelerinin tam tersi çıkmasına sevinmişti içten içe.
"İstediğin kadar yanımda bu evde kalabilirsin..." sandalyesini geri iterek ayağa kalktı. Camelia ise içini tarif edemediği duyguların kaplamasına izin vermekle uğraşıyordu. Yüzünü saran aptal gülümsemeye engel olmayı şöyle bırakın daha da genişlemesini sağlıyordu.
Kafasında kurduğu reddedilme duygusunu geride bırakmış tezgâhta pizzaları tabağa yerleştiren Clark'a gözlerini dikmişti. Hayatının sonu geldiği anda kurtarmıştı ve bir anda tüm dünyası olmuştu. Düşünceler bir birini kovalarken dudaklarından tek kelime döküldü. Daha önceden söylemek istediği ve cesaret edemediği soruyu sordu.
"Sen kimsin... Neden bana yardım ediyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Varisi
FantasyEn masum olan can alırken, en korkulan can verecekti. -Nurhayat Turna .. Kronolojik Sırayla Yayınlanma Tarihleri; 28 Kasım 2011 - FKS Öykü Kulübü 30 Kasım 2012 - Hikayeler. 15 Temmuz 2014 - Hayat-I Roman 29 Ekim 2014 - Wattpad