Kafalarınızın karıştığını az çok tahmin edebiliyorum.. Amacım da buydu açıkcası.. Başta demiştim ben fantastiği kıvıramam diye ama baktım oluyormuş.. Hikaye normalleşmeye başladığında son virajlarda ne olduğu oturuyordur...
Size şunu söylemeliyim ki görünen hiçbir şey olduğu gibi değildir.. Bu gerçek hayatta da geçerli..
Her neyse...
Yorumlarınızı bekliyorum.. Finale az kaldı.. Kafamda son bir kaç olay kaldı ve final nasip olursa 15.bölümde gerçekleşecek...
Yorumlarınızla beni yalnız bırakmamanısı istiyorum.. Ve... Laykaların ne olduğunu açıklayacağım...
Bekleyin ;)
Seviliyorsunuz...Nurhayat Turna
..."Ben korkuyorum," dedi erkeğin nemli göğsüne başını koyarken. Çıplak bedenini güçlü kolların sarmasına hazla gülümsedi. Burnunu çekerek başını kaldırdı.
"Sana, bize zarar gelmesinden korkuyorum. Bu zararı benim vermemden korkuyorum." Clark bir şey demedi. Diyecek kelime bulamamasından değil içinde oluşan garip hislerden bir şey demedi. Kadına sarıldığında hissettiklerinde ötürü bir şey diyemedi. Bunun yerine eğilerek dudaklarını kadının dudaklarına örttü.
Clark bir şey demedi. Diyecek kelime bulamamasından değil içinde oluşan garip hislerden bir şey demedi. Kadına sarıldığında hissettiklerinde ötürü bir şey diyemedi. Bunun yerine eğilerek dudaklarını kadının dudaklarına örttü.Öpüşü sahipleniciydi. Camelia dudaklarına hükmeden adama biraz daha sokularak öpüşüne açlıkla karşılık verdi.
***
Karanlık bir yer... Duvarlardan pis suların damladığı ürkütücü bir tünel....Genç kadın etrafına bakmadan bildiği tüneli yavaş adımlarla arşınlıyordu. Sonunda gelmişti evine. Karanlığın prensesi gün yüzüne kavuşmuştu.Cameliya üzerinde siyah tülden bir kıyafetle salına salına yürüyordu. Dudaklarında bir şarkı geçmiş ile geleceği söylüyordu.
"Üzgün müyüm bilmem...
Sevinç var içinde ta derinde.
Ağalar mıyım bilmem...
Sevgilim ölünce. "Bu karanlık yerde sadece onun adım sesleri yankılanıyordu. Şarkısı bitince kıkırdadı. Karanlık onu içine çekiyordu. Babanın yanına gidiyordu Camelia. Adımlarını hızını kaybettirmeden atmaya devam etti. Sanki boşluğa yürüyordu. Karanlık birden etrafını sardı. Ama Camelia ilerlemeye devam ediyordu. Karanlık içine karışan kırmızının her tonu Camelia’nın bedeninden kayıp gidiyordu. Sonunda kırmızı bir ışık göründü. Yüzündeki, kötü kız gülümsemesiyle ışığa doğru daha büyük adımlarla yaklaşmaya başladı.
"Sonunda..." Gür kendinden emin bir ses yankılanmıştı karanlık mahzende. Büyük mahzen siyah ve kırmızı tonlardaydı. Genişçe bir taht tam orta yerde duruyordu. Arkasında iki melek heykeli vardı.Biri beyaz mermerden yapılma diğeri ise siyahtı. Beyaz melek yaslandığı taş bloğa sırtını dönmüş dik bir şekilde duruyordu. Siyahı ise uzun siyah saçlarını salmış o bloğun üzerine başını koymuştu.
Genç kadın etrafına gülücükler saçarak baktı. Sonunda evindeydi.
"Sonunda." diye tekrar etti demin ki kudretli sesi. Genç adam oturduğu tahtan ayaklanarak kollarını açtı, kızını çağırıyordu. Camelia tereddüt etmeden koştu babasına.Uzaktan bakıldığı zaman baba kızdan daha çok yaşıt gibi duruyorlardı fakat Sedit dünya yaşından daha yaşlıydı.
Sedit kızını kollarında hissettiğinde gülümsedi. Meleklerden çalma şeytanlara yaraşır bir gülümseme... İnsanın kanını donduran bir gülümsemeydi bu.
"Hoş geldin."
Güç ve otorite yayan ses odada yankılandı. Kızına gülümseyip tahta geri çıktı. Camelia tek dizinin üstüne çöktü ve başını öne eğdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Varisi
FantasíaEn masum olan can alırken, en korkulan can verecekti. -Nurhayat Turna .. Kronolojik Sırayla Yayınlanma Tarihleri; 28 Kasım 2011 - FKS Öykü Kulübü 30 Kasım 2012 - Hikayeler. 15 Temmuz 2014 - Hayat-I Roman 29 Ekim 2014 - Wattpad