10. Bölüm: Geçmiş

270 16 5
                                    

Bundan günler önce bir seçim yapmam gerekmiş ve bir karar vermiştim. O gün benim için doğru olan karar başkaları için yanlıştı. Üzerinden günler değil yıllar geçse de eninde sonunda bugünün geleceğini biliyordum. Kararımın bir bedeli olduğunu ve bu bedeli ödeyeceğimi biliyordum. İşte o gün gelmişti. Korktuğum o gün gelmişti.

Mektubun Fırat'tan geldiği kesindi. Evimi buldu ama neden karşıma çıkmadı? Neden sadece mektup bıraktı? Sorular ve çeşitli senaryolar kafamın içinde dolanıp duruyordu. Yatağımın içinde sabaha kadar bir sağa bir sola döndüm. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Sabahın ilk ışıkları ile Zeynep'i aradım. Daha fazla beklemezdim. Kısa bir çalışın ardından telefon açıldı.

"Asya ne oldu?" Sesi tedirgindi.

"Zeynep, Fırat beni buldu."

"Ne? Günlerdir şehirde yoktu."

"O halde bana neden haber vermedin?"

"Geçen konuştuğumuzda söyleyecektim ama annem gelince kapatmak zorunda kaldım. Sonra uzun süre seni bulamayınca vazgeçer, geri döner sandım. Ne dedi seni görünce?"

"Daha karşıma çıkmadı."

"O da ne demek?"

"Kapımın önüne mektup bırakmış. Sonunda beni bulduğuna dair."

"Çok tuhaf." diye mırıldandı.

"Bana da tuhaf geldi. Kafasında neler dönüyor bilemiyorum."

"Aslında bir yönden iyi. En azından birden karşına çıksa öfkesine hakim olmayabilirdi. Şimdi olaylara daha mantıklı bakabilir."

"Umarım dediğin gibi olur Zeynep. Neyse sabah sabah rahatsız ettim seni. Sonra görüşürüz." dedim.

"Görüşürüz. Kendine dikkat et." diyerek telefonu kapattı Zeynep.

Üstüme yeni aldığım baskılı mavi tişörtümü ve kot pantolonumu giydim. Banyoya gidip yüzümü yıkadım. Yüzümü havlu ile kuruladıktan sonra aynadaki aksime baktım. Kendi kendime sordum.

"Değer miydi? Bunca yaşadıklarıma değer miydi?"

İstemediğim bir evliliğin karşısında okumak seçeneği vardı. Daha emin baktım aynaya.

"Evet değerdi. Her şeye değerdi."

Kahvaltı yapıp dişlerimi fırçaladıktan sonra evden çıktım. Bahar'ın dersleri genelde öğleden sonra olduğu için hala uyuyordu. Tedirgin adımlar ile okula gittim. Sürekli arkama dönüp biri var mı diye bakmak zorunda hissediyordum. Amacı beni paranoyak etmek ise çoktan başarmıştı.

 Amacı beni paranoyak etmek ise çoktan başarmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Aralıksız blok derslerden sonra beynim kazana dönmüştü. Bahçeye çıkıp derin bir nefes aldım. Yazın son günlerinde güneş gökyüzünden bizi selamlıyordu. Bu fırsatı kaçırmamak için çimlerin üzerine oturdum. Yüzümü güneşe dönüp gözlerimi kapattım. Bir an olsun aklımdan sorunlarımı çıkardım. Barın'ı düşünmek istedim. Çünkü onun yanında kendimi güvenli ve mutlu hissediyordum. O aklıma gelince kendi kendime gülümsedim. Gözlerimi açtığımda karşımda Barın'ı görünce afalladım. Sakallarını kesmişti. Onu böyle hiç görmemiştim. Şimdi gamzeleri daha belirgindi. Gözlerindeki güneş gözlüğünü çıkardı. Her şey bir romantik ve havalı bir film sahnesi gibi geliyordu. Yoksa hayal mi görüyordum?

Saklambaç [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin