23. Bölüm: Birlikte Geleceğe

176 7 9
                                    

İstanbul'a geleli bir hafta olmak üzereydi. Barın'ın babası hastaneden çıkmadan geri dönmeyi hiçbirimiz kabul etmemiştik. Halit amcanın sağlık durumu yerinde de olsa eğer Ankara'ya dönersek gözümüz arkada kalırdı. Hastaneden çıkınca Murat ağabeyin ve Meryem ablanın ona çok iyi bakacağına emindik.

İstanbul'daki günlerimiz ev ve hastane arasında geçiyordu. Her gün Halit amcayı ziyarete ediyorduk. Günler geçtikçe baba oğulun arasındaki buzlar hızla eriyordu.

Bir haftanın sonunda son kez Halit amcayı ziyarete gittik. Artık taburcu oluyordu. Barın hastaneden çıkış işlemlerini yaparken ben de babasının eşyalarını küçük bir çantaya koymaya başladım.

"Barın ile nerede tanıştınız?" diye sordu Halit amca birden.

"Okulda." diyerek kısaca cevap verdim. Şimdilik uzun hikayemizi bilmesine gerek yoktu. Yoksa tekrardan hastaneye yatması gerekebilirdi.

"Oğlumun gözlerinin içi gülüyor. Annesini kaybettikten sonra onu ilk defa içten gülerken görüyorum. Bence bu mutluluğunun asıl nedeni sensin. Teşekkür ederim kızım. Oğlumun elini hiç bırakma olur mu?"

"Merak etmeyin. Her zaman onun yanında olacağım."

Bu beklenmedik sohbetimiz beni şaşırtmıştı. Halit amcayı daha otoriter ve sinirli biri olarak hayal etmiştim ama kendisin pamuk gibi bir kalbi vardı. Onun gibi bir adam nasıl olur da Zerrin ile evlenir aklım almıyordu. Bütün bunların kesinlikle mantıklı bir açıklaması vardı. Zamanı gelince gerçek ortaya çıkacaktı. Barın odaya girince bütün işlerin hallettiğini artık hastaneden çıkabileceğimizi söyledi. Hastaneden ayrılıp eve döndük. Bizi bahçede Bahar, Tuncay, Meryem abla ve Murat ağabey karşıladı. Hepsi geçmiş olsun dileklerinde bulunduktan sonra eve girdik.

"Odanıza çıkmak ister misiniz?" diye sordu Murat ağabey.

Halit amca bu soru karşında yüzünü buruşturdu.

"Oda iyice temizlendi mi? Geçmişe ve kazaya dair hiçbir şey görmek istemiyorum."

Meryem abla hemen atıldı.

"Merak etmeyin beyim. Her şeyi temizledim."

"Tamam o zaman odama çıkmak istiyorum." Sonra bize döndü. "Kusura bakmayın çocuklar. Yol beni biraz yordu. Bu yüzden dinleneceğim."

Ayağa kalkıp gideceği sırada dışarıdan bağırış sesi geldi. Birisi zile arka arkaya basmaya ve kapıyı yumruklamaya başladı.

Barın ve Murat ağabey hemen kapıya koştu. Kapıyı açınca sesler daha net gelmeye başladı.

"Çekilin içeri girmek istiyorum." diye bağırıyordu bir kadın. Engelleri aşmış olacak ki biraz sonra sarışın genç bir kadın salona girdi. Halit amcanın yanına geldi.

"Halit sevgilim affet beni. Bütün olanlar Kadir'in suçu. Beni kandırdı."

Bu genç ve güzel kadın Zerrin olmalıydı. Halit amcaya göre çok gençti. Belki bizden bir kaç yaş büyüktü. Uzun sarı dalgalı saçları ve dekolteli siyah elbisesi ile dikkat çekici bir kadındı. Barın kadının kolumdan tuttu.

"Bu evden defol git. Artık babama zarar veremeyeceksin."

Barın'ın gözlerinde kadına karşı öfke ve nefret vardı. Zerrin ona aldırmadan kocasına yalvarmaya devam ediyordu.

"Bir hata yaptım ve çok pişmanım. Lütfen beni affet. Durumumu biliyorsun. Beni bırakamazsın. Hayatım mahvolur."

Kadının yüzünde o kadar üzgün bir ifade vardı ki yaptığı ihaneti bilmesem ona ben bile acıyacaktım.

Saklambaç [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin