Barın'ı ilk defa ağlarken görüyordum. Bahar, Barın'ın annesi öldüğünde ve ben vurulduğumda ağladığını söylemişti ama bu bana nedense imkansız geliyordu. Çünkü o benim için dünyanın en güçlü adamıydı. Oysa şimdi gözümün önünde hıçkırarak ağlıyordu. Tuncay ve Bahar onu teselli ederken benim elimden hiçbir şey gelmiyordu. Sanki donmuştum. Tepki vermek istiyordum ama bunu başaramıyordum.
Bahar en sonunda bana döndü.
"Asya lütfen sen kendine gel. Barın için güçlü dur."
Bahar'ın bu sözleri beni kendime getirdi. Hemen Barın'a sarıldım. Onu sakinleştirmeye çalıştım.
"Barın neler oldu? Lütfen sakin ol ve bize olanları anlat." Bir yandan da elim ile gözünden akan yaşları siliyordum.
"Babam vurulmuş. Hastaneye kaldırmışlar. Az önce şoförü Murat ağabey aradı. Asya annemden sonra babam da giderse nasıl dayanırım?"
"Halit amcaya hiçbir şey olmayacak. Onu tanıyorsun. Dünyanın en güçlü ve inatçı adamıdır." Tuncay teselli etmeye devam ediyordu. "Hadi kızlar gidiyoruz. Otelden eşyalarınızı alın."
Bahar ile odamıza dönüp eşyalarımızı toparladık. Çantalarımızı aldık. Tuncay ve Barın da lobide bizi bekliyordu. Onlarda eşyalarını almıştı.
"İstanbul'a dört kişilik otobüs bileti aldım. Taksi birazdan gelir."
Tuncay her işi halletmişti. Taksi geldiğinde binip otogarın yolunu tuttuk. Barın artık ağlamıyordu ama acı çektiği her halinden belliydi. Otogara geldiğimizde İstanbul otobüsüne bindik. Hemen Barın'ın yanına oturdum. Elini sıkıca tuttum.
"Babana bir şey olmayacak. Lütfen üzülme."
"Yanımda ol." diyebildi sadece Barın.
"Her zaman yanındayım." dedim.
Başını omzuma koydum. Siyah dalgalı saçlarını okşamaya başladım.
"Biraz uyu."
Aklında cevapsız sorular varken uyuyamayacağını biliyordum ancak uyumazsa 3 saatlik yol ona bir ömür gibi gelecekti.
"Annem öldüğünde babam kısa bir süre sonra sekreteri Zerrin ile evlendi. O zamanlar ben liseye gidiyordum. Onun evliliği beni yıktı. Ben yas tutarken onun evlenmesine çok kızmıştım. O yüzden yıllarca aramız iyi değildi. Sırf uzak kalmak için İstanbul'da değil Ankara'da okul yazdım. Eğer onu son kez görmezsem kendimi asla affetmem. Çünkü onu çok üzdüm."
Barın bunları sessizce bana anlatıyordu. Haftalar önce Bahar'ın bana anlatıklarını Barın yeni yeni söylemeye başlamıştı. Bana açılması için canının yanması gerekmişti.
"Bazen yaptıkları hatalar yüzünden ailemize kızarız ama bu onlardan nefret ettiğimiz, onları sevmediğimiz anlamına gelmez. Mesela babam beni zorla Fırat ile evlendirmeye çalıştığı zaman ona çok kızmıştım, kalbim kırılmıştı ama onu sevmekten hiç vazgeçmedim. Babanın evliliği seni üzsede senin ona olan sevgin onun da sana olan sevgisi asla bitmedi. Sakın yanlış şeyler düşünme."
Söylediklerim onu biraz olsun rahatlatmış olacak ki başını kaldırıp gözlerime baktı.
"Teşekkür ederim Asya."
"Ne için?" diye sordum.
"Yanımda olduğun için, beni sevdiğin için, her şey için teşekkür ederim."
Tekrar başını omzuma yasladı. Düşüncelere daldım. İkimizde güçlü dursak da derin yaralarımız vardı. Yine bu yaraları birbirimizden başka kimse saramazdı. Barın'ın yaralarını sarmak ona merhem olmak için elimden geleni yapacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saklambaç [TAMAMLANDI]
RomansaAntep'te yaşayan Asya zorla evlendirileceği gün üniversite sınavını kazandığını öğrenir. Okumak için Ankara'ya kaçar ve tek başına büyük bir şehirde hayat mücadelesi vermeye başlar. Ailesinden saklanan Asya'nın hayatına Barın girer ve bu onun haya...