Sabaha kadar çektiğim acı,hem fiziksel hem de duygusal acı eşiğimi geçtiği için uyuyamamıştım doğal olarak. Etrafı gezmek için odadan yavaşça çıktığımda çoktan gün ağarmaya ve kaderimizde yazılı olan günü hazırlamaya başlamıştı. Sol tarafı ahşap pencerelerle çevrili sarmal merdiveni birkaç kat indiğimde,birilerine rastlayabilmiştim sonunda. Hepsi iyi olup olmadığımı soruyordu,bu kadar ilgi beni mahcup ederken ben de onlara,karıştıracak..hatta hatırlamayacak olsam bile isimlerini soruyor,aynı sorunun okunu onlara çeviriyordum.
Nihayet tanıdık birkaç sima gördüğümde,adımlarımı sıklaştırarak yanlarına varmış,masada boş kalan sandalyenin tekine çökmüştüm.
"Yardımınıza ihtiyacım var."
"LuHan,aksiyon kotamı doldurdum-"
"Etmezseniz intihar ederim."
"Sevgilinin özlemi başına vurmuş..garibim."
BaekHyun'a sinirle bakarken omuz silkmiş,daha sonra dayanamayıp ChanYeol ile yer değiştirerek dibime girmişti,sağ tarafımdan. Sol tarafımda ise Soo vardı,adını bilmediğim esmer bir çocukla olan fısıldaşmalı konuşmayı kesmiş,bana dönmüştü.
"Sorun ne?"
"Annem ve Yifan bilmeden..gitmem lazım."
"Bunun imkansız olduğunu biliyorsun,değil mi?"
Soo,BaekHyun'a susması için sert bir bakış attığında ona bu gerekli davranışı için kısaca teşekkür etmeyi ihmal etmemiştim.
"Nereye gideceksin?"
"Eve gitmeliyim."
"Çıldırdın mı..bakayım bi'. Tamam,çıldırmış."
ChanYeol,uykusuzluk ve ağrıdan değişik bir hale girmiş bedenimi süzmüş,yaslandığı yerden masaya doğru eğilmişti.
"Neden gitmek istiyorsun ki?"
"Öğreneceksiniz fakat..sonra. Söyleyin bana,yardım edecek misiniz yoksa ben kendi başıma mı-"
"Annen?"
"Annem ve Yifan'a gözükmememiz lazım,öğrenirlerse bırakmazlar."
"İyi de..herkes gördü. Ne anlamı var ki saklamanın?"
"Ona kalırsa Yifan da gideceğimi çoktan sezmiş olabilir Soo,belki de gitmemi istiyor?"
İstemsizce çıkıştığımda,sustuktan hemen sonra derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalışmış,üzgünce gözlerimi gezdirmiştim masada oturanların yorgun yüzlerinde.
"Bu akşam toplantı var,biliyorsun değil mi?"
"Katılacak mısın?"
Soruyu cevaplamak yerine sessiz kalırken ayağa kalkmıştım. Alçılı kolumu boynuma bağlayan kumaşı düzelttiğimde diğerleri de ayaklanmıştı.
"Son kez soruyorum-"
"Kimseye görünmeden çıkacağımız bir yer biliyorum,hadi."
Esmer çocuk,ilk defa konuştuğunda başta şaşırmış,ardından teşekkür ederken arkasından ilerlemeye başlamıştım. Diğerleri,pek görünmemem için etrafımda çember oluşturacak şekilde yürümüşlerdi benimle,çıkışa kadar. ChanYeol önden gidip onca arabanın içinden kendi arabasını kısa sürede bularak dibimizde bitmişti. Soo,gelmek yerine kalmayı tercih etmiş,nedenini bilmesem de sarılmıştı ben arabaya binmeden.
"Lütfen..dikkatli ol."
Kulağıma fısıldadığı cümle,tedirginliğini anlamamı sağlarken içten bir gülümseme ile karşılık vermekle yetinmiş,BaekHyun'un yanındaki yerimi almıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
»玉 (J A D E) - [osh+lhn]
Fanfiction"... Ama sen farklısın." "Biz farklıyız LuHan." - 玉. "Yani, başımıza bunlar gelmeseydi, sen beni korumakla mükellef kılınmasaydın..beni yine de sever miydin, başka bir bedenle ya da ruhla yeniden karşına çıksa...