E P I D O S E T W E N T Y O N E ; We're watching you.

187 13 5
                                    

Merhabalar. Bölümü okumaya başlamadan lütfen Proem kısmına geçip yazdığım nota ve biraz geç kalınmış bir karakter tanıtımına göz atabilir misiniz? Okuyacağınız şeyler bölümde geçen bazı şeyleri anlamanız için size oldukça yardımcı olacak. Hem fazla uzun değil, birkaç dakika sonra yeniden burada rahatlıkla bulabilirsiniz kendinizi. Her neyse, lafı daha uzatmayayım. Teşekkürler.

Notu ve karakter tanıtımı da okuduğunuza göre sizi artık daha fazla bekletmeden direkt şöyle alalım:





"Sizi izliyoruz."

"Bir adım uzağınızdayız."

"Savaş istiyoruz."

"Dünyaya hükmedeceğiz."

"Her zaman kötülük kazanır."

"Sizi bulduk."

"Kolye tamam, şimdi ruh eşini verin."

"Vermeseniz de olur ahmaklar!"

"Sadece ölün."

"Güç bize geçecek."

Ve daha nicesi. Arabanın son sürat gitmesine rağmen duvarlara, ağaçlara, tam olarak görebileceğimiz her yere boy boy asılmış iç karartıcı, uygunsuz içerikli afişlerin üzerine yazılanları gözyaşlarıyla dolu gözlerimle okumaya devam ettiğimde, başım kendi isteğim dışında soluma doğru döndürülmüştü. SeHun korkmamdan çok içimdeki pişmanlığın ağır yükünü ve aptallığım yüzünden şimdi de onlar için telaşlanmamı hissetmişti. İki elinin arasına sıkıştırdığı elimi dudaklarına götürerek uzun uzun elimin üzerini öptüğünde iç çektim sessizce.

"Biliyorum, yoruluyorsun. Biraz daha dayan, her şey bitecek."

"Korkuyorum. Sana..size bir şey olmasından. Hepsi..benim yüzümden."

"Bu konuyu aştığımızı düşünüyordum."

"Herkes benim..aptallığım yüzünden ölüyor. Ben kaldıramıyorum. Yapamıyorum. Doğduğum günden beri birileri sevdiklerinden ayrılıyor, koparılıyor, öldürülüyor benim yüzümden. SeHun, ben sıradan birisi iken şimdi..herkesin aradığı kişi oldum. Benim için sorun değil, karşılarına çıkacak cesaretimden hiçbir zaman tereddüt etmedim fakat elimi kolumu bağlayan şey bana bir şey olması. Benim yüzümden daha fazla acı çekmenizi istemiyorum.."

"Şöyle hissetmeyi kes. Hiçkimse senin yüzünden ölmedi. Kimse senin için acı çekmiyor veya sevdiklerinden koparılmıyor. Herkes kendi yolunu çiziyor LuHan. İstiyorlar ve yaşıyorlar. Seni koruması gereken tek kişi benim, bu benim zorunluluğum. Diğerleri ise bunu seçiyor. Seçimlerinin sonucunu kaderleri belirler, biz değil. Vazgeç artık ağlamaktan."

Boşta kalan buz tutmuş
elimi, sıkıca kenetlenerek bir yumruk haline gelmiş ellerimizin üzerine bıraktığımda, hafifçe gülümsedim.

"Daha ne kadar..kaçacağız?"

SeHun, alt dudağını dişleyerek kendi dünyasına çekilerek düşüncelere daldığında, başımı omzuna yasladım.

"Japonya'dayız. Üç haftadır. Güneş kar yüzünden artık doğmaz oldu. Gece ile gündüz birbirine girdi, saate bakmadan kimse adım dahi atmıyor dışarıya. Hava bir çöl sıcağı,bir Antartika soğuğu oluyor ve bu sadece Asya için geçerli değil. SeHun, bu sefer de 'Küresel ısınmadan.' diye dalga geçeyim deme sakın. Kolyeden uzak durduğumuz..durduğum sürece bu böyle devam edecek."

»玉 (J A D E) - [osh+lhn]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin