E P I D O S E S I X; Tattoo or Yifan?

320 29 12
                                    

Metrodan çıkıp karşıya geçtiğimde kulağımdaki kulaklığı çıkardım. Hızlı adımlarla okulun bahçesine adım attığımda Jongup'ı bahçenin köşesinde arkadaşları ile otururken yakaladım. Bakışları anında bana döndüğünde gözlerimi devirip merdivenleri çıkmaya başladım. Dersliğe girdiğimde BaekHyun oflayarak etrafına bakarken beni fark etti. Ona da göz devirerek merdivenleri, ayaklarımı tahta basamağa sertçe geçirerek en üstlerden bir yer seçmiştim kendime. Gözlüğümü gözüme doğru itip seçtiğim yere oturduğumda BaekHyun hızlı davranarak kısa bir süre sonra yanıma çöktü.

"LuHan?"

İki gün önce öğrendiklerim beni yeterince yıpratmışken şuan sınıfın ortasında sinirlenerek konuşmak beni daha da  yıpratacaktı, bu yüzden konuşmak yerine  yüzüne dik dik bakıp önüme dönmekle yetindim. BaekHyun bu sessizliğim sayesinde konuşmak için hareketlendiğinde öğretmenin sesi yankılanmıştı koca sınıfta, BaekHyun nefesini verip yeniden yerine geçerken arkasından inişini seyrettim.


Seksen beş dakika sonra dersi gram dinlememiş bir halde, ben elimdeki koca kitabımla merdivenleri inerken sınıf çoktan boşalmıştı. Onlar kadar hızlı olamadığım için kendime kızarak kapıdan çıkarken BaekHyun elimden tutup durdurdu beni, boşluğuma geldiği için ondan kurtulamadığımda.

"LuHan, iyi misin? Sorun ne?"

Derin bir nefes alıp kolidora bir bakış atmamın ardından daha demin terk ettiğim sınıfa girdim. BaekHyun arkamdan gelip kapıyı örttüğünde kapının kapanma sesi koca amfide yankılanması sinirlerimi daha da bozmuştu nedensizce. Bedenim gereğinden fazla titrediği için ilk sıraya elimdeki eşyalarımı sertçe bıraktığımda BaekHyun önümde dikildi sinirle.

"Anlatacak mısın artık?"

"Bana neden söylemedin?"

Ellerim belimde, kendimi sakinleştirmeye çalışırken sormuştum sorumu çıkışırcasına konuşarak.

"Neyi?"

BaekHyun, sanki hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi, şaşkınca yüzüme baktığında gülmeden edemedim.

"SeHun bana her şeyi anlattı BaekHyun. Artık yalanlarına devam etmene gerek kalmadı.."

Anlamıyormuş gibi davranırken parmaklarını alnında gezindirmeye devam etti.

"SeHun'a güvenmemen gerektiğini söylemiştim."

"BaekHyun. Bana onu kötülemeyi kes."

"Senin de gözünü boy-"

"Biliyorum, BaekHyun! Bak.. Kendini gizlemene artık gerek yok. Senin de farklı olduğunu.. biliyorum."

"Sen.. ama-"

"BaekHyun. Benim sorunum senin sahip olduğun güçler değil, bu güçlerin var olduğundan bana bahsetmemen! Sen de annem de bayıldığımda aslında bana yalan söylediniz! Hiç mi utanmadınız?!"

Elim masayla buluştuğunda BaekHyun gözlerini kapattı sertçe, çıkan tok ses elimin nasıl acıdığıyla alakalı bir tablo çizmemize yardımcı olurken elimi masanın üzerinden sürüyerek usulca boşluğa bıraktım.

»玉 (J A D E) - [osh+lhn]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin