"Sen kollarımda uyuyakaldığında,bir yıldızın dileğim için intihar edeceğini gördüm ve..ölümüne yakışacak bir dilek diledim."
SeHun, kesme tahtasının üzerine suyu akmış domatesler küp küp kesmeye devam ederken kısa bir anlığına başını bana doğru çevirmişti.
"Ne diledin?"
"Söyleyemem..söylersem o yıldız boşuna intihar etmiş olur."
"Pekala..ama yapabileceğimiz bir şeyse,gerçekleşmesini beklemezsin?"
"Belki sabrımın tükendiği anda sana dileğimi ucundan fısıldayabilirim."
Gülerek önümdeki yemeği dediği gibi karıştırtırmaya devam ederken kestiği domatesleri,büyük ve sıcak avuçlarının kirlenmesine aldırmadan toplamış,yanımdan geçmek yerine arkamda durarak tencerenin içine atmıştı. Ellerini,üzerimin kirlenmemesi için geçirdiği önlüğe uzun uzun sürterek sildiğinde başımı kalbinin üzerine yaslayarak yüzüne odaklanmıştım.
"Yeni yıkamıştık ama önlükleri?"
"Yeniden yıkarız..ne olacak?"
"Bu sefer ben ilgileneceğim ama çamaşırlarla..haberin olsun."
"Pekala.."
"SeHun?"
"Efendim?"
"Benim haberim olmadan çamaşırları makineye atacaksın,değil mi?"
Gülerek yanağıma bir öpücük kondurduğunda,yalandan somurtarak ocağın altını kapattım.
"Bilmem,belki.."
"Döverim seni,sinir etme beni."
"Hani kavga yoktu?"
SeHun,ev kurallarımızı hatırlattığında,yüzüme yansıyan sinir,anında yerini şaşkınlığa bırakmıştı.
Bir zamanlar annem ve babamın koyduğu kuralları şimdi ben koymuştum..hayat ne kadar da tekerrürden ibaretti.
"Değiştiriyorum o maddeyi,hak edene var."
SeHun başını sallayarak oturmam için ellerinin altındaki sandalyeyi kendine doğru çektiğinde,dil çıkararak çektiği sandalyeye oturmuştum.
SeHun yanımdaki sandalyeye,tek bacağını kırıp üzerine oturduğunda,beraber her zamanki gibi bazı şeylerden konuşarak geçirmiştik akşam yemeğimizi çünkü önümüzdeki birkaç saati kendi işlerimiz için harcayacaktık.
Her şey ne kadar normaldi,değil mi?
Kore'ye dönmemizin hemen ardından SeHun işe başlamıştı,ben de okula. Evde hiçbir sorun çıkmaması için kendi isteklerimizi bir kağıda yazıp bütün odalara asmıştık,birbirimize saygılı olmamız da ilk maddemiz olmuştu ama.. pek uygulamadığımız da söylenemezdi,özellikle yatakta ve mutfakta.
Evde ve kendi aramızda bütün sorunları bir şekilde halletsek de,dışarıda bizi büyük bir sorun bekliyordu. SeHun bana unutturmuştu ama..kendisinin ilgilenmesi gerektiği bazen eve geceleri gelmemesiyle sonuçlanıyordu. Asla yalnız kalmamam için elinden geleni yapsa da,bazen geceleri onsuz uyuyordum işte. Gerçi,o olmasa bile birileri oluyordu evde,özellikle de Yifan. Vicdanını susturabilmek için benimle kalmayı tercih ediyordu her seferinde. Gerek olmadığını söylediğim zaman da,pencereden atlamamam için durduğunu söylerek işi dalgaya vuruyordu.
Herkesin kendini bir avutuş şekli olduğu gibi..o da kendisini böyle avutuyordu işte. Bu yüzden ne SeHun ne de ben bu konu hakkında konuşabiliyorduk. Gerçi..SeHun ailesiyle alakalı bir şey konuşmayı reddediyor,inada bindirdiğimde de öperek aklımın başından gitmesine neden oluyordu,şuanki gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
»玉 (J A D E) - [osh+lhn]
Fanfiction"... Ama sen farklısın." "Biz farklıyız LuHan." - 玉. "Yani, başımıza bunlar gelmeseydi, sen beni korumakla mükellef kılınmasaydın..beni yine de sever miydin, başka bir bedenle ya da ruhla yeniden karşına çıksa...