Yukarıya bıraktığım şaheseri aksiyonlu kısma gelince dinlemeye başlamanızı öneririm, gereksiz bir şekilde gaz verse de hoş oluyor. :p
"Çok tatlı.."
Kucağımdaki albümün içindeki fotoğraflara bakarken hepsinin anısını dinlemek beni daha fazla heyecanlandırmıştı. Gerçi..nasıl heyecanlı olamazdım ki? SeHun'un anlatmaktan çekindiği çocukluğu şuan ellerim arasındaydı, beraberinde de onu büyüten şahıs bana onun keşfedemediğim ya da göremediğim özelliklerini anlatırken.
"SeHun,çok umursamaz birisiydi küçükken, şuanda da olduğu gibi. İnsanlarla konuşmayı asla sevmezdi, abisine nazaran. Her zaman ya müzik dinlerken ya da puzzle yaparken bulurduk onu. Sonra..ortaokulda ChanYeol ile tanıştı. Bu asosyalliğini onunla biraz aştığında, çocuklarını aşırı sıkan birer anne baba gibi onun eski asosyalliğine bürünmesini istememiz için çok geçti. O çoktan sakladığımız her şeyi öğrenmişti. Onu eskisi gibi korumaya, öğrendiklerinden uzak tutmak istesek de..bize artık uyku ilaçlarından, gördüğü kabuslardan, doktorlardan ve nedenini bilmeden çektiği acılardan sıkıldığını, normal bir şekilde uyuyabilmek için sana muhtaç olduğunu ve seni bulmak için elinden geleni yapacağını söyleyerek bizimle bütün bağını koparmıştı. Haklıydı çünkü, senin nerede olduğunu bilsek de..bunu ondan saklamıştık."
"Onun iyiliği için yaptınız.."
"Yanılıyorsun LuHan. Biz ona kötülükten başka bir şey getirmedik, onu senden uzak tutarak."
"Şuanda da pek bir şey değişmedi bence.."
İma ettiğim şeyi anlayarak hüzünlü halinden sıyrıldığını belirtircesine gülümsediğinde, albümdeki fotoğraflara sırasıyla odaklanmaya ve incelemeye kaldığım yerden devam ettim.
"SeHun'un tanınmasının asıl sebebi, yeni kral olması kadar kafasına koyduğu şeyi ne olursa olsun başarmasıydı. Yalanı, tembelliği ve ikiyüzlülüğü sevmemesiydi. Gerçekten örnek alınabilecek birisi olup çıkmıştı,yanında biz olmadan okumaya başladığı lisede zamanlarından bu yana. Sanırım..oğlumu ben de örnek almaya başladım, onsuzlukla sınandığım onca yıldan sonra."
Gözlerimi SeHun'un gülümseyen suratından çekerek annesine döndürdüğümde, elimi nazikçe bileğine koyup dikkatini bana vermesini sağladım.
"Her şey için geç değil. SeHun bildiğiniz üzere kaba birisi asla değil. Konuşursanız sizi elbette dinler, hele siz onun annesiyken."
"Denemedik mi zannediyorsun tatlım? Onu bu saçmalıktan çekip çıkarmak istesek de bulaşmış, kim olduğunu göstermişti işte herkese. Aklındaki düşünce ile çıktığı yolun sonucunda yalnız bırakılacağını anlamayacak kadar da gençti. Fark ettiğinde de zaten.. kendini kabuğuna çekmekte zorlanmadı ama yine bizi dinlememekte, istememekte ısrarcıydı, şuanki gibi."
"Sizi seviyor. Sadece yaşadıklarının yeniden başına gelmesinden korkuyor."
"Haklı..çünkü onu korumak için bir şeyleri saklamaktan asla çekinmeyiz."
Karşımda, bir anlığına annemin konuştuğunu düşünerek şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırdığımda, her ebeveynin aynı düşündüğünü artık tamamiyle kavramıştım. Acaba..biz de mi böyle olacaktık?
"Sizi özlemeseydi şuan evimizde olamazdınız. Size bir şans veriyor bence, şansınızı kullanmaktan çekinmeyin, sonucunda ne olursa olsun."
"Öyle..konuşuyor,gösteriyor..ama karşısındaki sağır ve kör olduğunu görmezden gelerek."
"LuHan. Hadi."
SeHun,salona girmeden bana seslendiğinde, kucağımdaki albümü üzgünce kapatarak yanımdaki kadına uzattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
»玉 (J A D E) - [osh+lhn]
Fanfiction"... Ama sen farklısın." "Biz farklıyız LuHan." - 玉. "Yani, başımıza bunlar gelmeseydi, sen beni korumakla mükellef kılınmasaydın..beni yine de sever miydin, başka bir bedenle ya da ruhla yeniden karşına çıksa...