🎶NEDEN? Diye sorma!🎶

1K 763 538
                                    

Belki de kazanmak için illa büyük kayıplar vermemiz gerekiyordur...

🗝bir-yudumnefes

Boş bakışlarım ellerime bulaşmış kana takılmıştı. Hayatım kısa süre içerisinde öyle değişmişti ki, içimde ki acıya her saniye daha büyük acılar ekleniyordu.
Neden hayat bir kere olsun adaletli davranmıyordu? Neden insanlara acı çektirmek yerine mutlu etmiyordu?

'İyi misin?'

Ruhsuz bakışlarım başımda dikilen Kaan komutanı buldu.
Başımı olumsuz anlamda salladım.

'Bee-ben anlamıyorum, cidden, Cidden bu olanlar çok karmaşık. Kafam bir türlü bu yaşadıklarımızı algılamıyor. Nasıl bir yere düştüm? Ben kafayı yemek üzereyim. İnsan canına kastetmek bu kadar kolay mı?...'

Daha sonra soru dolu bakışlarımı Kaan komutanın yüzüne diktim.

'Ben sadece bir aya yakın süredir burdayım ve kafayı yemek üzereyim, peki söylesene sizler nasıl kafayı yemeden durabiliyorsunuz? Bir yolu varsa söyleyin bende deniyeyim!'

Sesim sonlara doğru öyle kısık ve yalvararak çıkmıştı ki kendi halime acıdım.
Kaan komutan hemen yanımda ki boş yere oturdu. Başını bana çevirip bakışlarımızı birleştirdi.

'Bu öyle bir durum ki alışılmıyor aksine her seferinde dahada can yakıyor. Ama onlar bizim canımızı yakarken durup halimize dert yanmakta bize yakışmaz. Onlar bizden bir alıyor biz binlerce olarak geri dönüyoruz. İnan bazen acımızı yaşamaya bile vaktimiz olmuyor. Bu olanlara isyan etmek yerine savaşmayı denemekten başka çaren yok!'

Söylediği sözler adeta içime işlerken, diyecek birşey bulamadım. Ameliyathane kapısı açılıp doktor gözüktüğünde, hemen ayağa fırladım.

'Gözünüz aydın ameliyat başarılı bir şekilde geçti. Kurşun sağ böbreği parçalamıştı, artık tek böbrekle hayatına devam edecek, onun haricinde yoğun bakım bölümüne alınacak şimdi, kendine gelince normal odaya geçicek.'

Doktora minnetle baktım. Arif'in babası doktorun eline yapışıp öpmeye çalışırken bu duruma ciddi anlamda hüzünlendim, bi taraftan da kıskandım.
Benim babam olsa ne yapardı acaba? diye düşünme şansım bile yoktu. Küçük yaşta yetimhane köşesine atan birinden sevgi beklemek tamamen salaklıktı.

Bir kaç gün sonra Arif normal odaya alınmış ve hepimiz rahat bir nefes vermiştik. Kimse olanları unutmayacaktı elbette ama en azından bir kayıp vermediğimiz için şükrediyorduk.
Kaan komutan da arada hastaneye uğruyor ve Arif'in ve ailesinin ihtiyaçlarını sordurtuyordu.
Garip bir adamdı ama güzel bir kalbi olduğu açık ve netti.

2 hafta sonra:

'Şura abla senden birşey isteyebilir miyim?'

Arif'in sorusuyla yatağın yanına yanaşıp hafifçe başımı salladım.

'İste tabi'

'Kaan abi için bir hediye almak istiyorum, sağolsun bizim için çok şey yaptı. Ama ben hastaneden çıkıp alamam sen benim yerime birşey alabilir misin ona?'

Arif'in sözleriyle dudaklarım kıvrılırken, elini tutup hafifçe sıktım.

'Tabi kardeşim alırım, neden almıyayım! Peki ne almak istiyorsun söylede ona göre birşey alayım.'

Düşünür gibi yapıp, bir süre bakışlarını ellerine dikti.

'Aslında hayatımda hiç kimseye hediye almadım, o sebeple aklımda birşey yok. Sen bir kız olarak bir erkeğe ne alınacağını bilirsin, sen seç.'

DAĞLARA SEVDALIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin