02| phoenix dosyası.

2K 305 253
                                    


0002. BÖLÜM İKİ

— phoenix dosyası.

───── Kelime | 2266 ─────

Baker Sokağı'na adım attığında derin bir nefes aldı Melora

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Baker Sokağı'na adım attığında derin bir nefes aldı Melora. Koşusunu yeni bitirdiği için ciğerleri halen daha zorlanmaktaydı nefes alışlarında. Adımlarını yavaşlatıp çevresine bakındı. İnsanlar işlerini yapmak için yola koyulmuştu erkenden. Londra'nın sert soğuğuna karşın sımsıkı giyinmişlerdi. Yanından geçen iki kadını sıyırıp uyku arayan gözlerini ovuşturdu. Günlerdir uyumamıştı sanki. Oysaki tek bir gece uykusuz kalmış, o da kendi rızasıyla olmuştu.

Hızla 221B yazan kara kapının önündeki basamakları tırmandı. Kapıyı açıp içeri geçerken üstünde ceket olarak ne var ne yoksa çıkarmıştı. Bayan Hudson'ın dairesine de girdiğinde ardındaki kapıyı kapatıp çıkardıklarını astı. Mutfak girişinden başını uzatan yaşlı kadın, nefes alışlarını düzene sokmakla uğraşan Melora'ya gülümsedi. "Günaydın tatlım."

"Günaydın.." Göz kırpma eşliğinde karşılık vermişti. Küçük adımlarla lavaboya geçip eldivenlerden kurtardığı ellerini yıkadı. Aynadaki yansımasından dağılmış saçına ve üstüne göz devirdi. Uykusuz olduğunu gösteren herhangi bir belirti olmadığı için yüzünde, mutluydu. Tüm gece uykusuz kaldığını ve gece dışarı çıktığını kimse bilemezdi.

"Rahat uyuyabildin mi?" Kapıda dikilen Bayan Hudson'ı, aynadaki yansımasından gördüğünde kıkırdadı. Eğilip yüzüne su çarpmadan önce ona küçük bir göz atmıştı. "Her zamanki gibi, bilirsin."

Ağzında gevelediği sözlere karşı Bayan Hudson gözlerini kısıp hüzünle baktı Melora'ya. Yeni çıkardığı havluyu uzatarak yüzünü kurulamasını izledi kadının ardından. Kabusları yakasını hiçbir zaman bırakmayacaktı. Ne yıllar önce bırakmıştı Melora'yı, ne yıllar sonra. Onlardan kurtulamıyordu ama bir şekilde bastırabiliyordu. Bunun tamamen kendi psikolojisi olduğunu biliyordu, ama tenine karşı ördüğü duvarlar kadar basit değildi onların yıkılması.

"Yanına gelebileceğimi söylemiştim, eskiden yaptığımız gibi." Bayan Hudson şefkatli sesiyle tekrardan bir ebeveyn havasına bürünmüştü. Bu Melora'yı bir kez daha gülümsetmişti. Havluyu bir eliyle sıkıca tutarken aynadaki yansımasına geri döndü. "Ah, artık telefonlar var Bayan Hudson."

"Yoksa işe yaramıyor mu?" Endişeyle gelen soruya karşılık başını iki yana salladı. İşe yaramayı kesmiş olsaydı kafayı yemiş olurdu. Kafayı yemiş halini ise düşünemiyordu.

"Yok hayır, hala yardımcı oluyor bana ama dün gece istemedim. Biraz odamla baş başa kalayım dedim sadece."

'Peki madem' dercesine aynadaki ela gözlere bakıp bir şey unutmuşçasına koştura koştura içeri geçti. Burnuna gelen koku, eşsiz bir lezzetin fırında hazır olduğunun göstergesiydi. Hızla aynadaki yansımasından yardım alarak karışmış kâküllerini parmaklarıyla düzeltti.

layers of crime. sherlock holmesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin