15| londra köprüsü.

1.2K 200 250
                                    


0015. BÖLÜM ON BEŞ

— londra köprüsü.

───── Kelime | 6075 ─────

Çıplak küçük ayakları, soğuk zeminle her temas edişinde ses çıkarmaktaydı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çıplak küçük ayakları, soğuk zeminle her temas edişinde ses çıkarmaktaydı. Yaşlı gözlerini bir eliyle ovuştururken, diğer eliyle kırmızı battaniyesi sürüklemekteydi arkasından. Ağlamanın getirdiği birkaç iç çekişle basamakları tek tek indi küçük kız. Birinin geldiğini gören, evin yeni üyesi yavru köpek, takılıp düşmeler eşliğinde kızın yanına koşmuştu.

Siyah ve kıvırcık olan tüyleriyle, köpek bir toz yumağını andırıyordu. Merdivenleri atlatmış olan küçük kızın ayaklarına dolanmıştı hemencecik. Sessiz gözyaşlarını dökmeye devam eden kızın, ilgisini çekemediğini anladığında bu sefer yerde sürüklenen battaniyenin üzerine atılmıştı. Küçük, oyun isteyen işitme engelli köpeğiyle battaniyesini peşinden sürükleyerek evin salonuna ilerledi. Her zaman salonda uyanık birini bulacağını biliyordu. İşleri nedeniyle ya annesi ya da babası sabahlıyordu bu odada.

Desenli koltukların ön planda olduğu, odanın bir kısmını aydınlatan ve çevresine sarı ışık yayan tek şey ayaklı abajurdu. Kısa kahverengileri önüne düşmüş adam, bu koltuklardan birinde oturmuş önündeki dosyaları düşünceli bir şekilde incelemekteydi. Eli, burnun üzerinde öne doğru kayan gözlüğü düzeltmeye giderken kahvesinden bir yudum aldı.

Dosya hışırtıları ve kahve yudumlama sesi dışında odaya yeni sesin daha katılmasıyla adam, başını kaldırıp sesin geldiği yöne baktı. Gelen kişinin küçük kızı olduğunu görünce elindeki dava dosyasını kapadı ve masanın üstüne, olay yerinde çekilen ölü bedenlerin fotoğraflarını kapayacak bir şekilde bıraktı. Bunları görmeye henüz hazır olmadığı fikrindeydi küçük kızı için. "Melora?"

"Korktum." Minik Melora sadece mırıldanmıştı adını babasından duyduğunda. Tek bir sözcük ve görünüş yetmişti küçük kızının babasına durumunu anlatmaya.

David, gözlüklerini çıkarıp masanın üstündeki dosyaların yanına koyarken, küçük adımlarla yanına gelen kızına baktı. Elleri otomatik olarak Melora'nın yatmaktan dağılmış kıvrımlı kahvelerini düzeltmeye giderken, baş parmakları yaşlı elaların altında gezindi ve gözyaşlarını sildi. Minik kızının o, değerli gözyaşlarının akıp gitmesine izin veremezdi yanında olduğu sürece.

"Sadece kötü küçük rüyalar, gerçek değiller tatlım. Sana zarar veremezler."

Melora, babasının sevgiyle dile döktüğü sözcüklerini başıyla onaylamıştı fakat gözyaşlarının akmasını durdurmaya yetmemişti. Küçük aklı bunu anlayacak bir düzeydeydi. Kabuslar, kabus olarak kalırdı ama yine de bu, onun korkmayacağı anlamına gelmezdi. Bazen, bazı şeyleri bilmek bile olağan duyguları değiştirmezdi.

layers of crime. sherlock holmesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin