(Yonca)
Yavaşça Deniz in üstünde kalktım ve gözlerimi yerinden çıkarmak ister gibi ovaladım.Ayağa kalktım ve banyoya ilerledim.Yüzümü soğuk su ile yıkadım ama kendime gelemedim.Ya Deniz in dediği doğruysa ya dün son huzurlu günümüz ise ve şimdi sonsuz bir acıya yürüyorsak.Ahh.. Tanrım hangi günahıma bu kadar sinirlendin.Soğuk zemine ayak tabanlarımı yapıştırdım ve hissettim soğun tüm bedenime dalgalar halinde dağılışını hissetmek istedim ve hissettim.Bu hala yaşadığımın bir kanıtı ve ben bu kanıtı kaybedemem.Banyodan çıktım ve salona doğru ilerledim, Deniz düşünceli bir şekilde oturuyordu.Üzgündü.Yanına oturdum.Sanki bütün negatif enerjisini almak ister gibi ona sarıldım.Kendini tutamadı ve karşılık verdi ve konuşmaya başladı."Az önce bir telefon aldım.Bir hafta sonra bir balo olacakmış ve senin yani bizim şu çok sevdiğimiz Rüzgar da orada olacakmış." Rüzgar ın ismini duymak nefesimi kesmişti bir anda nefes almayı unutmuş gibiydim.Aniden ayağa kalkıp pencereye doğru koştum ve pencereyi açtım.Hava almaya ihtiyacım vardı.Ciğerlerim resmen oksijen diye çığlık atıyordu.Beynime hücum eden anıları kafamda canlandırmak istemiyordum.Onunla olan her şey sadece beni üzüyordu o kadar..
(7 Ay Önce, Yonca)
"Hay sokayım!" diyerek dışarıya koştum.Babam ise gururundan dolayı ismimi seslenmeye bile zahmet etmedi.18 yaşımın ilk günü ama soktuğumun hayatım bu yaşımı mutlu bir şekilde yaşamamı istemiyor.Tıpkı her yıl gibi.Bugün benim özel günüm olmalıydı kendimi özel hissettiğim gün olmalıydı.Bir günlükte olsa bir otel odası rezerve edip istediğim kadar içebilirim belki.Bugün özel hissetmek istiyorum.Babamın müthiş doğum günü hediyesini birazdan kullanacaktım ne hoş bana bir kredi kartı almıştı.Ne kadar anlamlı bir hediye(!).Taxiye binip beni bir otele bırakmasını istedim.Açıkçası beni getirdiği otel fazla hoştu.Babamın kokteyl gecelerini geçirdiği otellere benziyordu.Dakikalar sonra 120 numaralı odayı anahtarlarım ile açtım.Fazla güzel bir odaydı.Telefonumdan saate baktım ve 22.18 i gösteriyordu.Bence içki sipariş etmek için tam vaktiydi sarhoş olamak için biraz erkendi ama olsun.Nostaljik tasarlanmış olan telefon ile bara sipariş aramasında bulundum.Çaldıktan sonra bir anda açıldı."İçmek için erken ama oda numaranız ve siparişiniz nedir?" Bunu neden düşünmemiştim ki ne sipariş vereceğimi bilmiyordum, ben sadece Deniz ile içerdim ve siparişleri hep o verirdi."Şey aslında bilmiyorum.." Aman tanrım bu ne saçma bir cevaptı aptal Yonca."O halde sizi barımıza bekliyoruz tadıp sipariş vermeniz daha kolay olacaktır." "Tamam o halde teşekkürler." Anahtarlarımı alıp odadan çıktım ve asansörde yanlış katlara basarak en sonunda bara ulaşmaya başardım.Barın minik taburesine oturdum ve barmeni bekledim.Barda ben ve birkaç kişi dışında kimse yoktu.Sarhoş olmabilmek için tam zamanı ama içmek için çok erkendi.Barmen yavaşça yaklaştı."Az önce arayan sen miydin?" Fazla nazikti. "Evet.." samimi bir şekilde gülümsedi bende karşılık vermeye çalıştım."İçimden bir ses vişneli votkayı seveceğini söylüyor" bu sefer bende ona içten bir şekilde gülümsedim."Neden olmasın.." tam o sırada yanımda ki tabureye keskin yüz hatlı fazla çekici biri oturdu.Önüme döndüm ve barmenin bana hazırladığı vişneli votkayı yudumlamaya başladım.Kötü değildi.Çocuğun bana doğru döndüğünü hissettim."Peki, seni hangi rüzgar buraya attı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümlü Denizanası
Teen FictionBu arzu seni hapsedecek ve sen çırpındıkça yosunlar seni sarmaya devam edecek ardından ölümcül ama ölümlü bir denizanası olacaksın...