Yara İzi

20 5 0
                                    

(Yonca,7 ay önce)

     Dudaklarıma değen soğuk içeceğin etkisi hiç geçmeyecek gibi.Ayaklarım beton zemine değmiyor.Ben uçuyorum.Sonsuzluğa.Uçuyorum.Tanrım, bedenimi kontrol edemiyorum.Ama zaten ona dur demekte istemiyorum.İsmini bile bilmediğim adamla otel yatağının üstünde zıplıyordum.Hissetmiyorum.Ben hissizim.Uzun zamandır istediğim şey sonunda oldu işte.Hissizim.Bir denizanasından farksız.Ayaklarım saniyeler ile yarışıyor.Saniyelere adeta yalvarıyor "Lütfen saniyeler, havada biraz daha kalmama izin verin burası çok güzel."demek istiyor.Şanssız beden.Saçlarım terden enseme ve yüzüme yapışmışlardı.Ama sorun yok.Ben hissizim.Artık hissizim.Kollarımı yukarıya kaldırdım ve öylece salladım.Yukarıda beni görmekten kaçan Tanrı'ya el salladım.Beni bir sefer de olsa görmesi için.Durmadım.Kollarımı daha yukarı ve yukarı kaldırdım.Salladım.İsmini bilmediğim adam da aynısı yaptı.Acaba o kime el sallıyordu? Yoksa Tanrı onu da mı görmeyi red ediyordu ?

   Dans etmeye devam ettim.İçimde ki bu umursamaz duygunun gitmemesi için beni asla görmeyen Tanrı'ya dua ettim."Tanrım lütfen elimden bu gücü alma çünkü hayatımda ilk defa bu güç ile ayakta hissediyorum".İsmini bilmediğim adam şişeyi elleri ile kavradı ve az önce kanın zengin rengi ile zenginleşmiş olan dudaklarına götürdü.Gözlerini,gözlerime dikti ve şişede ki son damlaları bitirdi.Gözlerinde ki karanlık tekrar yanıp söndü.Onda göremediğim ama görmeyi deli gibi istediğim bir şey vardı.Çift kişilik yatağın diğer köşesinde sallanan adama doğru neredeyse zıplayarak gittim.Sallanan ellerini ani bir refleks ile yakaladım.Önce ellerimden kurtulmak istedi sonra ise bana baktı ve rahatladı.Anlaşılan fazla içmiştik.Ama daha fazla içmeliydik.

"Daha fazla içkiye ihtiyacımız var!" 

Diyerek onu yataktan ittim.Şanslıydı ki anında dengesini sağladı.Ardından bir ekselans hareketi yaptı ve kollarını kaldırdı.Bu kucağına gitmem için bir davetiyeydi.Ancak binmedim.Ellerim ile arkanı dön işareti yaptım.Tek kaşını "neden?" anlamında kaldırdı.

"Sadece dediğimi yapsana!"

Dedim.Sesim emir verir gibi çıkmıştı.Önce bu şekilde onunla konuştuğumda şaşırdı.Ardında yüzünde bir katili andıran sırıtış yer aldı ve dediğimi yaptı.Arkasını döndü.Yataktan nazikçe beline bindim.Elleri beni sıkıca tutabilmek için kalçalarım ile buluştu.Kulağına eğildim ve,

"Gidip biraz daha sert içecekler alalım."

Dedim.Kulağından geri çekildiğimde.Tuttuğu nefesini verdi ve ellerini kalçama daha sıkı bir şekilde bastırdı.Odanın kapısını açtı ve asansöre doğru koştu.Omuzlarında elimi uzattım ve asansörün gelmesi için tuşa bastım.Asansör çok bekletmedi.Belki de bekletti bilmiyorum.Düşüncelerimi engelleyemiyorum.Bir diğerinden diğerine atlıyorlar.Sanırım vücuduma davet ettiğim alkolden kaynaklıydı.Asansöre bindiğimizde beni sırtından indirdi ondan uzaklaşmama izin vermeden beni yüz yüze gelecek şekilde tekrar kucağına aldı elleri bacaklarımdan kalçalarıma kaydı.Ardından göz açıp kapayıncaya kadar kendimizi asansörün duvarına dayanmış bir şekilde bulduk.Beni öpmek için eğildi.Dudağımı ani bir hızla ondan kaçırdım.Kafasını geri çekti ve anlamaz bakışlar ile gözlerime baktı.Onu ensesinden tuttum ve kendime çektim.Öpmeden önce gözlerine baktım.O karanlık geri gelmişti.O şey neydi anlayamıyordum.Benden önce davrandı ve beni sertçe öptü.Dudaklarını yavaşça boynuma indirdi.Ardından aniden kafasını kaldırdı.Bu sefer ben ona anlam veremez bakışlar attım.Gözleri kocaman açılmışlardı.Sanki biraz korkmuş ya da şaşırmış gibiydiler.Ne olmuştu?

"Umarım köprücük kemiğinde ki şeyden haberin vardır."

Dedi.Neyi kastettiğini anlamamıştım.Ellerimi omuzlarına koydum ve kucağından indim.Asansörün aynasına yaklaştım ve kazağımı köprücük kemiğim görünene kadar çektim.Ahh.. şimdi anlamıştım.Bunu yapmamalıydık.Bunu görmemeliydi.Yüzüm yanmaya başlamıştı.Panik duygusu anında bedenimi ele geçirmişti.Panik beni alıp bir akıntıya taşıyordu.Ama hayır, olmaz bugün değil.Bugün hissiz olmalıyım.Öyleydim de.Öyle olacağım.Tanımadığım adamın sıcak ellerini omuzlarımda hissettim.

"Anlatmak zorunda değilsin,sorun değil."

Güven verici bir sesti ve sözlerdi.Anlatmayı zaten düşünmüyordum.İsmini bile bilmediğim adama neden güveneyim ki.Öyle değil mi? Köprücük kemiğimde bir yara vardı.Her yara gibi korkunç görünüyordu.Ama sorun o değildi.Yaranın oluş sebebi ben olmamdı.Ben yapmıştım o yarayı.Kendime...

Ölümlü DenizanasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin