(Rüzgar)
Büyük salona adımımı atar atmaz içimden küfür ettim.Hay lanet.Hizmetliler ve büyük salonu dekore eden çalışanlar içeri girdiğimi gördü ve suratlarına o dramatik gülümsemelerini yerleştirdiler.Ancak ben içimden küfür etmeye devam ediyordum.Annemin en sevdiği renk lavanta rengiydi.Görevlilerden salonu lavanta rengi dekore etmelerini istemiştim.Ancak burası lanet olası lila rengine dönüşmüştü.Yumruklarımı sıktım.Gözümle bir dekor çalışanını kestirdim.Göz göze gelmeyi bekledim.Eh.. pek uzun sürmedi.Ona buraya gelmesi için işaret verdim.Neredeyse koşar adımlarla koca salonun çıkış kapısına doğru 18 saniyede geldi-sıkıldığımda sayıları sayardım-.Gözlerini kaçırır vaziyette,
"Buyurun,Efendim."
Kolundan tuttum ve 51 numaralı konuk masasına doğru onu yanımda sürükledim.Kendimden iki santim daha yakın tuttum onu masaya ve
"Bu hangi renk bana söyler misin?"
Tereddüt eden bakışlarla önce bana sonra da masaya baktı.Büyük bir olasılıkla hangi cevabına benim hangi tepkiyi vereceğimi kafasında hesaplıyordu.Yutkundu.
"Lila rengi,Efendim"
Yüzüme alaycı sırıtışımı takındım ve kocaman salonda yankılanan bir alkışlama ile verilen cevabı kutladım.
"Peki, ben hangi rengi istemiştim??"
Dişlerimi sıkmaya engel olamadım.Annem olsaydı çenemi tutar ve "Çeneni sıkma dişlerine ve sinir damarlarına zarar veriyorsun,kendini incitmeni sevmiyorum Rüzgar bunu biliyorsun."derdi.Bütün görevliler bana bakmaya başlamışlardı sanırım onu yerde pataklayacağımı falan sanıyorlardı.Tanrım.. ne kadar da gülünçler.
"Efendim,siz lavanta rengi istemiştiniz."
"Evet.. BEN lavanta rengi istemiştim.Peki,bu dekor saçmalıkları hangi renk??"
"Üzgünüm Efendim,ben telafi edeceğim."
"Umarım edersin(!)"
Anında onaylarcasına kafasını salladı.Bu iğrenç yerde çok oyalanmıştım.Büyük salonun kapısına yaklaştığımda büyük(!) bir sürpriz ile karşılaştım.Babam.Anında bir "u" dönüşü yapmaya çalıştım fakat yakalandım.
"Rüzgar!"
"Efendim,babacığım(!)"
Bakışlarını devirdi ve kafasını onaylamazca salladı.
"Bu yapacak olacağımız davet ile ilgilenmen çok hoş,oğlum."
Şaşırmıştım bana oğlum demişti.Acaba kaç ay geçmişti? Oğlum kelimesinin dudaklarını ve dilini zehir gibi yakmış olduğunu diledim.Göze göze gelmemizi sağladım.
"Bunları yalnızca annem için yapıyorum."
Yüz ifadesi değişti sanki hüzün, acı karışık gibi.Aman ne güzel.Sahte herif.
"Biliyorum."
"Merak etme baba(!) ben de senin bildiğini biliyorum."
Gözlerimi kıstım ve elimle "minik" işareti yaparak,
"Yalnızca küçük(!) bir hatırlatma.."
Yanından geçerek büyük salondan çıktım.Valeden araba anahtarlarımı aldım.Cabriolet'imin anahtarını avuç içime bastırdım.Arabama bindiğimde gerçeklik gün ışığı gibi yüzüme çarptı.Ben gerçeklikten kuduz bir köpek gibi kaçıyordum.Çok güçsüzdüm.Yonca aylar önce söylemişti bana bunu."Korkaksın Rüzgar , ki korkmakta haklısın çünkü yüzleşmeyi bilmiyorsun..".Neden bunları hatırlıyorum ki.Siktir.Arabayı çalıştırdım.Çalan şarkı çok tanıdıktı.Anılar zihnime hücum etmeden şarkıyı kapattım.Sessizce yola koyuldum.Sessizlik pek uzun sürmedi.Telefonum çalmaya başladı ve bulamadığım için zil sesi beni iyice uyuz etti.Bir elimle direksiyonu tuttum ve diğer elimle ceketimin iç cebine elimi soktum.Arayan kişi Uzay'dı, aman ne şaşırdım(!)Geri aradım.Anında açtı.Telefonum arabaya bağlı olduğu için Uzay'ın sesi tüm arabada yankılandı.
"Rüzgar..."
"Hadi Uzay bekletme de söyle."
"Bana davetiyeleri ayarlamam gerektiğini söylemiştin."
"Evet Uzay, söylemiştim."
"Bu listede çok ama çok tanıdık bir isim var."
"Lütfen bana düşündüğüm ismi söyleme."
"Sen hangi ismi düşünüyorsun ki?"
"Uzay bana aptal rolü oynama ve ismi söyle."
"Koray.. inanabiliyor musun? Koray orada olacak.Haha göt herif."
Ancak ben Uzay'ı duymuyordum.Ne hissetmeliydim kestirememiştim rahatlamam gerekiyordu öyle değil mi?Eğer itiraf etmem gerekirse Yonca demesinden korkmuştum.Onu tekrar görmek..Siktir.
"Rüzgar orada mısın??"
"Evet.."
"Unuttuğunu düşünmüştüm."
"Unuttum.."
"Peki..hoşça kal."
"Görüş.."Bip..bip..bip
Az önce Uzay suratıma mı kapatmıştı?Göt.Gidip yaptırdığım smokini almalıydım ama ondan önce hastaneye gitmeliydim..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümlü Denizanası
Fiksi RemajaBu arzu seni hapsedecek ve sen çırpındıkça yosunlar seni sarmaya devam edecek ardından ölümcül ama ölümlü bir denizanası olacaksın...