Yaklaşık bir haftadır bu lanet hastaneye tıkanıp kalmıştım.Deniz bir saniye olsun yanımdan ayrılmamıştı,babam ise her zaman ki gibi sabahları işe geçmeden yanıma gelip 10 dakika kadar durup tekrar gidiyordu.Yaptığım aptallığın en azından bir avantajı vardı,babamı daha sık görmeye başladım.Bugün öğleden sonra (sonunda..)çıkmama izin verecekler.Üzerimde Deniz in gözlerini hissedinca kafamı ona çevirdim."Ne var? Yoksa göğüslerim sütyensiz daha mı çekici görünüyor?" deyip kocaman sahte bir kahkaha attım.Onu gülerek görmeye ihtiyacım vardı, bu şekilde görmeye hiç alışık değildim.Bu olaylar yaşanmamış olsa doya doya kahkaha atardı bu dediğime,belki de kahkasını içinde tutuyordu.Fazla sinirliydi hemde çok fazla..Bir haftadır bana sormak istediklerini biriktirmişti ancak nedense sorma zahmetinde bulunmamıştı.Benden bir açıklama beklememişti.Karşımda oturan kişi farklı bir Deniz di.Benim Deniz im değildi.Gözlerini benimle buluşturdu ve benimle sessizce göz kırpmama oynunu oynadı.İlk pes eden o oldu.Yavaşça yerinden kalktı dizlerini yatağa dayadı ve bacaklarımın üstüne çıktı ardından oturdu."Deniz ne yapıyorsun? Biri yanlış anlayacak ayrıca canım acıyor DERHAL İN!". "Sence umrumda mı? Bileğini kesiyorsun ölmeyi bekliyorsun ve sanki hayatın bir oyuncakmış gibi vazgeçip 112 arıyorsun ve şimdi bacaklarının üstüne oturduğum için mi sızlanıyorsun?".Yalan söyleyemem haklıydı ama benimle böyle konuşması canımı yakıyordu.Yaklaşık bir dakika boyunca suratıma baktı ve "Bana yazdığın lanet mektubunu okudum , senden nefret ediyorum!"."Hayır etmiyorsun".Dedim çünkü etmiyordu,edemezdi."Haklısın etmiyorum.Ama seni affetmem zaman alacak o aptal soktuğumun herifi için kendine ne yaptığına bak."Deniz ailesini çok göremediği bir çocukluk geçirmişti, ilkokuldayken çok dalgası geçilen bir çocuktu çünkü fazla duygusal bir erkekti.Dolayısıyla her zaman dışlandı diğer erkekler gibi topun arkasından koşturmadı veya diğer erkeklerin muhabbetine katılmadı,ki zaten ihtiyacı yoktu duygusal olması onu asla farklı yapmadı aksine duygusallık onu o yaptı."Biliyorum,çok üzgünüm beni affedecek misin?".Gözleri sulanmıştı."Mektubunda yazdığın şeylerde dürüst müydün?".Bu soru amma saçmaydı kim inithar notuna yalan söyler ki , ancak bu Deniz di o her türlü soruyu sorabilir."Tabi ki de dürüsttüm bu iğrenç Dünya da en sevdiğim şey sensin ama ilk sırada sanırım sufle var, bilirsin".Bu onu gülümsetmişti."Yani beni akışkan çikolatalı tatlıya tercih ediyorsun öyle mi?"."Aynen öyle."Kaşlarını sahte bir ifade ile çattı,"O halde bu seni affetme süremi erteleyebilir." Küçük bir kahkaha attım."Ciddi olamazsınn".Parmaklarını çenesinde buluşturdu ve,"Sanırım ciddi olabilirim." "Şeyy.. sanırım ciddiyetini sonra konuşabiliriz çünkü eğer muhteşem bacaklarımın üstünden kalkmazsan artık muhteşem olmayacaklar." Yavaşça doğruldu ,"Peki o halde". Deyip bacaklarımın üstünden kalktı , onları hissetmiyordum..Deniz ikimiz içinde kahve almaya gittiğinde bir anda gerçekliğe dönme fırsatı yakaladım ancak bu canımın yanmasına sebep oldu.Hem de fazlasıyla.Ondan en kısa sürede initikam almalıydım.Yaşadıklarımın daha fazlasını yaşamasına izin vermeliydim.Canı çok yanmalıydı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümlü Denizanası
Novela JuvenilBu arzu seni hapsedecek ve sen çırpındıkça yosunlar seni sarmaya devam edecek ardından ölümcül ama ölümlü bir denizanası olacaksın...