Acı Davetiye

52 5 0
                                    

(Günümüz,Yonca)

  Anılar birer film şeridi gibi gözümün önünden kaybolup gittiler.Gittikleri gibi nefes alma yetimi de alıp gitmişlerdi.Pencerenin parmaklıklarını o kadar çok sıkmıştım ki , demirden süzülen narin ince şeritli kanı görebiliyordum.Elimi gevşetmem zor oldu.Kesik kesik soluklarla pencereden uzattığım başımı geri çektim.Canım yanıyordu.Bu acı beni alıp götürmek istiyordu.Beni götürmek istediği yer boşluktu.Acı, hep böyle yapardı. Manipüle et. Acıyı hisset ve ellerini tut.Ardından onu al ve boşluğa sürükle.

    Boşluk bir kararsızlık çukurudur.Ne yapacağını bilirsin ama seçim yapamazsın çünkü boşluktasındır ve seçim hakkı ellerinden alınmıştır.Dışarıdan senin için verilen kararları izlersin ve kendini "keşkeler" ile dolu olan bir akıntıda bulursun.Seni bu boşluktan kurtaracak tek şey "hissetmektir". Ancak beyin rutin modunu bırakmak istemez ve size düşünme şansı tanımaz.Bu boşluktan acilen çıkmam gerekiyordu, bir şeyler hissetmem gerekiyordu.Kolumu kaldırdım ve sert bir şekilde ıssırdım.Dişlerim, nemli tenime bıçak edasıyla saplandı.Ağızıma yerleşen sıcak demir tadı paniği tetikledi.Tüm bedenimin şoktan kendine geldiğini anladım.Kolumdan çizik çizik akan kan beni gerçekliğe döndürmeye yetmişti.

  Banyoya yönelmek için arkamı döndüm..ve Deniz'in şoke olmuş acı dolu bakışları ile karşılaştım.Onun benim yüzümden böyle olduğunu görmek göğsüme saplanan bir hançer gibi canımı yakmıştı.Bana doğru bir adım attı..

"Artık buna dayanamıyorum"dedi.Alnını,alnıma dayadı.Gözlerini kırpmadan gözlerimin içine baktı ve bir damla gözyaşı yanaklarından başlayıp çenesinden aşağıya aktı.

"Deniz.."dedim ama o benim dudaklarımı narin parmakları ile örttü."Biliyorum, canın yanıyor ama sen ruhundaki acını fiziksel acı ile yarıştırıyorsun."Durakladı. Parmaklarını saçlarımdan başlayıp boynuma kadar sürdü."Artık bunu yapmaya devam edemezsin Yonca.Bir acıyı unutmak için üstüne acı ekleyerek unutmaya çalışmayı kesmelisin.Neden biraz olsun sana yardım etmeme izin vermiyorsun?" Tuzlu gözyaşlarının yanaklarımdan süzüldüğünü şimdi fark etmiştim.Sözcükler bu noktada bana yardım edemezdi.Sadece sustum ve başımı Deniz'in göğsüne koyup sarıldım.

  ------------

"Bu balo,Rüzgar'ın annesinin ölmeden önce ki açmış olduğu derneğin yıl dönümüymüş."

Biraz şaşırmıştım Rüzgar bana herhangi bir dernekten bahsetmemişti.Ne bekliyordum ki zaten.Deniz ellerini çenesinde birleştirdi ve kupasında ki kahveyi yudumladı."Bizi buraya aldırması için Sasha ile konuşucam." Deniz telefonu ile koltuğundan kalktı ve ayak seslerinden odasına çıktığını anladım.Ayağa kalktım ve merdivenlerden yukarıya doğru çıkmaya başladım.Odasının kapısını yarım bir şekilde örtmüştü.Yavaşça kapıya yaklaştım ve Deniz'in odada volta atarak telefon ile konuştuğunu gördüm."Bak anlamıyorsun ikimizin de orada bulunması gerekiyor Yonca'yı oraya yalnız başına gönderemem.Onu tekrar ve tekrar kaybetmekten yoruldum."dedi ve kafasını kaldırınca karşısında beni buldu."Ben sana birazdan döneceğim Sasha." Ayaklarına bakar vaziyette yatağının üstüne oturdu."Sorunu anlamış değilim ama baloya sadece ikimizden birini alabilirmiş.Yaklaşık bin küsur davetli olacakmış bu da bin küsur davetiye demek oluyor ve az sayıda yedek davetiye üretilmiş.Herhangi bir olanağa karşı sadece bir tane davetiyeyi bizim için kullanabilirmiş."Parmaklarını saçlarının arasından geçirdi.Bunu sadece stresli olduğu zamanlarda yapardı."Deniz baloya benimle gelmek zorunda değilsin bunu halledebilirim gerçekten sadece bana güvenmen gerek.Beni kaybetmeyeceksin, bu sefer olmaz."Gözleriyle gözlerimi süzdü.Beni tek başıma göndermemek için bir sebep arıyordu."Yonca sana her zaman güveniyorum ama canının yanışını izlemek beni öldürüyor."devam etti."Bırakta bu seferlik benim canım yansın emin ol senin acı çekişini izlemekten daha az canım yanacak." Bu şekilde konuşması beni boğuyordu kendimi her şey için suçlu hissediyordum ki sanırım zaten öyleydim."Deniz, eğer seni seviyorum deseydim bunu bir söz olarak kabul edip gitmeme izin verir miydin?" Deniz tebessüm etmeye çalıştı."Fazla iddialı bir söz değil mi sence de?" Yatağa,Deniz'in yanına oturdum."Sanırım bunu evet olarak algılamalıyım."dedim.




Ölümlü DenizanasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin