Bir parkta oturmuş dondurmalarımızı yiyorduk. Gerçi Agra beyimiz hemen bitirdiği için ben tek başıma yiyordum. Belki canı çeker diye ne kadar ağzımı yaya yaya yemeye çalışsamda hiç etkilenmemiş olucak ki bankta bir güzel yayılmış etrafı izliyordu. Oflayarak önüme dönüp dondurmamın keyfini çıkarmaya çalışırken önümüzden biri telefonla konuşan diğeride bizi görünce Agra'yı kesmeye başlayan iki kız geçti. Pardon fondoten mağazasıymış.
O kadar bakımlı, etkileyici ve biryerlerini göstermeye meraklı kızlardı ki ben bile arkalarından baktım. Hala da bakarken telefonla konuşan kız dönüp bize baktı yani Agra'ya baktı ve göz kırptı. Arkadaşına döndüğünde gülüşmeye başladılar.
Şu an Agra'ya sahip çıkmam gerektiğini anadım. Çünkü dönüp benim bile baktığım kızlar hakkında bizim sevgili sapığımız neler düşünmüştür kim bilir.
Kızlar kaldırımın karşısındaki markete girdiklerinde Agra gözlerini onlardan çekip tekrar etrafa bakmaya başladı. Bende ona daha fazla yaklaştım. Dondurmamı bir an önce bitirmek için hızlı yemeye başladım. Bitirdiğim o iki kızın ellerinde sularla bize doğru geldiklerini gördüm. Geldiler ve Agra'nın tarafındaki banka oturdular. Agra onlara dönüp birşey yaptı ve bu onların çok hoşuna gitmiş olacak ki kıkırdamaya başladılar.
Daha sonra bana döndü ve gidip marketten su almamı istedi. Olduu, ben gidiyimde kızları alıp kaç değilmi!
"Neden kendin gitmiyorsun?"
"Şu an biraz meşgulüm tatlım sen alırmısın?"
"Peki." Dedim tıslayarak ve markete doğru ilerlemeye başladım. Birşeyler düşünmeliydim. Marketten hızlıca suyu alıp parayı verdim ve marketin önündeki sandalyeye oturup onları izlemeye başladım. Agra benim buraya oturduğumu görmesine rağmen onlarla konuşup gülmeye devam ediyordu.
Yanına gidip Agra'ya yavşasam, yapabilirim ama şimdilik ikinci planda kalsın. En iyisi onu kızların elinden kurtarmak. Onun bunu istediğini pek sanmıyorum ama ben istiyorum. Bu yeterli bence.
Ayağa kalktım ve yanlarına gittim. Agra'nın başında dikilmeye başladım. "Agra artık gidelim mi?"
"Biraz daha kalmalıyız bence." Dedi ve kızlara dönüp göz kırptı.
"Eğer şimdi gidersek istediğin birşeyi yapıcam." Of bu ne ya.
" İstediğim şeyleri her zaman yapıyorsun zaten."
"Bu kız seni götürmek için teklifte bulunuyor gibi sanki." Diye araya giren kıza alayla baktım. Ne biçim konuşuyo ya.
"Sen konuşabiliyomuydun ya. Gerçi konuşsan da bir şey ifade etmiyor ama senin için yeterli heralde."
Ağzını açtı tam sövmeye hazırlanıyorken yanına yaklaşıp kolunu tuttum ve ben ağzımı açtım.
"Bana bak güzellik kıraliçesi güzelliğine güvenme bir morluk yeter." Derken yumruğumu sıkıp havaya kaldırdım. "Şimdi bu çocukla birşeyler yapabileceğin düşüncesini o küçük beyninden çıkar yoksa ben beynini burnundan çıkarırım haberin olsun." Dedim ve kolunu ittiricesine bıraktım. Ağzı açık bize bakan yanındaki kızda ayağa kalktı. "Bu yanındaki makyaj kutusunuda al ve defolup git burdan."
"Bir dakika ya. Kızım sen ne dediğinin farkında mısın? Kim oluyorsunda benimle böyle konuşabiliyorsun. Haddini bil." Hahah bide dikleniyor ya kıza bak.
"Ben Rüya Destin..." sözümü kesen kişi yanımda duran ellerini göğsünde birleştirmiş küçük bir sırıtışla bizi izleyen Agra'ydı.
Sözümü kesip beni arkasına aldı. "Bende Agra Kunter. Az önce kim olduğunu sorduğun müthiş derecede değerli insanın yakışıklı sevgilisi. Senin bu kıza kim olduğunu sormaya bile hakkın yok. Kendini ondan üstün tutman tamamen senin aptallığın. Çünkü herşeyinle sen bu kızın altında ezilirsin boya fırçası. Özellikle de bu yapmacık tipinle. Biraz insan olmayı dene. Sen bu dünyadaki kimseden iyi değilsin. Berbat birisisin. Tek derdin erkekler ve onları köpek gibi kullanmak. Dünyayla tanış artık botoks güzeli. Şimdi daha fazla konuşmadan gerçekten defol burdan."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Belalı Sevgilim
Teen FictionHer insanın hayalleri vardır. Okul... İş... Aile... Para.... Amaa, bazıları duygusallık ister. Sevilmek, değerli hissetmek ister. Bazıları, aşk ister...