Uykusuz

1.9K 58 16
                                    

Agra'dan...

Uyandığımda saat 14:38'i gösteriyordu. Kalkıp ağzımdaki kuruluğu gidermek için bir bardak su içtim. Daha sonra banyoya girdim. Rahatlamak için 45 dakikalık güzel ve uzun bir duş aldım. Havluyla saçlarımdaki fazla ıslaklığı giderdim ve üzerime dışarıya uygun birşeyler giydim.

Kahvaltı için bayat olan ekmeklerden 3 kalın dilim kestim. Daha sonra bir kapta yumurta, tuz ve biraz pul biberi çırptım.  Tavaya sıvı yağ koydum ve o ısınana kadar ekmekleri yumurtaya batırdım. Ekmeklerı tavaya koydum ve iki tarafı da kızarana kadar pişirdim. Mis gibi kızaran yumurtalı ekmeklerimi tabağa aldım ve yanına biraz ezine peyniriyle domates koydum. Dolaptan meyve suyu çıkarıp az şeyle harikalar yarattığım kahvaltımın yanına koydum. Hoff ne kadar yetenekliyim ya.

Kendimi övmeyi bırakıp hazırladıklarımı tepsiye koydum ve salona geçip televizyon karşısında afiyetle yedim.

Tepsiyi mutfağa koydum. Telefonu elime aldığımda Rüya'nın cevapsız aramalarını gördüm. Haber vermemiştim. Tabiki de merak etmiştir. Geri aradım.

"Alo. Agra neredesin? Birşey mi oldu? Neden gelmedin okula? Neyin var? Ya niye cevap vermiyorsun ki? Alo? Aloo?"

"Rüya bi susarsan cevap vericem güzelim. Sakin ol ben iyiyim. Dün gece geç yattım. Uyanamadığım için okula gelmedim. Merak etme."

"Hıı anladım. Yarın geliyorsun değil mi?" Babam sorun yaratmadıkça evet.

"Evet gelicem."

"Tamam. Şimdi ne yapıyorsun. "

"Bir iki işim var onları halledicem. Ben seni daha sonra ararım."

"Olur. Görüşürüz. "

"Görüşürüz. " dedim ve telefonu kapattım. Her sevgili böyle hesap soruyor mu ya. Tamam iyi hoşda bu soru yağmuru nedir ki yani.

Anahtarları alıp dışarıya çıktım. Herzamanki gibi Yağız kapıdaydı. Kumarhanede bir masa vardı. Bu saatlerde gelen fazla olmuyor zaten. Burada hayat gece başlıyor. Barda da bir kaç çift vardı. Bir ara gelip burayı kontrol etmem lazım. İşlerin nasıl ilerlediğine, sorun olup olmadığına, eksiklerine, korunurluğunun ne kadar iyi olduğuna bakmalıyım. Ama önce babamla konuşmam lazım. Benim işim ancak barla olur abi adam öldürmek nedir ya.

Arabaya bindim ve şirkete sürdüm. 20 dk içinde şirkete varmıştım ama babam toplantıdaydı. Normalde çıkardı beni bekletmezdi ama anlaşılan bu sefer önemli bir iş. Ben de yapabileceğim tek şeyi yapıp bekledim. 15 dk sonra yanıma geldi babam.

"Hoşgeldin Agra. Sorun mu var?"

"Evet baba. Beni derin işlere karıştırmanı istemiyorum."

"Neden? Sana verdiğim görevin üstesinden çok iyi geldin. Sana vereceğim daha çok görev olucak."

"Baba beni dinlemiyor musun? İstemiyorum. Getir götür işlerini teslim edilecekleri filan yaparım. Ama bunları kaldıramam. Lütfen."

"Ben zaten altından kalkamayacağın bir iş vermem sana." Ya evet, gördük. "Sorun etme Agra. Sen benim elimde bu işlerin içinde büyüdün. Herşeyi halledebileceğine eminim."

"Peki baba, peki. Daha önce yapmadığım şey değil ya. Bunlarıda hallederim."

Babam haklıydı. Tüm bu pisliklerin arasında büyümüştüm. Birçok işte babamın yanında bulundum. Küçük detaylı işleri ben yönettim. Bu konuşmadan sonra muhtemelen yine küçük işler verecektir ama her ne olursa olsun işi bitirmek görevim.

Rüya'dan...

Okuldan sonra cezam hala bitmediği için direk eve gelmiştim. Agra'nın dün akşam ne yaptığını çok merak ediyorum. Ama sürekli arayıp sık boğaz etmek isyemiyorum. Sonra benden soğur filan. Kendimi asarım cidden.

Düşüncelerimden dolayı korkuya kapılıp telefonu çalışma masamın üzerine koydum. Yiyecek birşeyler bulmak için aşağıya indim. Bir kasede sade bisküvilerle sütü karıştırdım ve içine kakao ilave ettim. Bebek maması gibi bir görüntüsü var ama tadına bayılıyorum.

Televizyonun karşısına geçip bağdaş kurdum ve daha önceden izleyemediğim için kaydettiğim 3 Adam'ı açtım. Bunlara bayılıyorum.

İşte bunlarla mutlu olabilmeli insan. Gerçi ben 25 kuruşluk petitoyla bile mutlu olan bir insanım ya neyse.

Cenk'den...

Uyandığımda evde olmadığımı farkettim ve dün olanlar aklıma geldi. Agra nasıl halletti o işi ya. Yalnız Levent amca da Agra'ya hiç mi acımıyor da gecenin bir yarısı çağırıyor anlamadım.

Neyse ya. O değilde ben bu gün Ceyda'yı göremedim ya. Kızda merak etmiştir kesin. Aslında etmemiştir ya. Ben onun neyi oluyorum ki dimi. Ben kimim ki ya. Ne oluyorum. Ben kim köpek... neyse bu kadar sövmek yeterli. O kadar ezikleşmeyelim.

Kendime gelip sonunda yataktan kalktığımda Yağız'ın yanına gittim ve bana taksi çağırmasını istedim. 10 dk içinde bir taksi geldi ve bende Agra'ların evinin adresini verdim.

Ben Agra'yla konuşucam, Agra Rüya'yla ve Rüya Ceyda'yla. Ben hoşlanıyorum bu kızdan. Olsun artık şu iş. Yeter bu kadar.

O değilde Ceyda inşallah terslemez. O zaman kalırım kapak gibi ortada.

Belalı SevgilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin