11. Bölüm

358 65 5
                                    

Medya: Barış

"Ne var!" Dedi Alya telefonu açarak. Telefondan gelen seslere bakıldığında karşı taraf bağırıyordu. Kaşlarımı çattım. Daha dün ayrılmıştık ve Savaş denilen bir pezevenk benim sevdiğim kızı arayıp bağırıyordu. Eğer arkadaşı olsaydı benim haberim olurdu zaten. Ailesidir belki? Olabilirdi. Bana bugüne kadar sormama rağmen hiçbir zaman ailesinden bahsetmemişti. Sürekli geçiştirmişti.

Üstüne mor tişört altına siyah kot şort giymişti. Saçlarını düzleştirmiş hafif ruj sürmüştü.

Telefonu kapattığında ona sorar gözlerle baktım. Evet ayrılmış olabilirdik ama hala onun hakkında bir şeyler öğrenmek istiyordum. Yüz ifadesinden bir şeyler gizlemeye çalıştığı belliydi.

"Kimdi?" Dedim kim olduğunu gördüğüm halde. Ama yine de bir açıklama yapması gerekiyordu. Sonuçta eski sevgilisiydim.

"Abim." Bana ilk defa ailesinden bahsetmişti. Bugüne kadar abisi olduğunu bile bilmiyordum. Peki neden bağırmıştı ki?

"Abin olduğunu bilmiyordum."

"Söylememiştim çünkü."

"Bende bunu ima ediyorum zaten. Benden sürekli bir şeylerini gizliyorsun. Ya da eksik anlatıyorsun." çevremdeki çoğu kişinin bana karşı tutumu hep böyleydi zaten o yüzden alışkındım ve şu an ona karşı çok fazla çıkmayacaktım.

"Öğrendiğinde daha çok üzüleceksin. Ve ya benden nefret edeceksin. Şimdi gitmem gerekiyor." Diyip yanağımdan öptü. Dengesiz sevdiğim benim.

Böyleydi işte Alya. Benim bütün üzüntümü alıp götürebilecek kişiydi. Ama aynı zamanda beni en çok üzebilecek.

Alya Karan...

Abim telefonda Fatih'e hiç bir şey söylememem gerektiğini bağırıp çağırıp anlatmıştı bana. Ve yanına gelmemi söylemişti. Hep onun istediğinin olması normaldi. O daha güçlüydü. Sevdiklerini üzdüğünde üzülmezdi.

Söylediği adrese geldiğimde arabasında bekliyordu beni. Parasına, malına düşkün değildi. Üstüne siyah kot ceketiyle yine siyah kot pantolonunu giymişti. Saçları dağınık halsiz görünüyordu. Uyumamıştı herhalde. İnşallah öldürdüğü insanlar rüyalarına girip uyutmuyordur onu diye içinden geçirdigimde yaklaşmıştım arabaya doğru.

"Seninle görüşmeme kararımı söylemek için geldim ve şimdide gidiyorum." Dediğimde o sert çehresini bana çevirdi. Abim olmasa beni orada öldüreceğini bile düşünebilirdim. Gerçi kardeşi olmamın ölüme sebep açmayacağını da söylersem yalan olur. 

"Kal orda." Diye emir verdi her zamanki gibi.

"Neden sürekli emir veriyorsun?" Ona karşı gelmek pek haddime değildi ama bu kadar çok birilerine emrivaki yapması da canımı sıkmıyor değildi.

"Rica mı edeyim?" Öyle bir şey yapmayacağını tabii ki de biliyordum.  Bugüne kadar hiçbir işine güzel dille yaptırmamıştı.

"Ne istiyorsun?" Diye sordum gözlerimi devirerek.

"Bana Fatih'in fotoğrafını göster." Neden böyle bir şey istiyordu ki? Normalde özel hayatıma karışmayan birisiydi. Hatta sırf başından savmak için birileri ile konuşmamı istiyordu.

"Neden?"

"Göster." Dediğinde telefonumdan Fatih ile beraber çekildiğimiz bir fotoğrafı gösterdim.

Gelecekteki Geçmiş (Tamamlanıyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin