27. Bölüm

240 51 11
                                    


Medya : Savaş

Savaş Karan...

Bitti dedim. Sırf Tuğçe burda diye bitti demek zorunda kaldım ona. Arkamı döndüm ona çünkü onun o üzüntüsünü görmek istemiyordum. Yiğit'i öpmüştü. Bunu ben de o da Tuğçe de biliyordu. O yüzden ona bitti demiştim zaten. Sırf Tuğçe burada diye. Benim en yakınımın Nil olduğunu bildiği için. Uzak tutmam gerekiyordu onu kendimden. Bana ne kadar yakın olursa o kadar çok zarar gelecekti çünkü ona. Tuğçe bizim hala görüştüğümüzü bilmemeliydi.

"Evine geç." Arkamda hala pis sırıtışı ile durduğunu bildiğim Tuğçe'ye demiştim bu sözleri. Tuğçe ile birlikte olmamıştım. Sırf Nil'e sinirlendiğim için Tuğçe'yi kullanmamıştım. Kendisi gelip bende kalmak istediğini söylemişti. Nil Yiğit'i öperken Tuğçe de oradaydı. Çünkü Tuğçe ile Yiğit'in görüştüğünü biliyordum. Bunun için Nil'e bittiğini söylemiştim. Tuğçe'nin öyle bilmesini istediğim için.

Nil'in Yiğit'i öptüğünü gördüğümde onu yapmaması için adeta yalvardım. Bana bunu yapmaması için adeta yalvardım. Ama yapmıştı. beni istemediğini beni sevmediğini söylemişti ve onu öpmüştü. Ama yine de bana gelmişti. Benim onu dinlememi söylemişti. Dinleyecektim. Eğer Tuğçe burada olmasaydı dinleyecektim. Artık Tuğçe'nin Nili sevdiğimi bilmemesi gerekiyordu.

"Sevgilim bana hiç dokunmadan mı gideceğim?" Ağzını yaya yaya konuşmuştu. O gittikten sonra Nil'e ulaşacaktım. Olayın aslını anlatacaktım. Neden ona tuğçe'nin yanında bitti dediğimi söyleyecektim.Ve olayın aslını dinleyecektim. Gerçekten neden Yiğit'i öptüğünü.

" Sana bugüne kadar zaten hiç dokunmadım Tuğçe." Sevdiğim insanlara dokunmazdım eğer onu istemiyorsam. Tuğçe'yi sevmiyordum sevmediğim için dokunuyordum bu sefer.

"Hayır ama... Neyse Nil'le de görüşmezsin artık."

"Evet, görüşmeyeceğim." Elimdeki şaraptan bir yudum daha aldım. Nil'in beni yanlış anlamasından korkuyordum. Çoktan yanlış anlamıştı ama kendimi açıklamam gerekiyordu. Tuğçe benim Nil'i terslediğimi gördüğünü gidip Yiğit'e söyleyecekti ve Yiğit Nil'in peşini bırakacaktı.

Yanıma yaklaşıp boynuma kollarına doladı. Şu an Tuğçe yerine Nil olsaydı sıkı sıkı sarılır saçlarını öperdim. Hiç yapmadığım şeyleri yapardım.

"Ben kaçaar." Dediğinde arkam dönük olduğu için yüzümü buruşturdum.

Nil'e çok ağır şeyler söylemiştim ondan tiksindiğimi ona karşı bir şeyler hissetmediğimi bittiğini söylemiştim. Ona konuşmalıydım, onu aramalıydım. Ya da ona sürpriz yapmalıydım.

Telefonumu çıkartıp Çağatay'ı aradım. Sesi uykumu geliyordu büyük ihtimalle hala o uyanmamıştı. Ben hayatıma uykusuna bu kadar düşkün bir insan daha görmemiştim.

"Efendim aşkım?" Telefon genelde böyle açardı. Çünkü genelde hep sevgilileri arardı. Beşbin tane oldukları için.

"Bana sürpriz yap."

"Tamam aşkım yaparım." Hala ben olduğumu anlamamıştı geri zekalı çocuk.

"Çağatay." sesim gür ve sinirli çıkmıştı. Onun kendine gelmesi içindi.

"Abi kusura bakma. Bir şey mi isteyecektin?" Sonunda kendine gelmişti.

"Evet Nil için bir sürpriz hazırlamanı istiyorum." Onun bana söylediği gibi ben de ona bugün bende onu sevdiğimi söyleyecektim. Kızgındım öfkeliydim ama yinede seviyordum. O nasıl bana söylediyse ben de aynı şekilde ona söyleyecektim. Güzel bir yer seçecektim onun için. Daha önce kimse için bu kadar çok hazırlık yapmamıştım. Kimse için bu kadar heyecanda yapmamıştım. Çünkü daha önce kimseyi bu kadar çok sevmemiştim.

Gelecekteki Geçmiş (Tamamlanıyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin