34. Bölüm

189 38 26
                                    

Medya:Nil

" Neden kendi gelmedi?" Neden adamını gönderip kendisi gelmemişti ki?

"Savaş Bey şu an şehir dışında çünkü." Doğruydu. Sevgisiyle şehir dışına taşınmıştı.

"Tek başına mı kalıyor?" Duymak istediğim şey Savaşı'n evde tek olduğuydu.

"Hayır." Dedi gözlerini yere dikerken. Benden biraz çekiniyor ve utanıyor gibiydi.

"Kiminle kalıyor?" Zor çıkmıştı bu kelime ağzımdan. Çekiniyordum çünkü onun birisiyle kalmasına.

"Bunu Savaş Bey'le konuşmanız daha doğru olur."  O da haklıydı sadece bu kadarını söyleyebilirdi bana.

Adamı takip edip arabasına bindim. Büyük ve siyah bir arabaydı. içi geniş ve oturabiliceğimiz koltuklar tahat gozüküyordu. İzmir'e gidiyorduk. İzmir'e daha önce ailemle birlikte gitmiştim. Seneler önce. Gerçekten bir aile iken.

"Savaş neden taşındı?" Daha içimi yiyip bitiren çok soru vardı ama en basiti buydu. Eğer bana cevap verecek olursa devamını getirecektim. Ya da Savaş'a soracaktım gittiğimde.

"Savaş Bey size de iyi davranmamızı ama soru sorduğunuzda cevap vermemizi söyledi."
Bunu iyi mi kötü mü bir şey olduğunu bilmiyordum ama söylediği bir kelimeye takılmıştım.

"Size de derken? Başka kim gelecek bizimle?" Dediğimde araba ani fren yaptı.

"Şimdi transfer yapacağız." Dediği gibi beni de arkasında bırakıp arabadan indi. Bakışını bana yönelttiğinde beni de yanına bekliyor gibiydi.

"Ne yapıyoruz?"

"Peşimizden  kimsenin gelmemesi için araba transferi yapıyoruz. Takip edilmediğimizi öğrenmemiz gerekiyor."

"Neden böyle şeye gerek duydunuz ki?"

"Çünkü gideceğimiz yeri sadece Savaş Bey biliyor." Ee demek ki bir kızla kalmıyor. 'Hep işine gelen tarafı al zaten'

"Birisiyle kalıyor demiştin." Dedim onun dediğini tekrar ederek.

"Evet efendim. Birisiyle kalıyor o da bizimle gelecek zaten." Kimdi ki bu? Yada kimle kalıyordu Savaş o evde. Kız mıydı erkek miydi? Kızsa güzel miydi esmer miydi sarışın mıydı?  Savaşın hoşuna gidebilecek bir kız mıydı? Mesela benden güzel miydi? Kendine bakım yapıyor muydu? Çünkü ben kendime en son 6 ay önce falan bakım yapmıştım.

Yolculuk boyunca telefonla oynadım. Fatih bir sürü mesaj atmış, Alya defalarca aramıştı.  Alya ile Fatih ortak arkadaşları sayesinde tanışmışlardı. Sonra arkadaş olup  flörtlüğe doğru yürümüşlerdi. Gerçi Fatih Alya'yı gördüğünden beri ağzından düşürmüyordu ama Alya'nın haberi yoktu bundan. Yaklaşık bir ay konuşmuş  ondan sonra çıkmaya başlamışlardı. Güzel giden bir ilişkileri vardı. bazen kavga ediyor bazen birbirlerini çocuk tripleri atıyorlardı ama yine de seviyorlardı birbirlerini. Bu onları tanımamıza gerek kalmadan bile anlaşıbilecek düzeydeydi.

Fatih normalde ilişkilerinde alttan almaz karşı tarafı çoğunlukla aldatan olurdu. Ama Alya'ya karşı bir yanlış yaptığını görmemiştim bu zamana kadar. Zaten Alya güçlü bir yapısı olduğundan Fatih'i affetmezdi öyle bir şey yapsaydı. Fatih'le Alya'nın birlikteliğini Fatih'in telefonunda Alya'nın mesajını yakaladığımda öğrenmiştim. Ona sorduğumda telefonda baktığım için kızmış ve ben de onunla uzunca bir dalga geçmiştim. Peki şimdi benim Alya'nın abisini sevdiğimi bilseydi ne yapardı acaba? Belki Savaş katil olmasaydı olumlu bakabilirdi. Önceden yaşadığım ilişkilere Fatih anlatmazdım ama bir şekilde duyardı.  Çoğunlukla işlerini yaptırırken anneme söylemekle tehdit ederdi ama ben ondan önce söylemiş olurdum anneme.

Ben çok küçükken annemle babam ayrılma eşiğine gelmiş onları tekrardan barıştıran biz olmuşuz.Babamın mesleğinden dolayı oraya taşınmıştık. İlk önce çok ağlamıştım ondan sonra İstanbul'un da yaşanılabilir bir ortam olduğunu anlamıştım. Büyük bir o kadarda kalabalık bir şehirdi. Babam yaklaşık her gün bir saatlik yol gidip gelirdi. Trafik sıkışıklığı yüzünden. Annem biz doğmadan önce sürekli bir mesleği varken biz olduktan sonra sadece vaktini bizi ayırmaya başlamış.

Evin içinde annemin dışarıda ise babamın sözü geçerdi. Birbirlerine karşı asla saygısızlık yapmaz, birbirlerinin fikirlerini hep öncülük verirlerdi. Onlar ilkokulda tanışmışlar. İlk önce birbirlerinden nefret ediyorlarmış. Öğretmen onları anlaşmaları için yanyana oturttuğunda başlamış hikayeleri. Evleri farklı yöndeymiş ama her gün babam annemi yalnız göndermemek için onunla aynı yolda yürüyormuş. Annem bunları gözlerindeki parıltıyla anlatırdı bana eskiden.

Annemle zevklerimiz benzemez ama çoğu konuda anlaşırdık. Ben onun giydiği kıyafetleri beğenmez o benim aldığım şeyleri sevmezdi. Sevmediğini gözlerindeki bakışından anlayabiliyorken sözleri hep olumlu yönde olurdu. Sırf beni pişman etmemek için bile beğenmediği şeye güzel derdi. Babamdan para istemez annemin babamdan aldığı parayı harcardım. Tabii annem de babamdan benim için istiyordu o parayı. Üniversiteyi kazanabilmem için dershaneye göndermişti beni. Orada çok arkadaşım olmuş aynı zamanda birçok düşmanımda. Gittiğim lise orta düzey bir seviyedeydi. Ece ile orada tanışmıştık. Ece önüne gelene yazar çabuk sıkılırdı insanlardan. O yüzden çok uzun ilişkisi olmamıştı bu zamana kadar. Hala Barış'la birlikte olup olmadığını bilmiyordum. Ben insanlara çabuk güvenir , onların yaptığı hataları kolayca unutabiliyordum. Bu huyumdan nefret ediyordum. Bir insanı nasıl tanıdıysam öyle devam ediyordu. Eskiden arkadaşım veya sevdiğim bir insansa ondan sonra ona kin besleyemiyordum. Bana ne kadar kötülük yaparsa yapsın ona karşı her zaman  merhamet oluyordu içimde.

Bunlarıdüşünmeyi bırakıp kendimi uykuya teslim etmiştim. Bunları düşünemeyecek kadar zayıftım. Bunlar beni yiyor bitiriyordu. Acı verip ağlatıyordu.

"Nil Hanım yaklaşıktık isterseniz toparlanın." Narin denilen adamın sesiyle uyanmıştım. Uzun bir yolculuk geçirdiğinizi ağrıyan kemiklerimden bile anlayabiliyordum. Saate baktığımda 18.40 olduğunu gördüm. Saatlerdir  uyuyor olmalıydım.

"Savaş Bey size az sonra arabaya binecek olan kişiye saldırmamanızı istedi. Biz ineceğiz, o götürecek sizi Savaş Bey'e." Dediğinde araba yavaşlamaya başlamıştı.

"Kim gelecek az sonra arabaya?" Dediğimde arabadaki adamlar teker teker inmeye başlamıştı. Kimse bana cevap vermiyor yüzüme dahi bakamıyorlardı. Sanki bana cevap vermekten çekiniyor gibilerdi.

Yaklaşık 15 dakika sonra arabaya birisi binmişti. Arabada sadece ikimiz vardık. Yüzü burdan gözükmüyordu.  Ortamda uzun bir sessizlikten sonra araba tekrardan yavaşladı. Geldiğimiz ev büyük ve ormanlıktı yine. Gösterişli zarafetliydi.

"Burası kalacağımız ev." Diye arkasını döndüğünde Yiğit'in o pis sırıtışıyla karşılaşmıştım. Yiğit ve Savaş... Yiğit'in ölümü... Savaş'ın katil oluşu... Herşey yalan mıydı? Herşey düzenlenmiş bir oyun muydu?

----

Dızladım sizi. Ne yani şimdi Savaş'la Yiğit aynı evde? Tövbe tövbe. Ama beğendiğim ve beni mutlu eden, tekrardan damarlarımda o heyecanlı olayların yaşanabileceği bir bölüm oluştu. Bence aynı evde Savaş, Yiğit, Nil üçlüsüyle çok eğleneceğiz. Yeni bölüm Perşembe günü gelecek inşaallah.

İyi okumalar...

Gelecekteki Geçmiş (Tamamlanıyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin