Kapıda dikilen Savaş gözlerini dikmiş ikimize bakıyordu. Elleri cebinde, dudakları sigarasıdaydı.
"Beğenmedin mi yoksa?" Dedi önüne dönerken. İnmemiz gerektiğini anlamıştım. Ama onla aynı evde kalmak istemiyordum. Savaş beni Yiğit'le aynı evde bulundurmazdı.
"İn arabadan Nil." Savaş içeri girerken söylemişti Yiğit bunları. Yiğit'le aynı evde kalmak istemiyordum.
Arabadan indiğimde evin görüş açısı daha da netleşmişti. Ev büyük ve gösterişli idi. İçeri girdiğimizde mutfakla salonun birleşik olduğunu görmüştüm. Dubleksti. Savaş televizyon karşısındaydı. Kollarını açmış koltukta oturuyordu.
"Odan üst katta. Yanında benim, benim yanımda Savaş'ın odası var." Yiğit bunları sanki çok normal bir şeymiş gibi söylüyordu. Ve Savaş'ta bunları ses çıkarmıyordu. Bunlar ne ara bu kadar yakın olmuşlardı ki, aynı evi paylaşabilecek kadar?
"Ben burada kalmak istemiyorum." Evet Savaş'la konuşmak istiyordum ama Yiğit'le aynı evde kalamazdım. Savaş'ta beni şuan dinleyecekmiş gibi gözükmüyordu. Geldiğimizden beri yüzüme dahi bakmamıştı.
"Elindeki valizle hava mı almaya çıkmıştın?" İğleneyici bir şekilde laf sokuyordu bana. Savaş'ta buna göz yumuyordu.
"Bizde iki kişilik düzenimizi bozmak zorunda kalmayız hem." Savaş ilk defa konuşmuştu buraya geldiğımizden beri. Ve oda bana laf sokmak olmuştu.
"Kendi adına konuş." Bu sefer Yiğit arka çıkmıştı beni. Savaş'a karşı o savunmuştu beni.
"İyi ki yalıtkan yapmışsın o zaman evi. Geceleri sesiniz çok gelmez." Burası Savaşın değil Yiğit'in evi olduğunu anlamıştım. Ama sonrasında dediği şey?
"Savaş ben seninle konuşmaya geldim buraya." Elimdeki valizi merdivenlerin başına bırakıp ona doğru yürümeye başlamıştım. Birden kalkıp yanıma geldi. Bakışlarında bir şey değişmişti. Ama bakışlarında bir şey eksilmişti.
"Geç olmadan gidebilirsin o zaman." Adeta nefesini yüzüme doğru üflemişti. Yanımdan geçip yukarı çıktı. Soğuk nevale.
"Alışırsın sende." Ne oluyordu burda? Savaş nasıl olurdu Yiğitle aynı evde kalabilirdi? Ya da Yiğit aynı evde katiliyle nasıl durabildi?
"Burda ne olduğunu anlat. Savaş'a ne yaptın da kabul etti seninle aynı evde kalmayı?"
"Ona senin için patlattığı depoyu geri vermeyi teklif ettim." Yiğit asla karşılıksız bırakmazdı.
"Sen ne istedin ondan? Seni öldürmek isteyen bir insanın bu teklifini nasıl kabul ettin?" Savaş o odada Yiğit'i öldürmek istemişti.
"Savaş olmasaydı ölecektim asıl." Ya benim yanlış anladığım ya da bilmediğim bir şeyler vardı.
"Seni vurdu o odada." Bağırıyordum artık. Burada olan her şeyi bilmek istiyordum. Boşu boşuna mı kırmıştım Savaş'ın bana olan güvenini?
"O odada olan hiçbir şeyden haberin yok. Şimdi gidip yerleş." Bu sefer sesini yükselten taraf olmuştu. Savaş'la konuşmak en iyisiydi. Tabii benimle konuşmak isterse.
Yukarı çıkıp odamın hangisi olduğunu anlamaya çalışıyordum. Üstü çıplak bir şekilde çıkan Savaş'ı gördüğümde hangisinin benim odam olduğunu anlamıştım. Bakışlarımı hemen yere dikmiştim. Kalbim ağzımda atıyor gibiydi. Korkuyordum onunla yüzleşmekten. Ona çektirdiğim acıdan pişmanlık duyuyordum. Onun yüzüne bakmaya utanıyordum.
Aramızda bir adım kalacak kadar yaklaşmıştı. Yüzüne bakamıyordum. Hem vücuduna bakmaktan hem de gözlerine bakmaktan utanıyordum.
Yüzüne çıkardığım gözlerimi de o bakmıyordu bu sefer. Arkasını dönüp banyoya girdi. Lavaboyu gördüğümden dolayı banyo olduğunu düşünüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gelecekteki Geçmiş (Tamamlanıyor)
Novela Juvenil18 yaşına yeni girmiş eskiden uyuşturucu bağımlısı olan bir kızın yaşayabileceği dramatik olay en fazla ne olabilir? Uyuşturucu parasını ödeyemediği için anne ve babasının gözlerinin önünde öldürülmesi mi? Sevdiği adamın ailesinin katili olması mı? ...