8.bölüm

945 49 13
                                    

Bölüm şarkısı Pinhani: sevmekten usanmam.

Evet her insanın başına gelmiş en saçma şey aşk kimisi iki gün sürer kimsi'de ömür boyu sürer benim masalım...  yarım kaldı. aşk,sevgi,güven,sadakkat,şefkat -
bunların  hiçbirini bir daha yaşamamak en kötüsü'de  ben güvenimi kaybettim seviyorum diye oda seviyor sandım...  sevdiğim tarafından hiç sevilmemiş olmam ve her yüzüne bakamam  onun beni sevmiyşi gerçeğini değiştirmez ki evet sevdiğim bunu inkar etmiyorum ama ben aşka kapalıyım birdaha kimseye aşık olamıyacak kadar kırgın ve yorgunum.

"Beni artık içeri alıcakmısın" Birden kapının önünde olduğumu unuttmuşum onun gözünde  gülünç duruma düşmüştüm"ahh affedersiniz buyrun"diyip arkamda ki dolaptan ev terliğini verince giyip "Teşekkür" edip içeri geçti bende hemen arkasından içeri  gittiğimde sadece dedemin onunla el sıkıştığını gördüm ve tabi ki dedemin yüzünde gerçekten sahte bi gülüş vardı. ve bunu fark ettmememiz imkansızdi; amcamların yüzleri asıktı ne yani el bile sıkışmamışlardı.eee bunlar arkadaş değilermiydi,nasıl ya  bu neydi şimdi, neden el sıkışmadılar, hani yamaç amcamla arkadaşlardı,   Celasun birden aşağa inince "bunun ne işi vardı burda!"diyip sitem ettim çünkü 8 aydır Celasunun yüzünü görmüyordum,  hoş görsem bile yüzüne bakamıyordum da.

Celasun: oooo abi hoşgeldin! (sarılır)

X: Hoş buldum abim! Nasılsın iyimisin;

Celasun: iyim abi gel otur.

Ne!!nasıl yani bu şimdi yani celasun fadik teyzenin oğlumu?! Şakamı bu aaa hayat bana oyunmu oynuyor! Oyun olsada bu hiç adil bi oyun değil! Sena yengem mutfağa gidip çayları dolduracaktı bende bu bahaneyle yengemle mutfağa gittim"yenge bu adam amcamın arkadaşı degilmiydi amcamların suratları  niye asık niye el sıkışmadılar "? "Karaca bilmiyorum yamaç arakadaşım dedi hani banada bir şey demedi ne desem yalan olucak"damla yengem gelip" kızlar hadi herkes sizi bekliyor "dedikten sonra vakit kaybetmeden içeri gittik şuan ciddi ciddi  ,celasunun abisi  akşın, ve celasun,bide yetmezmiş gibi celasunla  karşılıklı oturuyoruz birden sesizlişti  ki sanırsın  masada cenaze töreni var. Bu sessizliği dedem bozdu

İdris: eee Azer işlerin nasıl fadik nasıl onu niye getirmedin?

Azer: annem adanaya seyhanın düğünü  hazırlıklarını  yapmaya gitti  eh düğün günüde yaklaşıyor bu arada düğün 2 gün sonra ııı sizide bekleriz.

İdris:Bu özel günde sizi yanlız- bırakmayız yamaç,sena ve karaca hep beraber gelirler Adana'ya;

Azer: yamaç ve  eşini tanıyorum da Karaca'yı tanıyamadım yoksa Celasun'un eşimiy'di o;

Elimdeki çatalın düşmesiyle herkesin bana bakması bir oldu dedem ve fadik teyze tanışıyorlarmıydı ahh delirecem ya! Ne saçmalıyor bu celasunun karısını tanımıyormu yani akşnı? tabi bunları  içimden söylüyordum ama içten içe  canım çok yanmıştı celasunla göz göze gelmemek için savaş içersindeyim ama sakin kalmalıyım,hayır!  Tabiki'de sirilendim GERİZEKALI! bilmiyormuy'du  kiminle evlendiğini anki sinirle ağzımdan küfür kaçmıştı.

Karaca: APTALMISIN!?sen  Hayır tabikide kardeşinin kimle evlendiğini bilmiyor'musun? Bune terbiyesizlik.

Azer: şey kusura bakma ben düğüne gelemedim ondan yoksa öyle söylemezdim;

İdris: karaca tamam sakin ol sinirlenicek bir şey söylemedi oğlum sen karacanın kusuruna bakma  celasunun eşi akşın.

Akşın: merhaba kusura bakma geç tanıştık keşke düğüne gelseydiniz.

Akşının bu söylediği şeylerden sonra herkesin yüzü birden düşmüştü azerin verdiği cevapta  iç çekerek "keşke " dedi ama anlam veremiyordum nolmuş olabilir ki. Kahvaltı bittikten sonra dedemler oturma odasına gittiler bende hemen yamaç amcamın yanına gidip"amca gittmiycez dimi ben gelmem adana'ya" dedikten sonra amcam yüzüme bakarak "babamı duydun ne diyim şimdi sakin ol en fazla 2.3 saat durup geliriz tamam'mı" amcama hafif gülümsedim, oda aynı şekilde gülümseyip odaya geçti bende hiç vakit kaybetmeden mutfağa gidip yardım ettim akışınla işimizi bittirip odaya geçicektik ki birden odadan amcamın bağırması üzerine dedemlerin oturduğu odaya doğru ilerledik içeri girmedik ama kapıdan kafamızı uzatarak bakıyorduk onlara  Azer ve Celasun  sağ tarafta oturuyordu amcamlar ayakta dedemde oturmuş bişekilde tartışıyorlardı "baba olmaz selim  abinin emaneti olmaz!" "Ne istiyorsun sen yamaç bu savaşı karaca bittiricek! tamamı? Sözümün üstüne söz söylemeyin" tabiki onlar bizi görmüyordu ben ve akşın vardık sadece ama anlam veremiyordum ne savaşı ben ne yapıcam ki! Belkide off bilmiyorum!kafamda bir sürü soru- işareti vardı ve ben ne yapmam gerektiğini bilmiyorum;"karaca!,karaca!" Dedem beni  çağırıyor dedemin çağırmasıyla içeri gittim annem ve diğer ev halkı da gelince dedem konuya girdi.

İdris: bir kere söylicem ve daha da bu konu hakkında konuşmiycam fadik benim ablam Azer ve Celasunda onun oğulları zaten azer ve celasunun kardeş olduğunu biliyordunuz karaca seni adana'ya bizi temsilen düğüne gidiceksin fadiğe yardıma bugün azerle birlikte düğün günü'de yamaç ve sena gelicek  söyleyecek bir şeyiniz varsa söyleyin hoş sözümün üstüne söz; söylenmez'de Anlaşıldımı!!

Bana çoktan kal gelmişti durduğum yerden kımıldayamamıştım yengemin yanıma gelip beni çimdiklemesiyle kendime gelmiştim ne yani celasunun abisiyle taa Adana'ya gidicem hayir ya! şaka'mı bu herkes onayladıktan sonra bana söz hakkı vermemişlerdi! bile dedem yanıma yaklaşarak "Bu savaşı sen bitiriceksin karaca babana ve babaannene tam layık bir torunsun"tamam anlamında kafamı sağlamakla yetindim hayır! istemiyorum gittmek falan istemiyorum! Tabi bunları söyleyemezdim onunla gittmek zorundaydım ama annem sağolsun yine bir şey söylemedi zaten alıştım artık annemin  beni savunmamasını canımın yandıdıgını nasıl söyleyecektim ki dedeme     söyleyemezdim zaten. Yukarıçıkıp bi kaç parça birşey aldım sırt çantama koydum üstümü değiştirmeden aşağa indim merdivenlerin aşağısında celasun vardı ben onun orda olduğunu görmemiştim sinirli sinirli iniyordum ki ayağımın kaymasıyla celasunun kucağına düştüm o an sanki o kelebekler tekrar canlanmıştı takrar uçuyorlardı! Bu heycan hiç iyi değildi ben onu unutum bitti olmaz birdaha onun aylar, daha doğrusu yıllar sonra ilk kez derin bir şekilde baktım gözümü ondan alamamıştım oda aynı şekilde yüzünün her şeklini ezbere biliyordum ve o günler tekrar  film şeridi gibi geçti gözümün önünde ......;
Yengemin gelip beni uyarlamasıyla zorda olsa ondan ayrılmıştım sanki kelimler boğazımda düğümlenmişti zar zor yutkunarak heycanımı bastırdım ve ağzımdan çıkın kelime "Sağol enişte" demem'di gözlerimin içine bakarak sanki ben onu bırakmışım gibi davranıyordu git abim seni bekliyor karaca "duygusuz ,aptal ,gerizekalı sadece bunları söyledi ya ağzından çıkan kelime buydu zaten ne bekliyordum ki o sinirle bi hışımla çıktım evden herkes dışarday'dı  herkesle teker teker vedalaştım bunlar benim düğüne gittiğimi sanıyorlar ama ben tamda bu adamla ceheneme gidiyordum arabaya bindik bana bakarak "eminiyet kemerini tak" demesiydi zaten sinirliydim niye sürmüyor arabayı mal,mal dışarı bakıyordu birden sinirle "eee hadi sürsene! arabayı neyi bekliyorsun? daha"azerin bana bakıp "hele bak ya hele bak! "demesi üzerine arabayı çalıştırıp yola çıktık.

Arkadaşlar okuyup yorum ve oy verirseniz çok mutlu olurum gerçekten oknuması ve oylanması çok azz:(

acı veren aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin