Akşam yakılacak şenlik ateşi için bütün sürü neşe ve meşguliyet içindeydi. Alfalar güvenlik seviyesini üst düzeye arttırıyor, omegalar şenlik ile ilgileniyor ve betalarda arta kalan işleri aralarında bölünüyordu. Lider çadırı bugün kalabalıktı. Hem Seulgi'nin arkadaşları hemde tebriklerini iletmek isteyen kurtlarla doluydu orası. Jimin'in asapları ciddi anlamda bozuluyordu. Resmen dünyalar güzeli ablası odunun birine gidiyordu! Biri onu çimdiklesin.
"Jimin."
Annesinin nazik sesini duyunca ona döndü genç omega. Annesine pek içten gelmeyen bir gülümseme sundu.
"Azıcık da olsa somurtmayı kesemez misin?"
"Hiç sanmıyorum. Doğululardan nefret ettiğimi biliyorsun."
"Biliyorum tatlım ama sürü çok mutlu. Artık yemek için daha fazla kan dökülmeyecek."
"Bu iyi bir şey tabi. Ama ablam-"
"Mühürlendikten sonra birbirlerini sevmemeleri imkansız. Güven bana."
Göz devirip biraz daha ciddileşti. Annesi de sevmezdi Doğuluları. Bu yaptığı neydi şimdi?
"Benden başka bir şey isteyeceksin. Söyle bakalım."
Kıkırdadı dişi alfa. Oğlundan asla bir şey kaçmıyordu. "Jungkook aile fertlerinden bir kaç saat önce gelecek. Gidip onu almanı istiyorum senden."
"NE?!"
"Tek başına olacak. Onunla başa çıkabileceğini biliyorum. Hem diğerleri gibi aptal biri olmadığına eminim."
"Ne biliyorsun ki? Başkasını yolla."
"Güvenmiyorum Jimin, başkasına. Şimdi kaldır o mutsuz kıçını ve sınırdan damadımı alıp gel." Yüzünü ekşitti ayağa kalkarken. Damadım demişti. Ugh!
Kurt formunda hızlıca sınır dereye varıp karşı tarafı gözlemeye başladı. Çalıların arasından kızıl kürkü ve sapsarı gözleri ile kocaman bir alfa belirmişti. Jimin hırlamamak için kendini çok zor tutuyordu. Etrafı iyice kokladı. Başkası olmadığından emin olmalıydı. Bir süre sonra alfa karşı tarafa atlamış ve siyah kürklü omegadan inanılmaz güçlü bir hırlama kazanmıştı. Bunu beklemediği için afallayan Jungkook, öylece masmavi gözlere bakmaya başladı. Ona saldırmak ya da geri hırlamak gibi bir isteği yoktu. İlk karşılaştıklarından beri onu sevmediğinin farkındaydı zaten. Belki biraz rahatlar düşüncesi ile kurt formundan çıkıp Jimin'e sakin bir tavırla yaklaştı.
"Artık hırlamasan? Cidden bir şey yapmayacağım."
Omega bunun yerine son kez dişlerini gösterip arkasını dönerek onu beklemeden gitmişti. Jungkook göz devirdi. Aşırı evhamlıydı cidden. Onun arkasından biraz mesafe bırakarak yürüdü. Bu sırada onu biraz inceleme fırsatı olmuştu.
Kuzeylilerde kış dolayısı ile hep açık renkte kürkler olurdu ama onunki simsiyahtı. Daha önce hiçbir omegada siyah kürk görmemişti. Dikkat çeken kürkler hep alfalarda olurdu çünkü. Kurdu normal bir omegaya göre büyüktü. Yine de onun yanında yavru gibi kalıyordu. Pençeleri öldürmek üzere tasarlanmış birer pala gibiydi. Cidden, ilginç bir omega olduğunu söylemesi lazımdı. Derken Jimin kurt formundan ayrılıp tehditkar bir şekilde Jungkook'a yaklaşmıştı.
"Eğer biraz daha bana bakmaya devam edersen oyacağım o gözlerini."
Ellerini pes edercesine havaya kaldırıp özür diledi alfa. Bu halleri ona komik gelmeye bile başlamıştı. Yola devam ederlerken Jungkook bu rahatsız edici sessizliği bozmak istedi. Nasıl olsa müstakbel eşinin erkek kardeşiydi. Onunla buzları eritmesi ve tüm sürü üzerinde iyi bir izlenim bırakması lazımdı.
"Adın Jimin'di, değil mi?" Ondan bir cevap alamayınca, bakışlarını ormanda gezdirdi. Kuşların ötüşü muazzamdı.
"İyi bir avcı olduğunu söylüyorlar. Kuzenimin kolunu parçalamıştın."
"Hak etmişti."
"Tanrım, bir omega için fazla şiddet dolusun."
Jimin yumruğunu sıkıp hızlıca ona döndü ve yakalarını kavradı.
"Lafını hemen geri al."
"Ne dedim ki?"
"Şiddet dolu değilim, kurdum ben! Ve öyle davranıyorum. Omegalar ile bir sorunun mu var?"
"Ben öyle bir şey-"
"Herkes seni kabullenmiş olabilir ama ben öyle bir hataya düşmeyeceğim anladın mı? Sen ve fino köpeklerin sadece birer alçak. Eğer ablamın canını yakarsan, dişlerimi boğazına geçirmekten asla çekinmem!"
Jungkook'un kurdu da en nihayetinde sinirlenmiş ve dönüşerek Jimin'e diş göstermişti. Evhamlı omega geri kalmayarak dönüşmüş ve kavga için birbirlerinin etrafında dönmeye başlamışlardı. Ama Jimin atağa geçtiği sırada gri renkte bir kurt ile yanındaki diğer ikisi devreye girmişti. Grili insan formuna geçerek Jimin'e ilerledi.
"Saçmalama artık. Baban sinirlendi çık şu formdan."
Jimin her ne kadar istemese de Kai'nin dediğini yaptı ve karşılığında Jungkook'da insan formuna büründü. İki tarafta hala sinirliydi ve burnundan soluyordu.
"Doğulu, iki arkadaşımla beraber kasabaya git."
"Liderin oğlu bana diş gösterirken size nasıl güveneyim?"
"Şansın yok desem?"
Homurdanarak diğer iki kurtla yoluna devam etti Jungkook. Kai derin bir iç çekerek omegaya döndü.
"Geç kaldınız. Annen endişelendi."
"Biraz daha geç gelseydiniz keşke."
"Jimin, toparlan. İstesen de istemesen de Doğulular ile burun burunayız artık. İyi yönlerinden bakamaz mısın?" Jimin burnundan soluyup hızlıca kurt formuna bürünmüş ve ormanın derinliklerine doğru koşmaya başlamıştı. İki nöbetçi ile giden alfa, ormanın içine koşan siyah kurdu göz ucu ile görmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ennemi _JiKook_
FantasyDoğu ve Kuzey kabileleri bir evlilik ile bağlanmak üzere idi. Jimin ise en değerlisini Doğu kurdunun tekine yem etmişti.