Ennemi _JiKook_

🎐22🎐

Ayın en tepede olmasına az bir zaman vardı. Jimin, lider alfa ve oğlu ile aynı masada yemek yiyor, bir yandan da sürüyü inceliyordu. Buradaki alfalar aşırı iriydi ama kasları zayıf duruyordu. Jungkook'un dediği gibi sürü açtı.

"Seninle o gün sınırda atışmak istemezdim Jimin. Bunu bir barış nişanesi olarak kabul etet lütfen." Omega gergince kafa sallayıp ağır şıradan bir yudum aldı. O sırada soğuğa rağmen kısa kollu ile dolanan alfa -Taehyung- onlara doğru geldi. Jimin yeterince huzursuz hissediyordu zaten. Birde onun varlığını burada istemiyordu. Jungkook bunu sezip kuzenine yüksek masadan seslendi.

"Ne istiyorsun Taehyung?" Birinci yönetici olmadığından onlarla beraber yemek yiyemezdi. Jimin, Jungkook'un nişanlısı olarak kabul edildiğinden; varis lider olarak o masada oturuyordu.

"İnce hilalin huzurunda, meydan okuyorum! Ona." Parmağı ile Jimin'i gösterince kalabalıktan hoşnutsuz nidalar çıkmıştı. Bu çocuk hiç akıllanmıyordu.

Jimin sertçe bardağı masaya vurunca lider alfa ona yan gözle baktı. Bir Kuzeyli'yi huzursuz etmek, bütün sürüyü karşısına almak demekti. Sinirle yiğenine döndü.

"Bana bak! Sesini kes ve yemeğini ye!" Jimin ayağa kalkıp masadan indi. Onun adına konuşulmasına oldu olası sinir olurdu.

"Senin şu karın ağrını çok merak ediyorum cidden. Bu işi halledelim. Kökünden." Son cümleyi alfanın yüzüne tükürür şekilde söylemesi, Tae'yi daha da hırslandırdı.

"Madem kendini bu kadar güçlü sanıyorsun, alfa kuralları çerçevesinde kavga edelim. Biri pençesini kaldıramayana dek."

"Olur. Sen mızıkçılığını yap. Nasılsa sonra söylenecek bir çenen olmayacak." Jungkook nihayet aralarına girdiğinde, Taehyung onun gırtlağını sökmek için can atıyordu. Kaybettiği itibarını kendi elleri ile alacaktı.

"Taehyung. Aklını başına toplaman için iki saniyen var." Alfa ukalaca gülüp kuzenine baktı.

"İstediğin kadar havla. Ama ince hilale sen bile karışamazsın." Jungkook hırlamaya başladığında Jimin onun kolunu çekti. Beraber kulübeye ilerlerken, Taehyung'da zıt yöne ilerledi. Nasılsa ay tam tepelerinde olunca tekrar bir araya geleceklerdi.

Jimin, sinirli alfayı eve zorla sokarak kapıyı kapattı.

"Kafasını kopartacağım onun! Sana meydan okumaya nasıl cesaret eder?!" Jimin kollarını göğsünde bağlamış ona bakıyordu. Şuan ne kadar sevimli olduğunu göz ardı etmeye çalışıyordu. Başkası olsa, ondan korkabilirdi. Ama Jimin onu korumak için böyle davrandığının farkındaydı.

"Gerizekalı herif! O kuyruğunu doğrayacağım!"

"Aynen öyle yap."

"Bir daha bırak sana bakmayı, aynı havayı soluyamayacak!"

"Eminim yapamaz."

"Beni onaylamayı keser misin?!" Jungkook sertçe ona dönüp bağırdığında Jimin sadece göz devirdi. Alınacak değildi ya. Onun yerine kurda dönüşüp Jungkook'a yürümüş ve hırıltılar çıkarmıştı. Sinirli alfa buz mavisi gözlere kilitlenip, ne hakkında sinirli olduğunu unutuverdi. Derin bir nefes verdi ve dizleri üzerine çöktü. Omega, onun yanağını iki kere yalayarak başını omzuna koydu. Jungkook burnundan gülerek siyah tüyleri okşadı.

"Özür dilerim." Jimin sakinleştiğini anladığında insan formuna döndü.

"Boş yere sinirlenme. Bana bir şey olmaz. Taehyung alfa olabilir ama asla bir kurt değil. O alçak çakala kurt olmak neymiş göstereceğim. Bana saygı duymayı öğrenecek."

"Ya Jimin-shi. Böyle konuşunca çok seksi oldun." Kıkırdayıp omzuna vurdum.

"Gel ve beni izle. Daha da seksi görüneceğime emin olabilirsin." İkili gülüşürken ayağa kalktılar.

"O halde. Eğer kazanırsan, benimle daha çok vakit geçireceğine söz verir misin? Yani, biliyorsun kurdun beni sever." Jimin bir süre salonu süzüp alfaya geri bakış attı.

"Kazanacağım, biliyorsun değil mi?" Jungkook kıkırdayıp ona daha çok yaklaştı.

"Şüphem yok." Sonra tereddütle başını eğip dolgun dudaklara kısa bir öpücük kondurdu. Omeganın vurmasından korksada dudaklarını çekip ona baktı. Gözleri kapalıydı, soldan ayırdığı saçları alnını örtmüş onu daha da güzel yapmıştı.

Yavaşça gözlerini aralayıp maviye dönen irislerini alfanın yüzünde gezdirdi.

"B-ben gideyim." Boğazını temizleyip önceki halinden eser kalmayarak, paytak paytak dışarı çıktı.