🎐6🎐

4.1K 380 56
                                    

Jimin pazar miskinliği için ormanın en derinine gitmiş, akan suyun sesi eşliğinde ağaçların arasından sızan ışığın altında yatıyordu. Yarı baygın gözleri ile dalların ve yaprakların arasında gezen örümceklere bakıyor, keyifle mırıldanıyordu.

İşte kurt olmak bu dedi içinden. Sürü yok. Bağırış çağırış yok. Doğulular yok. Jungkook yok. Evlilik mevzusu yok. Mis! Aslında yalnız kurt olmak lazımdı ama sürünün yarısıda varis olarak ona aitti ve bu arada onu gıcık etmiyor değildi. Sürüsünü sevmediğinden değildi ama şehirde yaşayan kurtlar gayet rahatken neden onlar monarşi sistemi gibi ilerliyordu anlamış değildi.

Ağır çam kokularının yanında bir de bal kokusu almaya başlayınca zorla kafasını kaldırıp gelen tilki arkadaşına baktı. İnsan formuna dönüp tilkinin yanına gelmesini bekledi.

"Minki! Seni görmeyeli çok oldu."

"Evet. Seni özledim Jiminie~" Dedi insan formuna dönen tilki. Hala arka patilere, kuyruğa ve kızıl tüylere sahipti. Bıyıklarada tabi.

"Seulgi yok muu?"

"Hayır. Ablam evleniyor duymadın mı?"

"Ne? Yoo..." Dedi sesinin desibelini düşürerek. Minki insan boyutunda bile çok küçük bir kızdı. Jimin ayağa kalksa diz kapağını kulaklarını sonuna kadar dikerse zor geçerdi.

"O halde davetlisin. Lütfen beni o kara günde yalnız bırakma."

"Neden? Damadı sevmiyor musun?"

"Nah! Doğulu'nun teki."

Minki kulaklarını kıstı. Jimin'in onlardan nefret ettiğini biliyordu. Bu yüzden bu konuyu daha fazla sürdürmedi ve başka bir konu açtı.

"Farklı kokuyorsun Jimin-shi."

"Oda ne demek?"

"Bilmiyorum. Eskiden toprak gibi kokuyordun ama şimdi Kasımpatı gibi kokuyorsun."

Jimin kaşlarını çattı. Niye farklı koksundu ki? Parmağını Minki'nin burnuna bastırarak onu biraz itti.

"Sen yine bir yerlere çarptın galiba. Git, pazar keyfimi böldün zaten." Hemen tilki formuna dönüp oradan uzaklaştı. Minki, iyiydi tatlıydı ama saf salak ve ürkekti. Yine de Jimin onu pek severdi.

Esnerken tekrar kurt formuna büründü ve çimlerin üzerinde yan gelip yatmaya devam etti.

🌿

Güneş batmak üzere iken kabilesinin yanına hoplaya zıplaya gelen Jimin aniden saldırıya uğramıştı. Birazcık yuvarlandıktan sonra üzerindeki alfaya hırlamak üzere iken susmuş ve kuyruğunu sallamaya başlamıştı. Gri kurt hemen Jimin'in kulağını çekerken ikisi de insan formuna döndü.

"KAI!" Alfa, düğün sebebiyle yapılacak anlaşmanın haberini vermek için, Kuzeylilerin sözcüsü olarak Batı'ya gitmişti ve uzun süredir de yoktu. Dolunay vakti gelmiş olması çok iyi olmuştu.

"Çok mu özledin beni? Ah, biliyorum bensiz hayatta kalamazsın. Bu yüzdeeen, seni mühürlemeye karar verdim!"

Kurt formuna dönüp Jimin'in yüzünü yalamaya başladı. Omega kahkahalar atıyor ve yakın arkadaşının sağ sağlim dönmüş olmasına seviniyordu. Dışardan bakınca manzara sevimli gelebilirdi ama dolunay zamanı, özellikle de olgun birer omega ile alfanın oynaşması yanlış anlaşılmaya sebebiyet verebilirdi. Ki vermişti de, av ekibi Kai'nin gırtlağını sökmekle ilgili planlar yapmaya başlamıştı.

"Batı'dakiler ne diyor?"

"Sevindiler. Hatta bu birleşme fikrine destek bile verdiler. Belki kendi bölgelerinde bunu uygularlar."

"Onların damadı Doğulu değil tabi!" Kai kıkırdayıp Jimin'in saçlarını karıştırdı.

"Aş bunları. Bu gece dolunay var, biraz cilveli ol. Git süslen, birini beğen. Evde kalacaksın."

"Ya sana ne!" Omeganın çemkirmesi ardından ikili dağılmıştı. Süslenmesi ya da hülyalı davranması gerektiğini düşünmüyordu. Mühürlenmek onun için yapılacak en son şeydi. Heleki bu genç yaşında!

_____
Jungkook'tan yoksun bir bölüm oldu biliyorum ancak diğer bölümü adeta bir kilit gibi yazacağım için bunu geçiş bölümü olarak yazayım dedim

Öncelikle kurtlar ve Minki adındaki tilki mistik varlıklar o yüzden bu kitapta bunu normal karşılamanızı isterim 😁

Minki hakkındaki düşünceleriniz neler (çok yer vermeyi planlamıyorum)

Ennemi _JiKook_Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin