🎐18🎐

3.8K 403 72
                                    

"Hala yanlış yöne gidiyorsun."

"O zaman beni doğru yola sok!"

"Onu yapsam ağzıma vurursun..."

"Ne dedin sen?"

"Hiç. Gel azıcıkta şuraya gidelim." Omega sabır dilenip sinirle yürümeye devam etti. Hiçbir şey yetmiyormuş gibi birde bu sapıkla ormanda tek kalkmıştı.

"Beni eve götür."

"Beni öp."

"Nah."

"Asıl sana nah!" Jimin küfürler eşliğinde önüne döndüğünde durdu. Bu mantar kaplı kütüğü iki saat önce geçmişlerdi zaten.

"Bana bak. Bana daire mi çizdiriyorsun?" Alfa omeganın aşırı sinirli yüzüne baktı. Şuan can sağlığı konusunda kaygıları vardı.

"Hayır... Evet?" Jimin yandaki ağaçtan kopardığı zayıf dalı alfanın üzerine fırlatıvermişti. Jungkook'a kadar bile ulaşmayan dal çaresizce yeri boyladığında Jimin tepine tepine yürümeye devam etti.

🍃

Omega yorulmuştu, acıkmıştı ve çevrede avlayabileceği ceylanı geçti tavşan bile yoktu. Bu yüzden asık suratı ile alfaya döndü. Sweetinin yakasını tutup onun hafifçe eğilmesini sağladı. Jungkook elleri cebinde, sakince omegayı sürüyordu.

"Yine bağırmazsın, değil mi?" Jimin göz devirip biraz parmakları ucunda yükseldi ve dudaklarına minik bir öpücük kondurdu. Jungkook heyecandan titremişti. Dudağını öpmüştü!

"Ş-şimdi beni geri götür."

"Aaa-ama bir saniye!"

"Ne, ne? Ne var?"

"Nasıl, ama sen-"

"Sus ne?"

"Tamam ben, yok, hayır."

"O-olmadı mı? Saçmalama."

"Hayır ben, yanak dedim yan-"

"Dudak demiştin."

"Yoo yo, yanak! Ama itirazım yok. Ya-yani sen, beni öptün."

"SORUNUN VARSA GERİ VER!"

"Geri... Vereyim?" Jimin bir sağına bir soluna bakındı, ardından Jungkook'un arkasına geçip zıpladı ve boynuna sarıldı.

"Bana bak beni geri götür. Yoksa seni boğarım." Jungkook sırtında çanta varmış gibi hissediyordu. İstifini hiç bozmadan Doğu sürüsüne doğru yürümeye başladı.

"Yanak dediğime çok emini-"

"Ya sussana!"

🍃

Hava kararmıştı ve Jimin, alfanın sırtında asılı durmaktan yorulmuştu. Ama Jungkook gayette dağ bayır yürüyordu.

"Tamam yeter dur. Kollarım uyuştu." Jungkook durunca omega sırtından inmiş ve kendini neyin üzerine oturuyorum demeden yere atmıştı.

"Burada mı uyusak? Sürüye daha var mı?" Jungkook ilerde akan nehrin sesini duyuyordu yani patikaya yaklaşmışlardı. Ama hayır derse Jimin ne yapabilirdi ki?

"Var daha. Bu gece burada kalalım." Jimin açlıkla etrafına bakındı ve burnunu şöyle bir havada gezdirdi.

"Gerçekten yiyecek hiçbir şey yok."

"Kurtlarımız aç." Jimin konuşan alfaya baktı.

"Onları bitkin görmekten nefret ediyorum. Doğu dağlık bir bölgedir ve hayatta kalmak için çelik gibi bir bedenin olmalı. Ama hiçbirimiz iyi besinler alamıyoruz. Benimle mühürlenmek zorunda kalırsan eğer, üzgünüm. Ama sürüm için buna karşı çıkmayacağım Jimin."

Bir sürelik sessizliğin ardından, Jimin konuşmaya başladı bu sefer.

"Elbise giyerdim." Şaşkınca yüzüne bakıp ona doğru biraz daha kaydı alfa.

"Nasıl?"

"Elbise giyerdim diyorum. Narin bir omega gibi. Hoşuma da giderdi. Yakışıklı bir alfanın hayalini kurardım bende. Bir yerim çamura değse kıyameti kopartırdım. Çiğ et görünce midem kalkardı. Ama lider bir ailede tek omega olmak, gerçekten zor. Sürekli bana zorbalık ederlerdi. İyi bir lider olamayacağımı söyleyip benimle dalga geçerlerdi. Ablam beni hep korurdu ama bir süre sonra hassas olmaktan bıktım. Çok çalıştım ve sonucu da iyi. Asabiyim biliyorum ama inan bana bu halimden vazgeçersem eğer-"

"Ben senin yanında olduğum sürece, kimse seni tartaklayamaz. Sana dokunmayı bırak, bakamazlar bile Jimin. Asla izin vermem."

Yüzlerinin arasında santimler varken birbirlerine bakmak ikisinin de nabzını hızlandırmıştı. Alfa yine miniğini öpmek için yanıp tutuşuyordu ama maziyi anlatması ona güvendiği anlamına gelirdi. Şimdi bumu mahvetmek istemiyordu.

"Ben, sana bir şeyler bulayım." Jungkook ayaklanmış ve kurt formuna girerek ağaçların arasına girmişti. Jimin'de kendine gelmek için yanaklarına vurdu. Ve sakinleştiğine karar verdiğinde ateş yakmak için çalı çırpı toplamaya başladı.

Ennemi _JiKook_Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin