🎐7🎐

4K 388 53
                                    

"HAYIR BENİM ANLAMADIĞIM BU FİNO KÖPEĞİNİN BURADA NE İŞİ OLDUĞU!"

"Jimin! Sesini alçat hayatım."

"Ama anne! Hadi Jungkook tamam. Da neden o pis kuzeni burada?!"

"Yakında tek sürü olacağız kardeşim. Aş bunları."

"Baba bir şey de nolur."

"Annen ve ablan haklı. İyi geçinmeye çalışın." Jimin sabırla giden annesinin ve ablasının ardından baktı. Saçları ile uğraşan babasına döndü.

"İyide baba, benden nefret ediyor!"

"Fıkra falan anlat, ortak noktalardan konuşmaya çalış."

"Baba, bende ondan nefret ediyorum."

"... İkinizde kavga etmeyi seversiniz değil mi?"

"Ah tabi canım! Geçen sefer gırtlağına nasıl yapıştığımı anlatayım. Oturur güleriz."

"Zaten Kai ve diğerleri ile beraber olacaksın. Bu kadar takılma." Babası aynı bir şehirli gibi konuşuyordu bazen. Halbuki orada yaşayan kurtlara hiç saygısı olmazdı.

Jimin sinirden kendini yırtacak gibi hissediyordu. Zaten Kai ile ayrıldığından beri sinirliydi çünkü dediği şeyleri yapmıştı. Ablasına kürkünü taratmış, gündelik pantolon tişört muhabbetinden kurtulup, daha hoş şeyler giymişti. Hatta elini saçına atma zahmetinde bulunmuş, kabarıklığını indirmişti. Ve bunları neden yaptığını bilmiyordu bile. Kendi kendine göz devirip ana odayı terk etti ve kulübenin çıkışına gitti. Verenda kalabalıktı ve dışarı çıkınca üç çift göz onu bulmuştu.

Tae nefret dolu bakışlarını gizlemeksizin, bir alfanın güzel bir omegaya baktığı gibi bakıyordu. Kai, Jimin'in yola gelmiş olmasına gülmemek için yanağının içini dişliyordu. Jungkook mu? Nedendir bilinmez dolunaya onunla gitmek için yanıp tutuştuğunu hissediyordu. Üstelik üzerinde sadece beyaz geniş bir gömlek ve siyah botla pantolon varken bunu arzuluyordu. Beyaz... İç çekti alfa. Onu daha önce beyaz giyerken görmemişti hiç. Kurdu bile siyahtı.

"Pekala çocuklar iyi eğlenceler." Çoğunluk ikili halde ayrıldı. Jungkook ve Seulgi önden adımlayıp kurt formuna büründüler. Jimin, arkasından gelen alfaya karşı tedbiri elden bırakmadan hareket ediyordu. Taki Tae gelip omuz atana kadar. Jimin'den önce Kai önemli atılarak diş göstermişti. Ama Taehyung yalnızca güldü.

"Kutsal bir gece. Belamı aramıyorum. En azından şimdilik." Ardından kurt formunda gözden kaybolmuştu.

"Bu herif kaçığın teki."

"Bende bunu anlatmaya çalışıyorum ya. Neyse."

"Konu açılmışken. Süslenmişsin." Gülmüyor. Dramatik olmayın.

"Bazen söylediklerini dinlediğim de oluyor."

"Bazen..." İkili gülüşerek hafif yokuşu tırmanmaya devam ettiler.

🌿

Kurtlar kısa uzun kocaman kayaların tepesinde uluyor, tilki göletinin etrafında çiftler halinde yayılıyorlardı. Jimin, ablasını ve o kuçuyu görebileceği kuytu bir kenara oturmuş, sinirden yerdeki otları yoluyordu. Halbuki gece ne kadar güzel, yanındaki arkadaşı ondan ne kadar bıkmıştı...

"Geceni berbat ediyorsun. Artık onları düşünmeyi bırak."

"Bütün şansızlıklar beni buluyor! Güzel ablamı kime koklatıyorum ya! Çok şanssızım."

"Abartma. Biraz olumlu olmaya çalış."

"Şanssız olduğum konusunda olumluyum." Kai göz devirip oturduğu yerden kalktı.

"Ben bir fıstık bulmaya gidiyorum. Sen burda üzül."

"Tamam." Alfa giderken, Jimin'de onlara bir süre bakmış ardından gitmişti.

Peki Jungkook cephesinde olaylar nasıldı? Sıradan. İkiside birbirini istemediğini net belli ediyordu.

"Şey... Senin kardeşin yok sanırım."

"Hayır. Tek çocuğum ama Taehyung kardeşim gibidir." Seulgi başını salladı. Konuşacak bir şey bulamıyordu. Ona biraz yanaşmaya ve cilve yapmaya karar verdi. Sonuçta şimdi sevmeseler bile, mühürlendikten sonra sevmemeleri imkansızdı.

Jungkook ona yanaşan dişi ile afalladı ve kendini geri attı. Ona hiç mi hiç doğru gelmiyordu.

"Seulgi... Sana da tuhaf gelmiyor mu?"

"Nasılsa alışacağız. Değil mi?" Jungkook bir süre susmayı yeğledi. Ardından iç çekerek ayaklandı.

"Dinle. Bence ailemiz ile konuşmalıyız. Kurdum bana çok zorluk çıkarıyor ve-"

"Sen aklını mı kaçırdın?! Nasıl bir sorun yaratırız haberin var mı?"

"Biliyorum ama istemiyorum. Ya-yani ben isteyemiyorum. Doğru-"

"Bende bayılıyorum sana. Ama kurdun bu kadar rahatsızsa zaten eş olarak beni istemeyecektir." Dişi alfa da ayaklanınca Jungkook onu kızdırmış olabileceğinden korktu.

"Ben kaba konuşmak istemedim."

"Kaba değildin. Kızgın değilim. Ama senin gibi kendini bilmeyen birini daha görmedim."

"Ne demek istiyorsun?"

"Kurdun beni istemiyor, çünkü zaten başkasını arzuluyor. Bunun fakına var."


________
Çok mu erken oldu?

Ennemi _JiKook_Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin