🎐12🎐

3.6K 361 39
                                    

Bir süre sonra orta yaşta bir kadınla o kız tekrar gelmişti. Jungkook onları gördüğü gibi doğrulmuş ve hırlamaya başlamıştı. Kadın sakince onlara bir adım attıysa da, Jungkook yaklaştırmamaya kararlıydı.

"Sakin ol oğlum. Yardım etmek istiyorum. Arkadaşın çok kötü görünüyor." Jungkook ne dediklerini anlasa da, şuanda gerçek bir vahşi hayvan gibi davranıp salağa yatmalıydı. Yine de bu kadına güvenmekte kararsızdı.

Ama o sırada küçük kız beceriksizce onlara doğru bir tavuk budu atmıştı. Bu Jungkook gibi iri bir kurdun dişinin kavuğuna bile yetmezdi ama bu barış nişanesini kabul edecekti. İyice koklayıp deriyi yaladı, ardından bir ısırışta mideye indirdi. Kadın sakince yaklaşmaya devam edip alfanın başına hafifçe dokundu. Ardından elini Jimin'e attığı sırada, Jungkook onu ısırmaya çalışmıştı. Kadın korkuyla geri çekilse de pes etmedi. Böyle güzel bir yaratığın ölmesine izin vermeyecekti.

"Biliyorum anlamıyorsun ama yardım etmek istiyorum. Bak ben kötü değilim. Gel." Ellerini kaldırıp Jungkook'a yaklaştı ve kendisini koklamasına izin verdi. Alfa iki ara bir derede kalmıştı. Jimin'in yardıma ihtiyacı vardı ama kadının ne yapacağını bilemezdi. Ama çaresizliğinden dolayı yavaşça geri çekildi.

Kadın rahat bir nefes vererek omeganın başını okşadı. Ardından kızına anlamadığı bir dilde bir şeyler söyledi. Küçük kız, yularını tuttuğu bir atla geri döndü. At, tahta bir araba çekiyordu. Üzerinde bazı çuvallar vardı.

Kadın Jimin'in yarasına dikkat etmeye çalışarak onu zorda olsa arabaya yerleştirdi. Keçe bir örtü ile üzerini örttükten sonra inmişti ki, Jungkook onun yanına arabaya atlayıvermişti. Onu bir saniye bile yalnız bırakmaya niyeti yoktu. Kadın içtenlikle gülümseyip atın yularını kavradı ve diğer eli ile de kızın elini tuttuktan sonra, ilerde görünen çiftlik evine doğru yürümeye başladı.

🍃

Beton duvarları olan ve kiler gibi duran bir yere çekti arabayı kadın. Evin hemen yanındaydı. Kadın ışıkları yakarak üzerindeki hırkayı çıkardı ve yine büyük uğraşlar ile omegayı odanın ortasındaki demir masaya yatırdı. Ardından bir kaç değişik şeyi Jimin'e bağlayıp, kendi eldiven ve maske giydi. Jungkook kaşlarını çatıyor ve tam olarak ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Bu kadın şifacı falan mıydı?

Kadın durup alfaya baktı. Ameliyat yapacaktı ve bu yüzden Jungkook burada kalamazdı. Hiç hijyenik değildi. Ancak yaralı kurdun yanından bir saniye bile ayrılmıyordu. Bu yüzden steril spreyden ona da sıkmaya karar verdi ve demir kapıyı kapattı.

Bu sprey Jungkook'un duyularını alt üst etti ama Jimin'e de sıkmıştı. Yani iyi bir şey olmalıydı, değil mi?

🍃

Yaklaşık bir saattir kadın Jimin üzerinde çalışıyordu. Tepesine kırmızı torbalar asıyordu ve bu şey kan gibi kokuyordu. Kadın, kızıl kurdun gerginliğini apaçıl görebiliyordu. Bu yüzden anlamasa bile onunla konuşmaya karar verdi.

"Arkadaşın çok iyi gidiyor. Ne kadar da güçlü öyle. Zaten ikinizde biraz fazla irisiniz."

Jungkook'a göz ucuyla bakınca sakince oturup ona baktığını fark etti. Dinliyor muydu acaba?

"Ben veterinerim biliyor musun? Bu ormanda her yıl kaç hayvan kurtarıyorum ben sayamadım. Tilkiler, geyikler, kurtlar. O pis avcılar sağa sola her yere ateş ediyor. Umarım bir günde onlar vurulur."

Jungkook eğer insan formunda olsaydı, şuan güler ve kadını alkışlardı. Kadın, elindeki bamdajı kenara bıraktı ve maskesini çıkardı.

"Evet. Geçmiş olsun bakalım. Arkadaşın gayet iyi. Şimdi dinlenmeli."

Jimin'i bir saat kadar orada yatırmaya devam etti. Ardından yine ıkına ıkına onu kıcaklayıp, ahırda, yumuşak samanların üzerine koydu. Keçe örtüyü tekrar üzerine serip, boş at yemliğini su ile doldurdu ve aylar öncesinden kalma geyik etlerini buzluktan çıkarıp içine bir tane takviye ilaç sakladı. Onları da kurtların yanına koydu. Ahırda sadece bir tane at vardı ve oda kilitliydi. Ancak kadın yine de emin olamayarak atını oradan aldı ve eski ahıra bağladı. Güzel atını bu gece kötü bir yerde yatırdığı için üzgündü ama ölmesinden iyidir diye düşündü.

Sonra kurtlara bakmak için geri döndü. Onları ilk bulduğu zamanki gibi, kızıllı siyahın arkasına yer edinmiş, kafasını ve bir pençesini onun üzerine koymuş öylece yere bakıyordu. Kadın gülümseyip ahırın zayıf ışığını kapattı ve onları hafif karanlıkta bıraktı. Ardından ahırın kapısını kilitleyip evine girdi.

Jungkook insan formuna bürünüp Jimin'in başını okşamaya başladı. Gözlerinden yaşlar süzülüyor ve hala dua ediyordu. Düzenli nefes alışları ona teselli oluyordu bir tek. Eğilip, omeganın düşmüş kulağına küçük bir öpücük kondurdu ve ardından yanına geri kıvrıldı.

"İyi geceler Jimin'im."

_________
Çok mu absürt oldu??

_________Çok mu absürt oldu??

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Jikookla ve temiz kalınn~

Ennemi _JiKook_Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin